86. Yılında CHP ve Kuvayı Milliye

Atatürkçüler, yurtseverler, çağdaş Türkiye sevdalıları, aralarındaki farklılıkları ve küçük çelişkileri bir yana bırakmalıdırlar. Çağdaş Türkiye’yi buldozer gibi ezip geçmek planları yapan bir zihniyetle her cephede savaşmak kolay değildir. Artık CHP’nin etrafında birleşme günüdür.
CHP’nin kökleri “Kuvayı Milliye”ye dayanır; onun kökleri “misakı milli” (milli sınırlar) ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın içindedir.
Çünkü CHP’nin kökleri “Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyeti”dir (ARMHC). Bu cemiyet, ulusal bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşı’mızın ideolojisini yürütmüş, “Kuvayı Milli”ye ruhunun halk arasında yaratılmasını ve örgütlenmesini sağlamıştır.
Bu nedenle CHP’nin kökleri ARMHC’nin yani Kuvayı Milliye’nin ta kendisidir, özüdür... Ulusal Savaşın baş örgütleyicisi işte bu Kuvayı Milliye derneğinin (ARMHC) 9 Eylül 1923’te Cumhuriyet Halk Fırkası’na (CHF) dönüşmesiyle CHP’nin yaşamı başlamıştır.
CHP’nin kurucusu da aslında ARMHC’nin başkanı Gazi Mustafa Kemal’dir. Gerçekten Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın zaferle 9 Eylül 1922’de sonuçlanmasından 3 ay sonra 6 Aralık 1922’de Atatürk Ankara’da bir siyasal parti kurmak istediğini açıkladı.
Mustafa Kemal konuşmasında özellikle ülkenin toplumsal, sosyal ve ekonomik durumunun ileriye götürülmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini belirtiyor, bu konuları kapsayan halkçılık ideolojisinin geniş olarak ele alınmasını istiyordu.
Tüm bu konularda halkın görüşlerini öğrenmek amacıyla bir yurtiçi geziye çıkacağını da belirtiyordu. Bu konuşmada, kuracağı partinin en temel ilkesini şöyle açıklıyordu.
“Halk Fırkası’nın asıl ruhu bağımsızlık ve kayıtsız-şartsız milli egemenliktir.”
Bu çalışmalar sürerken Meclis 1 Nisan 1923’te yeni seçimlere gidilmesine karar verdi. Mustafa Kemal ve arkadaşları yeni seçimlere “Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyeti”nin örgütlü şemsiyesi altında katıldılar. Cemiyet, seçimlere, Cemiyetin Başkanı Gazi Mustafa Kemal’in imzasını taşıyan ve 9 maddeden oluşan halkçılık programıyla katılmıştı.
Seçimlerle oluşan II. TBMM çalışmalarına başladı ve hemen sonra 9 Eylül 1923’te Cumhuriyet Halk Fırkası’nın (CHF) resmi kuruluş dilekçesi, Genel Başkan Mustafa Kemal’in imzasıyla İçişleri Bakanlığı’na verildi ve böylece CHP resmen kurulmuş oldu.
Ancak yukarıda verdiğimiz bilgiler temelinde CHP’nin asıl manevi kuruluşunun 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleşen Sıvas Kongresi olduğu, bütün yabancı ve yerli bilim adamları tarafından vurgulanır.
Kökeni Kuvayı Milliye
CHP’nin kuruluş bildirgesi, ilk tüzük ve programı 1919-1923 tarihleri arasında gerçekleşen efsanevi Ulusal Kurtuluş Savaşı destanının ruhundan oluşuyordu. Bu destansı bağımsızlık savaşının ideolojik belgeleri başta, Amasya bağımsızlık bildirgesi, Erzurum ve Sıvas kongreleri kararları, Ulusal Bağımsızlık Savaşı sürerken TBMM’nin aldığı kararlar ve Başkomutan Mustafa Kemal’in yaptığı açıklamalarla ortaya çıkan temel görüşler CHP’nin programının temel felsefesini oluşturuyordu.
Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin temel felsefesini oluşturan ve anayasamızın değiştirilemez hükümündeki temel ilkeleri ile CHP’nin temel görüşleri birbiriyle örtüşür. Aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, ARMHC’nin temel fikirlerinden oluşmuştur. CHP’nin kökleri de bu büyük ve destansı Kuvayı Milliye Cemiyeti’ne dayanır.
Daha sonra Atatürk’ün önderliğinde, aydınlanma devrimleri gerçekleştirildi. Kültürde, hukukta, devlet yönetiminde çağdaş, laik toplum düzeninin gerçekleşmesi sağlandı.
CHP, Atatürk’ün aydınlanma dervimlerinin Meclis içinde oluşmasında, ve bu çağdaşlaşma hareketinin halk kitlelerine yayılmasında en zor ve en etkin görevleri yüklendi. II. Cumhurbaşkanı İnönü’nün önderliğinde ülkemizin demokratik sisteme geçişi sağladı. 14 Mayıs 1950’de Türk tarihinde ilk kez yargıç yönetim ve denetiminde yapılan dürüst, eşit ve özgür seçimlerle siyasal iktadarın barış içinde el değiştirmesi sağlandı. Bu önemli demokratikleşme hareketinin gerçekleşmesi CHP’nin taçlanmış zafer anıtlarından birisi olarak tarihte yerini almıştır.
Demokratik yaşamla birlikte her türlü düşünce doğal olarak ortaya çıktı. Kuşkusuz karşıdevrimciler de örgütlendiler güçlendiler.
Tarihsel görev
İşte bu noktada CHP tarihsel olarak yeni görevler üstlendi bu görevler nelerdir?
• Öncelikle kurtuluşunda etkin bir biçimde görev aldığı Türkiye Cumhuriyeti’nin ülke bütünlüğünü ve milli sınırlarını (Misaki Milli) korumak
• Kuruluşunda da etkin bir biçimde görev aldığı laik ve çağdaş Cumhuriyetimizin temel ilkelerini ve felsefesini savunmak ve korumak.
Türkiye bugün tarihinin engüç dönemlerinden birisini yaşıyor. Siyasal iktidarı elinde tutan parti laikliğe karşı hareketlerin odak noktası olarak Anayasa Mahkemesi tarafından hüküm giymiştir. Bugün, Türk milli eğitiminde tarikatlar egemendir. Ülkedeki tüm öğrenci yurtlarının üçte ikisi tarikatların elindedir.
Laik Cumhuriyetin teklike altında olmadığını düşünmek büyük bir aymazlıktır. Çünkü Türkiye bugün adeta bir tarikatlar koalisyonu ve demokrasisine dönüşmektedir.
Bugün ülkemizin üniter yapısı, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı tehdit altındadır.
İşte bu noktada, CHP’ye çok önemli görevler düşmektedir. Bir zamanlar CHP kadrolarında yer alıp bakanlık koltuğuna kadar yükselen kimilerinin “CHP zamanla bitecek... CHP seçmeninin gözü laiklikten başka bir şey görmüyor” diye yazmalarını ve 50 yıldır politikanın içinde bulunmalarına karşın gözlerinin nasıl olupta böylesi bir siyah bir bantla sarıldığını görmek çok düşündürücüdür.
AKP içeriği belli olmayan açılımlarla (demokratik açılım, Ermeni açılımı, hukuk açılımı vs.) toplumu altüst etmeye çalışıyor. Bu zihniyete karşı CHP canla başla savaş vermektedir.
Başta Genel Başkan Baykal olmak üzere CHP Milletvekilleri ve tüm CHP örgütleri laik cumhuriyetin, üniter yapının, ülke ve toplum bütünlüğünün korunması yönünde ciddi bir tavır ve eylem içindedir. Bugünün şartları bize yepyeni bir yaklaşımı dayatmaktadır.
Atatürkçüler, yurtseverler, çağdaş Türkiye sevdalıları, aralarında farklılıkları ve küçük çelişkileri bir yana bırakmalıdırlar. Atatürkçü aydınlar, yurtseverler ayrılıkları, eleştirileri bir süre askıya almak zorundadırlar.
Çağdaş Türkiye’yi buldozer gibi ezip geçmek planları yapan bir zihniyetle her cephede savaşmak kolay değildir. Artık CHP’nin etrafında birleşme günüdür. Artık kökenleri Kuvayı Milliye’de olan büyük CHP’yi yeniden yaratma günüdür.

En Çok Okunan Haberler
-
Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal gözaltına alındı
-
Cübbeli Ahmet'ten 'çakarlı araç' savunması
-
'İmralı' sürecinde amaç açığa çıktı!
-
Saray'dan çok konuşulacak 'Yavaş' çıkışı
-
Mansur Yavaş Cumhurbaşkanlığı seçim anketini paylaştı
-
Ayşe Barım'ı tahliye eden hakim hakkında flaş gelişme
-
Edip Akbayram'dan kötü haber
-
ABD'de aşağılanan Zelenski aradığını orada buldu
-
Edip Akbayram hayatını kaybetti
-
Erdoğan'ın diploması nerede?