Ketojenik beslenme nedir, faydaları neler, zararları var mı?
Ketojenik beslenme, uzun süredir sağlıklı beslenme tutkunlarının gündeminde bulunuyor. Bu özel beslenme biçimi, vücuda karbonhidrat alınımını minimuma indirerek vücudu ketoz adı verilen bir duruma getiriyor. Böylece metabolizma ve yağ yakımı hızlanıyor. Bu hız pek çok hastalığın tedavisini olumlu etkiliyor, kilo kaybını destekliyor. Ancak uzun vaadeli uygulanan ketojenik diyetin zararları da bulunuyor.
Yüksek oranda yağ ve protein tüketilmesi gereken bu beslenme biçiminde vücuda alınan her bir besine ayrıca dikkat edilmesi gerekiyor. Bu özel beslenme biçiminde vazgeçilmemesi gereken besinler listesi olduğu gibi ketojenik diyette asla tüketilmemesi gereken gıdalar da mevcut.
Şeker dengeleyici özelliği olduğu söylenen bu diyet için uzmanlar uyarıyor: Kesinlikle bir uzman eşliğinde ve belirli bir süre uygulanmalı.
İşte her gün kulağımıza çalınan ketojenik diyetin tüm yönleri...
KETOJENİK DİYET NEDİR?
Ketojenik diyet, tıpta öncelikle çocuklarda kontrol edilmesi zor yani refrakter epilepsiyi tedavi etmek için kullanılan yüksek yağlı besinler ile yeter miktarda protein içeren besinlerin öncelikli tüketildiği, düşük karbonhidratlı bir diyet olarak tanımlanıyor.
Ketojenik diyetin halk arasındaki bir diğer adı da keto diyet.
Gerçekleştirilen sınırlı tıbbi çalışmalar sonucunda ketojenik diyet sürecinde aralarında öncelikle epilepsi olmak üzere Alzheimer, diyabet ve kanser gibi birtakım hastalıklara ve sağlık sorunlarına karşı faydalarının yanı sıra kilo verilmesinde yardımcı olduğu görüldü.
Ancak uzun süre kesintisiz devam ettirilmesi sağlık açısından tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor.
Yapılan araştırmalar tıp uzmanları tarafından henüz yeterli görülecek çapta gerçekleştirilmediği için ketojenik diyete başlama ve diyeti sürdürme kararlarının dikkatli bir şekilde, ideal şartlar altında mutlaka bir diyetisyene başvurarak alınması tavsiye ediliyor.
Ketojenik diyetin epilepsi tedavisi için kullanıldığı araştırmalarda vakaların yarısından fazlasında epilepsi nöbetlerinde farklı oranlarda azalma görüldü. Hastaların belirli bir yüzdesinde ketojenik diyet, Atkins diyeti ve diğer düşük karbonhidrat diyetleri ile birçok benzerliğe sahip.
Ketojenik diyetin temelinde vücudun dışarıdan karbonhidrat alımını büyük ölçüde azaltmak bulunuyor.
Karbonhidrat alımındaki bu azalma vücudu ketoz adı verilen metabolik bir duruma sokuyor. Ketoz durumunda vücut enerji için yağ yakmada çok daha verimli bir hale geliyor ve vücut enerji ihtiyacını karbonhidratlar yerine yağlardan karşılamaya başlıyor.
Bu süreç dahilinde yağ karaciğerde ketonlara dönüştürülüyor ve bunlar beyin için dahi enerji sağlamak üzere kullanılabiliyor. Ketojenik diyetler hem kan şekeri değerlerinde hem de insülin seviyelerinde büyük bir düşmeye neden olabiliyor.
KETOJENİK DİYET TÜRLERİ NELERDİR?
Ketojenik diyetin farklı türleri bulunuyor. Bunlar arasında en yaygın olanları: Standart Ketojenik Diyet (SKD), Yüksek Proteinli Ketojenik Diyet, Döngüsel Ketojenik Diyet (DKD), ve Hedefe Yönelik Ketojenik Diyet.
(HKD) Döngüsel veya hedefli ketojenik diyetler daha gelişmiş yöntemler olarak görülüyor ve temel olarak vücut geliştiriciler veya sporcular tarafından kullanılıyor. Profesyonel bir diyetisyen tarafından destek alınmadan kullanılmaları tıp uzmanlarınca tavsiye edilmiyor. Üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılmış türü ise standart ketojenik diyettir.
Standart ketojenik diyette çok düşük karbonhidrat, orta miktarda protein ile çok yağlı bir diyet sürdürülüyor. Diyette genellikle yüzde 75 oranında yağ, yüzde 20 oranında protein ve sadece yüzde 5 oranında karbonhidrat bulunuyor.
Yüksek proteinli ketojenik diyet, standart ketojenik diyete benzerlik gösterse bile daha fazla protein içeriyor. Bu diyette genellikle yüzde 60 oranında yağ, yüzde 35 oranında protein ve yine yüzde 5 oranında karbonhidrat bulunuyor.
KETOJENİK DİYETİN FAYDALARI NELERDİR?
Ketojenik diyet esasında epilepsi gibi nörolojik hastalıkların tedavisi için bir araç olarak ortaya çıktı.
Bu konuda gerçekleştirilen araştırmalar ketojenik diyetin epileptik çocuklarda, nöbetlerde büyük azalmaya neden olabileceğini ortaya çıkardı. Bununla birlikte sonradan ketojenik diyetin özellikle metabolik, nörolojik veya insülinle ilişkili hastalıklarda birçok sağlık yararı sağlayabileceğine dair sonuçlar veren çeşitli araştırmalar gerçekleştirildi.
Ketojenik diyet, doğru tarzda uygulandığında sağlıklı bir şekilde kilo vermeye ve çeşitli tıbbi sorunlar ile hastalıklar için risk faktörlerini en aza indirmeye yardımcı olabiliyor. Kalori sayımı yapmadan veya yiyecek takibine çok fazla dikkat ayırmadan kilo verme konusunda etkili olduğu görülüyor.
Ketojenik diyet, vücut yağı, HDL kolesterol seviyeleri, kan basıncı ve kan şekeri gibi kalp hastalıklarını ortaya çıkarabilen risk faktörlerini iyileştirebiliyor. Keto diyetinin Alzheimer hastalığının semptomlarını azaltabildiği ve ilerlemesini yavaşlatabildiği gözlemlendi.
Bunlara ek olarak parkinson hastalığının semptomlarının hafifletilmesine, polikistik over sendromunda önemli bir rol oynayabilen insülin seviyelerini azaltmaya yardımcı olduğuna ve düşük insülin seviyelerinin yanı sıra daha az şeker veya işlenmiş gıdaların kullanılması sayesinde sivilce ve aknelerde azalmaya yol açtığına dair küçük çaplı çalışmalar gerçekleştirildi.
Yapılan bir çalışmalar sayesinde ketojenik diyetin beyin sarsıntılarının etkisini azaltma ve yaralanma sonrasında iyileşme sürecinin hızlandırılmasına yardımcı olduğuna işaret ediliyor.
DİYABET VE PREDİYABET İÇİN KETOJENİK DİYET
Diyabet, yüksek kan şekeri ve insülin fonksiyonlarındaki bozulma dolayısıyla metabolizmada meydana gelen değişiklikler olarak tanımlanıyor. Ketojenik diyet yardımıyla Tip 2 şeker hastalığı, prediyabet ve metabolik sendrom ile yakından yakından ilişkili olan fazla yağların kaybedilmesi daha kolay olabiliyor.
Tip 2 diyabetli kişilerde yapılan ancak çapı sınırlı bir çalışmada, katılımcıların üçte birinin diyabet ilaçlarını bütünüyle bıraktığı görüldü.
Yapılan bir başka çalışmada ise ketojenik diyetin insülin duyarlılığını kısa vadede yüzde 75 oranında düzelttiği görüldü, ancak uzun vadede etkilerinin nasıl süreceği konusunda henüz bir ilerleme kaydedilemedi.
KETOJENİK DİYETİN YAN ETKİLERİ NELER?
Ketojenik diyet tamamen faydalı ya da bütünüyle doğal bir yöntem olarak tanımlanmıyor. Öncelikle bir tıbbi sorunun tedavisi için ortaya çıkarıldığı ve birçok tedavi yöntemi gibi çeşitli yan etkilerinin mevcut olduğu unutulmamalı.
Her ne kadar normal şartlarda sağlıklı bireyler için güvenli olsa da metabolizmayı değiştirmesi nedeniyle vücutta önemli değişikliklere yol açabiliyor ve bundan dolayı bir takım tıbbi sorunlara neden olabiliyor.
Bu diyetin uzun süre uygulanmasının vücut üzerindeki yan etkileri hakkında tıbbi çalışmalar devam ediyor.
Özellikle çocuklarda bu diyetin uzun süre devam ettirilmesi büyümede yavaşlamaya neden olabiliyor. Ketojenik diyet sürecinde normalde 1 / 1000 olan böbrek taşı riskinin 1/20’ye yükseldiği de gözlemlendi. Karbonik anhidraz inhibitörleri veya potasyum sitrat alımının bu riski belirli bir seviyede sınırlaması mümkün.
Bunun yanı sıra vücudun diyete uyum sağlaması esnasında başlangıçta belirli birtakım yan etkiler görülebiliyor. Bu yan etkilerin bütününe halk arasında keto gribi adı veriliyor.
Vücut ketojenik olarak enerji tüketimine yani ketoza alışırken geçirdiği metabolizmada gerçekleşen değişikliklerden kaynaklanıyor. Bu yan etkiler normal şartlar altında iki ila yedi gün arasında devam ediyor.
Ketojenik diyetin yan etkileri arasında bireyin kendisini enerjisiz, yorgun ve zayıf hissetmesi, zihinsel işlevlerinde yavaşlama, artan açlık hissi, çeşitli uyku sorunları ve sürekli uyuma ihtiyacı, mide bulantısı, sindirim rahatsızlıkları ve egzersiz esnasında performans düşüklüğü bulunuyor.
Bu yan etkileri en aza indirmek için ketojenik diyete başlamadan önce karbonhidrat tüketimini birkaç hafta boyunca kademeli olarak azaltmak mümkün. Bu bireyin vücuduna karbonhidrat kullanmayı tamamen kesmeden önce daha fazla yağ yakmayı öğretebiliyor. Ketojenik diyete ilk başlanılan dönemde, vücut adapte olana kadar kalori hesabı yapmamak ve doyana kadar yemekten kaçınmamak önemli.
Ketojenik diyeti sürdürürken idrarda veya nefeste kokma görülebiliyor. Bu vücudun ketoz esnasında ürettiği atıklardan kaynaklanıyor.
Ketojenik bir diyet aynı zamanda vücuttaki su ve mineral dengesini de değiştiriyor. Bu nedenle bireylerin diyetisyene başvurarak en azından başlangıçta fazladan ne kadar tuz, sodyum, potasyum ve magnezyum gibi mineralleri almaları gerektiğini öğrenmeleri tavsiye ediliyor.
Bu mineralleri normal beslenme sürecinde, bir takviyeden faydalanmadan almak önemli. Ketojenik diyet sürecinde kaçınılan gıdalar tarafından normalde vücuda sağlanan mikrobesinlerin eksikliğini gidermek için bunları içeren takviyelerin alınması gerekli.
KETOJENİK DİYETTE YENİLMESİ GEREKENLER
Ketojenik diyet menüsü aşağıda listesi verilen et, balık, yumurta, tereyağı, fındık, sağlıklı yağlar, avokado ve bol miktarda düşük karbonhidratlı sebzeler gibi ürün gruplarına dayandırılmalı. Standart bir diyette yağ / protein yüzdeleri 75 ile 20 iken, yüksek proteinli ketojenik diyette bu oranlar yüzde 60 / 35 civarında bulunuyor.
Çeşniler: Tuz, karabiber, kırmızıbiber, kekik gibi çeşitli sağlıklı otlar ve baharatlardan elde edilen çeşnileri kullanmak mümkün.
Düşük karbonhidratlı sebzeler: Çoğu yeşil olmak üzere, domates, soğan, biber gibi düşük karbonhidratlı sebzeleri tercih etmek önemli.
Et, balık, hindi eti, kırmızı et türleri ve tavuk eti: Bunlardan üretilmiş jambon, pastırma, salam ve sosis gibi ürünler ketojenik diyetin önemli bir kısmı olan proteinleri sağlıyor. Balık olarak özellikle omega-3 yağını bol miktarda içeren alabalık, hamsi, kefal, orkinoz, ringa, sazan, somon, ton balığı, uskumru ve yayın balığı gibi yağlı balık türleri tercih edilmeli.
Kuruyemiş ve tohumlar: Ay çekirdeği, badem, ceviz, fındık, kabak çekirdeği, vb ketojenik diyette rahatlıkla kullanılabiliyor.
Meyveler: Bütün avokado veya taze guacamole gibi meyveler sınırlı porsiyonlar halinde tüketilebiliyor.
Peynir: Beyaz peynir, kaşar peyniri, keçi peyniri, krem peynir, mozarella, tulum peyniri gibi ürünler ketojenik diyette tercih edilen besinler arasında görülüyor.
Sağlıklı yağlar: Başta sızma zeytinyağı olmak üzere sağlıklı bitkisel yağlar özellikle tercih edilmeli. Bununla birlikte katkısız tereyağı gibi katı yağlar ile şekersiz krema türleri de ketojenik diyet esnasında kullanılmalı.
Yumurtalar: Omega-3 içeren büyük yumurtalar tercih edilmeli.
KETOJENİK DİYETTE KAÇINILMASI GEREKEN GIDALAR LİSTESİ
* Ketojenik diyette özellikle karbonhidrat oranı yüksek olan yiyecekler sınırlandırılmalı ve mümkün olduğu kadar tüketilmemeli.
* Günlük karbonhidrat miktarı ise genellikle 50 gramı aşmamalı.
Keto diyetinde azaltılması veya bütünüyle bırakılması gereken besinler listesi:
Alkol: Alkollü içecekler, karbonhidrat içerikleri nedeniyle bireyin ketoz durumundan çıkmasına yol açabiliyor.
Çeşniler: Mayonez, ketçap gibi soslar genellikle şeker ve sağlıksız yağ türleri içeriyor.
Baklagiller: Barbunya fasulyesi, bezelye, mercimek, nohut ve benzerleri içeriklerindeki karbonhidrat sayesinde keto rejimini bozabiliyor.
Kök sebzeler: Patates, tatlı patates, havuç, yaban havucu, içeriklerinde bulunan şekerler ve karbonhidratlar sayesinde keto rejimini bozabiliyor.
Meyveler: Çilek tarzı meyvelerden çok küçük porsiyonlar hariç olmak üzere tüm meyveler doğal olarak içlerinde bulunan karbonhidratlar nedeniyle ketoz rejimine aykırı bir konum bulunuyor.
Şekerli yiyecekler: Kola, meyveli soda, meyve suyu, şekerli çay, şekerli kahve, kek, dondurma, ve envai çeşit tatlılar içerdikleri şeker nedeniyle vücudun ketoz durumundan çıkmasına neden olabiliyor.
Şekersiz diyet gıdaları: Bu türlerin içinde bazı vakalarda keton seviyelerini etkileyebilen şeker alkolleri yüksek oranda görülebiliyor. Bu gıdalar aynı zamanda endüstriyel olarak daha çok işleniyor.
Tahıllar veya nişastalar: Buğday bazlı bütün ürünler, bulgur, makarna, pirinç ve çeşitli tahılların tamamı çok yüksek oranda karbonhidrat içeriyor.
Ketojenik diyeti takip ederken sebze ve et türü besinlerin birlikte tüketilmesi, vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminler gibi besleyici ve koruyucu öğelerin de daha düzenli alınmasını sağlayabiliyor.
KETOJENİK DİYETTE ARA ÖĞÜNLER
Öğünler arasında açlık hissedilmesi durumunda tercih edilebilecek sağlıklı keto atıştırmalıkları olarak çeşitli seçenekler mevcut.
Bunlar arasında en az % 90 oranında bitter çikolata, 1 - 2 haşlanmış yumurta, öğünlerde yenilen yemeklerden artanlardan küçük porsiyonlar, bir avuç fındık veya kuruyemiş üç ya da dört tane çilek ve krema, düşük karbonhidratlı süt, kakao tozu ve fındık ezmesi ile yapılmış shake, peynir türleri, salsa sosu ve kereviz, yağlı et veya balık ve zeytin/peynir karışımı sayılabiliyor.
Ketojenik diyet çeşitli lokantalarda beslenmek için uygun seçeneklere sahip olabiliyor. Lokantaların büyük çoğunluğu menülerinde et veya balık bazlı yemekler bulundurmakta. Ketojenik diyeti takip eden bireyler bu seçenekleri tercih ettikten sonra, yemeğin içindeki ya da yanındaki yüksek karbonhidratlı öğelerin fazladan sebzelerle değiştirilmesini talep edebiliyorlar.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani’nin arabası
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu