AKP'nin KHK başvurusu: 'Hukuki dayanaktan yoksun'
Hukuk fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sözüer, AKP’nin YSK’ye yaptığı başvuruyu yorumladı: Hukuki dayanaktan yoksun
<haber-dikey:1355284,1351766,1349672>
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) KHK’li adaylara mazbata vermemesi kararı ile AKP’nin İstanbul seçimlerinin iptalini isterken KHK’li vatandaşların seçmen olmasını gerekçe göstermesini eleştirdi.
‘Anayasal hak’ vurgusu
KHK ile ihraç edilmiş vatandaşların oy kullandığı gerekçesi ile seçimin iptal edilmesi talebini yorumlayan Sözüer, şunları kaydetti:
“Seçme ve seçilme hakkı anayasanın bizzat düzenlediği bir vatandaşlık hakkıdır. Kullanılması ve sınırlandırılması bakımından seçme ve seçilme hakkının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Anayasanın 67. maddesi seçme hakkına sahip olmayanları da kanuna bırakmamış, bizzat anayasa ile düzenlemiştir. Düzenleme açıktır. ‘Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar.’ Dolayısıyla seçme hakkının bırakın KHK ile kanunla dahi sınırlanması, bu hükümde sınırlanan çerçeve dışında mümkün değildir.”
Seçilme hakkının ise yine anayasamızda, Milletvekili Seçim ve Mahalli İdareler Seçim Yasası’nda ayrıntılı biçimde düzenlendiğini ifade eden Sözüer, şöyle konuştu:
“Düzenlemeler seçilme yasağını ancak kesinleşmiş mahkûmiyet kararına bağlı tutmaktadır. Bunun dışında KHK, disiplin soruşturması sonucu çıkarma veya başka her ne nedenle olursa olsun kamu görevinden çıkarılmış olmak seçilme hakkına herhangi bir etki yapmamaktadır. Olağanüstü hal KHK’leri kanun haline getirilmiş olsa dahi bunlar yargısal bir mahkûmiyet kararı değildir. Ayrıca adaylık aşamasında bu hususun denetlenmeyip seçim sonrasında mazbata verilmemesinin de hukuken kabul edilebilir olmadığı açıktır. Üstelik YSK, daha 24 Haziran seçimlerinde İbrahim Kaboğlu ile ilgili kararında, KHK ile görevden uzaklaştırmanın seçilmeye engel olmadığı sonucuna varmıştı.
Gerek seçme gerekse seçilme hakkına yönelik bu karar ve itirazlar, anayasal bir ilke olan masumiyet karinesinin ihlalidir. Zira gerek seçilme hakkına ilişkin karar gerekse seçme hakkına itiraz, ihraç edilmiş kişilere adeta yargılanmış ve kasten işlenmiş bir suçtan dolayı hapiste bulunan bir hükümlü muamelesi yapmaktadır. Yargı kararı olmadan ceza yaptırımını uygulamak anlamına gelen karar ve uygulamaların, hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne de aykırıdır. Anayasa, YSK kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne gidilemez dese de mahkeme, suçlu sayılamama bakımından konuyu ele alabilir.”
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi