Aslan’la Sivas’ın hikâyesi

Venedik festivali yöneticisi Alberto Barbera’nın “müthiş bir yetenek” dediği Kaan Müjdeci’nin yazıp yönettiği, Venedik’ten jüri özel ödülüyle dönmüş ilk filmi “Sivas”, Başka Sinema salonlarında gösteriliyor.

Aslan’la Sivas’ın hikâyesi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.10.2014 - 10:55


Daha önce kısa filmler çekmiş, “Babalar ve Oğulları” adlı belgeselinde köpek yetiştiriciliğini ele almış, Berlin-Kreuzberg’de bar bile açmış, 1980 Yozgat doğumlu, yetenekli ve yırtık bir genç yönetmen olan Kaan Müjdeci’nin Venedik Festivali’nin yarışmalı bölümüne seçilip jüri özel ödülüne layık bulunmuş ilk uzun metrajı “Sivas”, baştan haftanın filmi diyebileceğimiz, kesinlikle görülesi bir film bizce.

Köy okulunda aynı sınıfta olduğu Ayşe’ye (Ezgi Ergin) tutkun, 11 yaşındaki Aslan (Doğan İzci) bir gün yaşadığı yörede çok popüler olan, üstüne kumar da oynanan, ölümüne bir köpek dövüşüne tanık oluyor. Dövüşü kaybedince yaralı bir halde yere yığılan Sivas adındaki terk edilmiş bir Kan- gal köpeğiyle rastlaşması, Aslan’ın tüm yaşamını derinlemesine etkileyecektir...

Hırçın taşra çocuğu Aslan’ın erkeklik sorunları, ilk aşk, ilk sigara ve bütün değerlerin önüne geçen maddiyatla karşılaşıp gitgide çocukluk masumiyetini yitirmesini, sövgü dolu ama gerçekçi diyaloglar eşliğinde, çoğu amatör oyuncularla perdeye taşıyan “Sivas”ta, ilk filmini çeken çiçeği burnunda genç bir yönetmenden pek umulmayacak kadar iyi yönetilmiş, profesyonel dövüş köpeklerini de oyuncular kadar başarılı ve sevilesi buldum doğrusu. Özellikle asıl adı Çakır olan filmin sempatik kahramanı Sivas göründüğü her sahnede öne çıkıyor.

Kanlı ve irkiltici köpek dövüşü sahneleriyle kimi hayvanseverlerin tepkisini çekse de hiçbir köpeğin zarar görmediği, kan yerine gıda boyası kullanıldığı bildirilen filmde, umut vaat eden, geleceği parlak yönetmen Müjdeci, her ne kadar sınırlı tutsa da sövgünün bini bir para.

Acemi ama çok yetenekli, genç bir yönetmenin, kuşkusuz dünyanın en önemli ilk üç film festivalinden biri olan Venedik’ten sinemamıza ilk kez böylesine büyük bir ödül kazandırması az buz şey değil bizce.

Senaryoyu da yazan yönetmen Müjdeci’nin Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş ustaya ithaf ettiği, finali de bir Neşet Ertaş parçasıyla yaptığı ve ilk kez kamera karşısına geçmiş başoyuncusu Doğan İzci’ye Venedik’ten ve Antalya’dan ödül kazandıran “Sivas”ı, kanımca yılın en ilgiye ve seyre değer yerli filmlerinden biri. Yorgo Mavropsaridis’in de Antalya’da en iyi montaj ödülüyle döndüğü filmin Ozan Çelik, Banu Fotocan gibi profesyonellerine ayak uydurmuş öteki amatör oyuncuları da Hasan Özdemir, Furkan Uyar ve Muttalip Müjdeci. Özetle bu “Sivas” kaçırılmayacak bir film.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler