100 yıllık Brookings Erdoğan'a baş mı eğiyor?

Washington’ın önde gelen düşünce kuruluşlarından olan Brookings Enstitü, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına evsahipliği yapacağı bir süredir biliniyordu. Brookings, Çarşamba akşam saatlerinde akredite olan gazetecilere bir email göndererek, Erdoğan’ın konuşmasının sonunda soruların doğrudan Erdoğan'a sorulmayacağını, kartlar ile toplanacağını ifade etti.

Brookings, toplantıların sonunda dinleyicilerden doğrudan soru alması ile biliniyor. Sadece Brookings degil, Washington’daki her düşünce kuruluşunda konuşmacılar, konuşmalarından sonra soru almasıyla biliniyor. Bu durum konuk devlet başkan veya yetkilileri için de değişmiyor.

2013 yılının Mayıs ayında yine Brookings’de yapılan Erdoğan konuşmasında, izleyiciler özgür bir şekilde soru sormuş, Erdoğan da bu soruları almıştı.

Bu kez, belki de ilk kez, Brookings Erdoğan’ın konuşması sonrasında dinleyecilerden doğrudan soru almama kararı aldı. Gazetecilere gönderilen bilgi notunda şöyle denildi:

‘’Soru & Cevap bölümünde dinleyecilerden soru yazılmış kartları topladıktan sonra bunlar ikinci kez gözatma odasına alınacak. Bu sorular moderatore Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulmak üzere verilecek..’’

Moderator ABD’nin İsrail eski Büyükelçisi Martin Indyk. Indyk bir bölge uzmanı. Indyk’in bu soruları hangi kriterlere göre ayıracağı ve hangilerini soracağı kendisinin insiyatifine kalacak.

Cumhuriyet’te dün çıkan haberde, Brookings’deki bu konuşmanın, Türkiye’deki önde gelen işkadınlarından birinin telefonu ile mümkün olduğu haberleşmişti.

Akşam boyu soruları cevaplayan Brookings medya işlerinden sorumlu isimler, bu yöntemin değişeceğine dair bir işaret vermedi.

Brookings’in bütün bu gelişmelere rağmen Erdoğan ile mülakatı gerçekten yumuşatıp, yumuşatmayacağı henüz bilinmiyor.

ABD saatiyle öğlen 12.30, Türkiye saati ile akşam 7.30’da yapılacak. Canlı olarak internetten ve ABD'nin CSPAN kanalından yayınlanması bekleniyor.

Talbott için önemli

100 yıllık düşünce kuruluşunun Erdoğan ile yapacağı bu mülakatın bir başka özelliği ise kurumun başkanlığını Strobe Talbott'un yapıyor olması. Talbott, Clinton yönetiminin dışişleri bakanı namzeti olarak görülüyor. Talbott’un başkanlığını yaptığı bu kurumun Erdoğan’a nasıl davranacağı, Talbott ile birlikte uzun süre yürüyebilir. Çok ciddi sayıdaki demokrat Türkiye vatandaşının Talbott’ı gelecekte nasıl hatırlayacakları da bu mülakatla ilgili görünüyor.