Atalay'ın STK temsilcileri ile görüşmesi sona erdi

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''demokratik açılım'' çalışmaları kapsamında sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle öğle yemeğinde bir araya geldi. Rixos Otel'deki yemeğe, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş ile 20 sivil toplum örgütünden 41 kişi katıldı.

Yemeğe katılan kurum ve temsilcileri şöyle: ''SETA Vakfından Taha Özhan, Yılmaz Ensaroğlu, Hatem Ete, USAK'tan Doç. Dr. Sedat Laçiner, Doç. Dr. Kamer Kasım, Dr. Turgut Demirtepe, Dr. Havva Kök, TEPAV'dan Prof. Dr. Güven Sak ve Ömer Fazloğlu, Liberal Düşünce Topluluğundan Bican Şahin ve Dr. Vahap Coşkun, Türkiye Yazarlar Birliği Derneğinden Başkan Yardımcısı Celil Güngör, Genel Sekreter Osman Özbahçe ve yönetim kurulu üyeleri Doç. Dr. Mustafa Acar ile Memiş Okuyucu, Türkiye Yazarlar Birliği Vakfından Mütevelli Heyeti Üyesi Muhsin Mete ve Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Ahmet Fidan, Birlik Vakfı Mütevelli Heyetinden Mehmet Alacacı ve Hüseyin Coşkun, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfından Yönetim Kurulu Başkanı Necati Ceylan, Başkan Yardımcısı Bayram Babacan ve Genel Sekreter Ayhan Ogan, Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneğinden Genel Sekreter Murat Sofuoğlu ve Yusuf Ergen, Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezinden Başkan Atilla Sandıklı ve Başkan Yardımcısı Mehmet Sadi Bilgiç, Mülkiyeliler Birliği Derneği Vakıf Başkanı Ali Çolak, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, Helsinki Yurttaşlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Belge, İnsan Hakları Derneğinden Genel Başkan Öztürk Türkdoğan ve Genel Sekreter Sevim Salihoğlu, MAZLUM-DER'den Başkan Ahmet Faruk Ünsal ve Başkan Yardımcısı Gülden Sönmez, İnsan Hakları Ortak Platformundan Genel Koordinatör Feray Salman ve Ezgi Koman, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Merkezinden Başkan Prof. Dr. Şebnem Fincancı ve Genel Sekreter Dr. Metin Bakkalcı, KADER Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gülbahar, Diyarbakır Demokrasi Platformundan Ali Öncü, KA-MER Vakıf Başkanı Nebahat Akkoç ile Uluslararası Af Örgütünden Sema Alpan.''

Bu arada, yemeğin başlamasından önce Türkiye Gençlik Birliğine üye bir grup, Rixos Otelinin arka kapısında toplanarak, ''demokratik açılım'' çalışmaları aleyhinde sloganlar attı.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, yemekte ''Kürt sorununa'' ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğunu belirterek, İHD olarak ''ifade özgürlüğü ortamı yaratılarak, bu özgürlüğün yargı baskısından kurtarılması gerektiğini'' söylediklerini aktardı. Türkdoğan, ''Tüm bu sürecin demokratik bir anayasayla nihayete erdirilmesi gerektiğini ifade ettik'' diye konuştu.

Bu görüşmelerin illere ve çok daha geniş bir tabana yayılması gerektiğini vurguladıklarını da anlatan Türkdoğan, yemeğe katılan sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin konuya ilişkin fikirlerini açıkça dile getirdiklerini söyledi. Hükümetin bu açılımının büyük önem taşıdığına dikkati çeken Türkdoğan, konuya olumsuz yaklaşan muhalefet partilerinden tabanlarına inilerek destek alınabileceğini ifade ettiklerini kaydetti. Bakan Atalay'ın STK temsilcilerinden konuya ilişkin raporlar istediğini aktaran Türkdoğan, anayasa çalışmalarına ilişkin beklentilerin de dile getirildiğini bildirdi.
 

'Kürt sorunu olduğu yönünde mutabakata varıldı'

Diyarbakır Demokrasi Platformu adına açıklama yapan Ali Öncü ise toplantının umutları güçlendiren ve farklı görüşlere ifade imkanı sunan bir zeminde sürdüğünü söyledi. ''Kürt sorunu diye bir sorun olduğu yönünde mutabakat sağlandı'' diyen Öncü, hükümetin sorunun çözümü için herkesin katılımına önem vermesi ve çözüm konusundaki kararlılığını önemsediklerini dile getirdi. Bu konudaki gelişmelerin çok kısa sürede oluşmasının beklenmediği yönünde değerlendirmelerde bulunulduğunu aktaran Öncü, süreci sorumluluk ve ciddiyetle ele aldıklarını söyledi. ''Sürecin kesintiye uğramaması için silahların mutlak suretle susturulması gerekiyor'' diyen Öncü, ''Bu şekilde demokrasi içerisinde sorunun ele alınabileceğinin vurgulandığını'' aktardı.

Diyarbakır Demokrasi Platformu olarak yemekte sundukları önerileri de anlatan Öncü, sorunun çözümü için ''insanları dinamitleyen'' süreçlerden uzak durulması, ''toplumsal barışma yasası oluşturulması, sorunun tarihi ve Türkiye gerçeğinde ele alınması, CHP ve MHP'nin sürece dahil olmaları ve çözüme katkı sunmalarını'' önerdiklerini kaydetti.
''Kürt anaları ve Türk analarının göz yaşının rengi ayrı değil, birdir'' diyen Öncü, acıların sona erdirilmesi için sürece katkı sağlayacaklarını ve konuya ilişkin bir rapor hazırlayarak kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti. Öncü, yemekte Diyarbakır'da da sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla toplantı yapılmasını önerdiklerini ve bunun gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.