95 yıllık onur

Atatürk’ün talimatıyla, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sesini duyurmak ve kuruluş felsefesini halka benimsetmek amacıyla 7 Mayıs 1924’te, gazeteci Yunus Nadi tarafından kurulan
gazetemiz, 95. yılında da Cumhuriyet devrimlerine ve Atatürk ilkelerine bağlı kalarak yayın yapıyor olmanın ve 95 yıldır “Türk devriminin simgesi” olarak anılmanın gururunu taşıyor.

Yeni Gün’den Cumhuriyet’e ‘devrim’ serüveni

Kurtuluş Savaşı’nın ardından ilan edilen Cumhuriyet rejimi halk tarafından heyecanla karşılandı. Bununla birlikte devrimlerin istenildiği oranda hızlı kabullenilmesini sağlamak ve bazı karşıdevrimci çevrelerin saldırılarına karşı rejimi savunmak için kamuoyu oluşturmak amacıyla bir gazeteye ihtiyaç doğdu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu gazeteyi kurma görevini TBMM’de milletvekili olan, gazeteci arkadaşı Yunus Nadi’ye (Abalıoğlu) verdi. Yunus Nadi, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi yıllarında da “Mütareke basınının” Kurtuluş Savaşı’nın aleyhine yayınlarına karşı “Anadolu’da Yeni Gün”ü kurmuş ve oradan Kuvayı Milliye yanlısı yayın yapmıştı. 

‘Bak çocuk...’

Atatürk, Cumhuriyetin ilanının ardından Yunus Nadi’ye, “Bak çocuk, İstanbul’da bütün bu Cumhuriyet düşmanı ve hilafet yanlılarına karşı mücadele verecek bir gazete çıkaralım. ‘Anadolu’da Yeni Gün’ şimdiye kadarki görevini yerine getirdi. Gazetenin adı da yeni rejimimiz Cumhuriyet ile özdeş olsun. ‘Cumhuriyet’ koyalım adını. İstanbul’daki eski İttihat ve Terakki’nin Merkezi Umumi (Genel Merkez) binasını Pembe Köşk’ü de gazetenin merkezi yapalım. Var mısın? Ne dersin başarabilir miyiz bu işi!” dedi.

‘Kale’ görevi

Yunus Nadi ise “Hiç vakit kaybetmeyelim Paşam, ben bu işe girişeyim” dedi. Yunus Nadi, bu talimatın ardından vakit kaybetmeden Cumhuriyet felsefesine ve kurucu değerlere yürekten bağlı olan Zekeriya Sertel ve Kemal Salih Sel ile kuruluş işlemlerine başladı. 7 Mayıs 1924’te, bundan tam 95 yıl önce ise Cumhuriyet’in ilk sayısı yayımlandı. O güne değin yeni bir Türk devletinin kuruluşuna yayımlarıyla tuğla taşıyan “Anadolu’da Yeni Gün”, o günden bugüne değin ise ‘Cumhuriyet’ olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin korunması için bir “kale” görevi gördü.