Balbay: İddiaları tekrar gözden geçirin
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, darbe günlükleri iddiasının Ergenekon davasından ayrı olduğunu belirterek , ''İddia makamı davanın özünü ayırmış gözüküyor. Sayın heyetinizin bu iddianamedeki iddiaları tekrar gözden geçirmesini ve yeni bir değerlendirme yapmasını talep ediyorum'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmaya 33 tutuklu sanıktan Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Ersin Gönenci ve İbrahim Özcan katılmadı. Duruşmada, tutuksuz sanıklardan emekli orgeneral Hurşit Tolon, 19 Mayıs Üniversitesi eski Rektörü Ferit Bernay, Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Mustafa Yurtkuran ve Muhterem Bağcı da hazır bulundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, üye hakimlerden Hasan Hüseyin Özese'nin rahatsızlığı nedeniyle gelmediğini Özese'nin yerine diğer üye hakim Hüsnü Çalmuk'un duruşmaya katıldığını söyledi. Şengün, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi olan tutuklu sanık eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun aynı hastanenin doktorlarından Mustafa Sevinç nezaretinde duruşmada hazır bulundurulduğunu belirterek, Hilmioğlu'nu ifadesinin alınması için sanık kürsüsüne çağırdı.
Bu sırada, söz alan tutuklu sanıklardan Mustafa Balbay, 21 Kasım 2009 günü sorgusunun yapıldığı sırada kendi talebi üzerine Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'e ''darbe günlükleri ile ilgili bir soruşturma açılıp açılmadığının'' sorulduğunu hatırlatarak, Savcı Pekgüzel'in de ''günlüklerin bu davanın özünü oluşturduğu'' şeklinde açıklama yaptığını söyledi. Kendisinden elde edilen notların bunların doğrulayıcısı olduğunun iddia edildiğini anlatan Balbay, darbe günlükleri ile ilgili soruşturmanın ''Ergenekon'' davasından ayrıldığını hatırlatarak, ''İddia makamı davanın özünü ayırmış gözüküyor. Sayın heyetinizin bu iddianamedeki iddiaları tekrar gözden geçirmesini ve yeni bir değerlendirme yapmasını talep ediyorum'' dedi.
Daha sonra kimlik tespiti yapılan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, şu anda Başkent Üniversitesinde öğretim üyesi olduğunu söyledi. Hilmioğlu, gelirinin sorulması üzerine rektörlükten emekli olduğu için 3 bin TL emekli maaşı aldığını ifade ederek, ''Başkent Üniversitesi'nden de şu anda çalışmamama rağmen 5 bin TL maaş alıyorum ortalama gelirim 8 bin TL'dir'' yanıtını verdi. Duruşma, Hilmioğlu'nun savunmasının alınmasıyla devam ediyor.
'Siviller tarafından planlanmış tek bir darbe örneği yoktur'
Duruşma salonunda hakkındaki suçlamalar okunan Hilmioğlu, sağlık sorunları nedeniyle oturmak zorunda olduğunu, hastaneden ''45 dakika konuşma ve 10 dakika dinlenme'' şeklinde rapor verildiğini anımsatarak, oturmak istedi. Başkan Köksal Şengün de bunun üzerine ''İstediğiniz zaman siz bize hatırlatırsınız'' diyerek oturmasına izin verdi. Hilmioğlu, 14 Nisan 2009'da gözaltına alındığını ve 17 Nisan 2009'da ''Terör örgütü üyeliği, yürütme organının faaliyetlerini engellemeye teşebbüs'' suçlarından dolayı tutuklandığını hatırlatarak, ''Bu davada anlamakta zorluk çektiğim konuları belirtmek istiyorum. Ben bir bilim insanıyım, hukuk da bir bilim dalıdır. İnsanlık tarihi boyunca bilimin gelişmeye devam etmesi kolay olmamıştır. Gelişmenin önderleri işkencelerle, ölüm cezalarıyla karşılaşmışlardır. Hukukun da gelişmesi zaman zaman çok acı veren süreçlerden sonra gerçekleşebilmiştir. Bir tutuklunun 18,5 ay sonra savunmasını verebilmesi, temel insan haklarına dayalı, eşitlikçi, evrensel çağdaş hukuk kurallarıyla nasıl bağdaşabilir?'' dedi. İddia makamının bu davanın duruşmaları sırasında ''davanın özü darbedir'' şeklinde açıklamalarda bulunduğunu belirten Hilmioğlu, bir darbe yapmak için elverişli vasıtalara sahip olmak gerektiğini anlatarak, rektörler ve sivillerdin emrinde bir ordunun bulunmadığını söyledi.
Hilmioğlu, 2. ve 3. iddianamelerde 2003-2004 yıllarında darbe planladıkları iddia edilen askerlerin hiçbirinin tutuklu bulunmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Siviller tarafından planlanmış tek bir darbe örneği yoktur. Elverişli vasıtalara sahip olmayan sivillerin darbe yapmaya teşebbüs ettiklerini iddia etmeyi akıl ve mantıkla nasıl bağdaştırabiliriz? Bu durum çağdaş, evrensel hukuk anlayışıyla, eşitlik ilkesiyle nasıl bağdaştırılabilir?'' Hilmioğlu, Yürütme organının başı olan Cumhurbaşkanının kendisine 4 üniversitenin rektörlüğünü emanet ettiğini dile getirerek, ''Yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanıyorum, devlet koruması altındayım. Bu akılla, mantıkla bağdaşır mı?'' diye konuştu. İddianamede ''askeri darbeye zemin hazırlamak için kaos oluşturmakla'', öğrencileri sokağa dökmekle suçlandığını hatırlatan Hilmioğlu, İnönü Üniversitesine bilimsel, kültürel ve sportif faaliyetler kazandırdığını, ayrıca öğrencileri de sokaklardan topladığını söyledi.
''Ergenekon'' soruşturması sonucu düzenlenen her üç iddianamede adı geçen 202 sanıktan sadece 20'sini tanıdığını belirten Hilmioğlu, ''Sanıkların yüzde 10'unu tanıyorum. Yüzde 90'ını tanımadığım bir örgütün üyesi olmakla suçlanıyorum'' dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Savaş Kıratlı, Başkan Yardımcısı Kemal Karacehennem, Başkan Yardımcısı Metin Yalman, Genel Sekreter Ümit Gürtuna ile üyeler Mehpare Çelik, Süleyman Ukav ve Güray Soysal'ın yanı sıra tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter ile eski bakanlardan Yaşar Okuyan'ın da izlediği duruşmaya öğle arası verildi.
Duruşma salonu önünde basın açıklaması
Bu arada, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi bir grup, çeşitli sloganlar attı. Burada grup adına açıklama yapan ADD Marmara Bölge Sorumlusu Ümit Ülgen, Fatih Hilmioğlu'nun laik cumhuriyete, Atatürk devrim ve ilkelerine sahip çıkmaktan başka suçunun olmadığını ileri sürerek, Atatürkçü bilim adamlarını tutuklayan bir yargıyla karşı karşıya bulunduklarını savundu. Ülgen, ADD olarak Hilmioğlu ile diğer yurtseverlerin yanında olduklarını bildirdi.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü