Nobel Ödüllü John Steinbeck'in kaçırılmaması gereken eserleri
John Steinbeck, 27 Şubat 1902 tarihinde doğdu. İrlanda asılı yazar, eserlerinde genellikle işçi yaşamını ve toplumsal sorunları dile getirdi. Gerçekçi yazar her zaman aykırı tavırlarıyla dikkat çekti. Stanford Üniversitesi'ne kayıt olduktan sonra İngiliz Edebiyatı okumaya karar verdi. Üniversitedeyken tıp bölümü dekanındaa ‘’insanları öğrenmem gerek’’ diyerek kadavra parçalarını istedi. Reddedildikten sonra üniversiteyi bıraktı. Yazdığı eserlerin her biri kült oldu, çoğu sinemaya aktarıldı.
Bir ailenin Oklahoma'dan, Kaliforniya'ya göçünü anlattığı Gazap Üzümleri eseri ile Pulitzer ve Ulusal Kitap Ödülünü kazandı. Ayrıca edebiyat alanında verdiği katkılardan dolayı 1962’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.
İşte Nobel Ödüllü yazarın eserleri...
1- ALTIN KUPA (Cup of Gold, 1929)
Dizginlenemez denize açılma ve korsanlık tutkusuyla Karayipler’e sürüklenen genç Henry, 17. yüzyıl İspanya İmparatorluğu’nun yüreğine korku salan namlı bir kaptan olacaktı. Onun asıl amacı ise bölgede efsane olan La Santa Roja adlı gizemli bir kadını bulmak ve Altın Kupa’yı ele geçirmekti. Karayiplerin kanlı tarihine ateşten bir sayfa ekleyen Sir Henry Morgan’ın yaşamı, Steinbeck’in kalemiyle coşkulu bir anlatıya dönüşütü.
2- CENNET ÇAYIRLARI (The Pastures of Heaven, 1932)
Uçsuz bucaksız Kaliforniya Vadisi’nde yemyeşil ve bitek bir ova Cennet Çayırları. Farklı uğraş alanlarından birbirinden çok farklı karakterlerin doğa ve insan sevgisiyle buluştuğu bir yöre.
Nobel ödüllü yazar John Steinbeck, karmaşık alışkanlıklar ve kimi kişilik kırılmalarıyla öne çıkan karakterleri bu yapıtında bir araya getiriyor. Aynı zamanda göz alabildiğine uzanan ve mevsimler boyunca yeşilden sarıya dönüşen bitki örtüsüne paralel olarak bir kez daha insan ruhunun derinliklerini keşfediyor.
3- BİLİNMEYEN BİR TANRIYA (To A God Unknown, 1933)
Bilinmeyen Bir Tanrıya, pagan inançların söylencelerle, kadim kutsal kitapların batıl itikatlarla iç içe geçtiği bir atmosferde, hem koruyucu bir anıta hem bir alegoriye dönüşen kutsal ağacın gölgesinde mutluluk ve bolluk arayışındaki insanların kaçınılmaz kaderlerini resmeden gizemli, canlı ve özgün bir anlatı.
John Steinbeck, California'nın bereketli topraklarında yeni bir hayat inşa etmek üzere memleketini terk eden çalışkan ve hırslı bir çiftçinin bu umut ve hüsran dolu hikâyesinde insanla tabiat arasındaki bitmek bilmez çekişmeye olduğu kadar, insan ilişkilerinin temelinde yatan bağlılık, arzu ve inancın doğasına da ışık tutuyor.
4- YUKARI MAHALLE (Tortilla Flat, 1935)
Birinci Dünya Savaşı ve Büyük Buhran yıllarının boğucu atmosferinde yerleşik kalıpların dışına taşanların, gelecek kaygısı taşımayan ama bugünü de sonuna kadar yaşayanların, sistemin dışında kalmakta direnenlerin, beş parasız aylak takımının hikayesi Yukarı Mahalle.
Sıra dışı ilişkileri, tuhaf alışkanlıkları, durduk yere çıkan kavgaları, renkli karakterleri ve hatta köpekleriyle dostluğun, dayanışmanın, fedakârlığın ama illa ki neşenin kol gezdiği bu sokaklarda yoksulluk bir üzüntü, işsizlik bir yoksunluk olmaktan çıkıyor.
Küçük insanların hikayelerinden dev yapıtlar yaratan dünya edebiyatının usta kalemi John Steinbeck’in Tatlı Perşembe ve Sardalye Sokağı’yla oluşturduğu üçleme Yukarı Mahalle’yle tamamlanıyor.
5- BİTMEYEN KAVGA (Dubious Battle, 1936)
Eserlerinde işçi sınıfının gündelik ilişkilerini, yaşam koşulları ve mücadelelerini, çağımızın toplumsal meselelerini tüm insani ayrıntılarıyla resmederek haklı ününe kavuşmuş olan John Steinbeck, büyük romanı Bitmeyen Kavga’da destansı bir direnişi konu alıyor.
Son derece zor koşullarda yaşayan ve aldıkları ücretle karınlarını bile doyuramayan meyve toplayıcıları örgütlenerek ellerindeki yegâne silah olan greve başvururlar. Kapitalist toprak sahipleri ise mücadelenin yayılmasını engellemekte kararlıdır. Çok güçlü ve kendilerinden emindirler, işçilerin örgütlenmesini yeri gelirse kanla, yeri gelirse grev liderlerini satın alarak yıkmaya hazırdırlar, fakat hesaba katmadıkları bir unsur vardır.
İnsanlığın bitmeyen kavgasını tüm gerçekliğiyle resmederek bir destana dönüştüren Steinbeck, kapitalist düzenin dayanaklarını derinden sarsan, kuşaklar boyunca başkaldıranlara esin kaynağı olan bir roman yaratırken mücadelenin açmazlarını da sergilemekten geri durmuyor.
6- FARELER VE İNSANLAR (Of Mice And Men, 1937)
Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ve onun güçlü kuvvetli ama akli dengesi bozuk yoldaşı Lennie Small’un öyküsünü anlatıyor. Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutuyor. Steinbeck insanın insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder bu destansı romanında. Kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiirindeki gibi; “En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider…"
7- UZUN VADİ (Long Valley, 1938)
Dünya edebiyatının en güçlü kalemlerinden, destansı romanların usta yazarı John Steinbeck bu kez anlatının en zor, en rafine türüne; öyküye yöneliyor. Salinas vadisinin tepelerinden, kanyonlarından, küçük kasabalarından geçerek sıradan insanların küçük, yalın dünyalarından evrensel temalar yaratmayı yine başarıyor. 1930’lar Amerikası’nın hüzünlü ama umutlu, yalnız ama direngen karakterleri; kent ve kır, geçmiş ve gelecek arasındaki çelişkilerle boğuşurken, Steinbeck her zamanki titizliğiyle projeksiyonu yazından çok okura döndürüp, başka tür bir sorgulamaya yöneltiyor.
İnsanın yaşadığı coğrafya, zaman ve mekânla ilişkisini incelikli bir biçimde yansıtan öyküler, uzak, farklı ve bir o kadar da benzer dünyaların kapılarını kimi zaman bir çiçek adı, kimi zaman da küçük bir tasvirle açıyor.
8- GAZAP ÜZÜMLERİ (The Grapes Of Wrath, 1939)
Gazap Üzümleri, bir toplumsal krizin etkilerinin epik bir anlatıyla gerçek bir sanat eserine dönüşmesinin Amerikan edebiyatındaki en güzel örneği. Bir cehennem kaç acıyla oluşur bu dünyada? Toz fırtınalarıyla tarladaki mahsulün mahvolması, Büyük Buhran’da bankaların topraklara el koyması ve sonunda, göçle gelen sefalet… Bir otomobili kamyona dönüştürerek çıktıkları mecburi yolculukta, acılarını ve açlıklarını, düşlerini ve öfkelerini de peşlerinden sürüklüyor Joad ailesi. Gazap Üzümleri, kaygı dolu günleri sessiz bir başkaldırıyla aşmaya çalışan insanların romanı.
9- AY BATARKEN (The Moon Is Down, 1942)
Geçimini madencilikle sağlayan ve uzun yıllardır savaş görmemiş huzurlu bir kasaba, askeri bir birlik tarafından apansız işgal edilir. Savaş nedir bilmeyen kasabalının beklenmedik şekilde karşı karşıya kaldığı bu olay, dışarıdan gelen düşmanın yanı sıra içlerinden çıkan hainlerin de keşfi anlamına gelmiştir. Sakin, sıradan ama bağımsızlığına da düşkün bu insanların zamanla hararetlenen sessiz mücadelesi, bardağı taşıran son damlayla, gözüpek bir meydan okumaya, öfkeli bir direnişe dönüşür.
John Steinbeck’in en önemli eserlerinden biri sayılan ve Nazi Almanyası’nın çizmesi altında ezilen Avrupa’nın pek çok ülkesinde illegal olarak basılıp milyonlara ulaşan Ay Batarken, askeri bir işgalin hikâyesini iki farklı yönden anlatıyor. Zor ve baskı karşısında insanların özgürlük talebinin ve yaratıcılığının önünde sonunda galip geleceğini ustalıklı ve kıvrak diliyle anlatan Steinbeck, bu eseriyle direnişçilere hem umut vermiş hem de ilham kaynağı olmuştur. Zorbalığın olduğu yerde direnişin ve özgürlük mücadelesinin en doğal hak haline gelişi Ay Batarken’de evrensel bir kurala, günümüze de ışık tutan bir gerçekliğe dönüşüyor.
10- SARDALYA SOKAĞI (Cannery Row, 1944)
Sardalya Sokağı, hiç kuşku yok ki, yazarın en tanınmış yapıtlarından biri: Küçük insanların serüvenleri hiç bir kitapta böylesine acımasız, ama aynı zamanda böylesine sevecen dile getirilmedi.
11- İNCİ (The Pearl, 1947)
Kazanç hırsının insanları nasıl insanlıktan çıkardığını, bütün kötülükleri nasıl harekete geçirdiğini, yoksul bir ailenin elinden talihin bir lütfü olan serveti kapmak için ne iğrenç yollara başvurulduğunu anlatan bu roman, klasikler arasında yer alan bir yapıt.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!