AKP'li vekile gözaltı

AKP Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı’nın yaklaşık bir ay önce iki arkadaşı ile birlikte gittiği Cezayir’de fotoğraf merakı yüzünden polis tarafından göz altına alındığı ve 25 dakika sorgulandıktan sonra serbest bırakıldığı ortaya çıktı.

Yasak olmasına rağmen askeri bir binanın fotoğrafını çeken Kabakçı, göz altına alınırken fotoğraf makinesindaki hafıza kartını sakladığını ve fotoğrafı kurtardığını söyledi. Vatan'ın haberine göre; Kabakçı, “Cezayir polisi bana 25 dakika dayanabildi. Olayı öğrenen TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil de telefonla arayarak durumum hakkında bilgi aldı” dedi.

Konya’da yerel bir televizyon kanalında yayınlanan ‘25’inci kat’ isimli programa katılan ve özel hayatı ile ilgili açıklamalarda bulunan AKP Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı, fotoğraf merakı yüzünden yaklaşık bir ay önce Cezayir’de göz altına alındığını açıkladı. Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim üyesi Dr. Osman Kapıcıoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ve geçen pazar günü yayınlanan programa konuk olan Kabakçı, “Fotoğrafçılığı çok seviyorum. Hayata tutunmanın da belki yollarından biri. Hayat o kadar süratli geçiyor ki, fotoğrafla ilgili insanda bir mantık ve göz gelişiyor. güzelliği ve güzeli gördüğünüz an duruyorsunuz. İşte o hayatın güzel akışı sırasında zaman zaman durmak, güzellikleri fark etmek, ve onları görünür hale getirmek fotoğrafçılık diye düşünüyorum. Onu da severek yapıyorum ve makinemi devamlı yanımda taşıyorum” dedi.
 

Cezayip polisi sorguladı

Milletvekili Kabakçı, fotoğraf merakı yüzünden Cezayir’de bir ay önce başına gelen bir olayı da aktardı. Kabakçı, “Bir otelde 3 arkadaş kalıyorduk. Ben şehri uyanırken seyretmeyi severim. Fotoğraf makinemi aldım ve otelden ayrıldım. Sağın solun fotoğraflarını çekiyorum. Orada da uzun bir hakimiyet süremiz olmuş. O dönemdeki Cezayir valilerimizin oturduğu bölge olan ve Kasaba denilen yere gittim ve fotoğraflar çekiyorum. Biraz da hevesle çekiyorum ve rahat hareket ediyorum. En son çektiğim fotoğraftan sonra yanıma gelen şahıs polismiş. Beni aldılar götürdüler, bir yere kapattılar. Çünkü en son çektiğim bina bir Osmanlı binasıydı ama, meğer Donanma Komutanlığı’ymış orası. Fotoğrafının da çekilmesi yasakmış. Aldılar götürdüler ve merdiven altında bir yere koydular beni. Onlar Fransızca ve Arapça konuşuyor, ben de Almanca ve Türkçe var. Ben baba, Osmanlı, paşa, torunumuz diyorum. Kendi binamızı çektik kardeş diyorum. Adam da anlamıyor. Ama, benim kötü şeyler söylemediğimi biliyor. Çünkü ben güler yüzlüyüm ve gülmeyi seviyorum. Güleryüz dünyanın en yaygın dilidir. Ben bunları da gülerek anlatıyorum. Pasaportumu da aldılar zaten” dedi.
 

Kartları değiştirmiş

Göz altına alan polis kendisini götürürken fotoğraf makinesindeki kartları da değiştirdiğini belirten Mustafa Kabakçı, şunları anlattı:

“Polis beni götürürken çok süratli olarak fotoğraf makinesindeki kartı çıkardım ve diğer kartı taktım. Yani fotoğrafı da kaybetmek istemiyorum. Yani paniklemedim. Belirli bir süre sonra anladım ki yasak bir yeri çektim. Bu sefer fotoğraf makinesini açtım ve burada böyle bir şey yok diyerek tek tek fotoğrafları gösterdim. Bu ara Başbakanlıktan Birol Dok diye bir arkadaşım beni aradı. Ona göz altına alındığımı karşımdaki adamların sabrını denediğimi ve bana kaç dakika tahammül edebileceklerini bilmediğini anlattım. ‘20 dakikadan fazla bana tahammül edemezler’ dedim. 25’inci dakikada da beni bıraktılar. Pasaportumu verdiler, makinemi verdiler. Çıkar çıkmaz da telaşnan Birol’dan göz altına alındığımı öğrenen TBMM Başkanı Nevzat Pakdil aradı ve bende biraz önce göz altında olduğumu daha sonra berbest bırakıldığımı söyledim. Fotoğrafçılık ile ilgili benim için böyle bir anı kaldı.” dedi.