'Başaracağız diye çılgına döndüler'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili, "Uygulama gerçekleştiğinde normalleşme olur. Uygulama gerçekleşmezse kusura bakmasınlar" dedi.

'Başaracağız diye çılgına döndüler'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.03.2013 - 12:33

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, milletimizin bize vermediği bir yetkiyi hiçbir yerde kullanmadık, kullanmayız. Bugüne kadar eğer bir şanlı duruşumuz varsa, eğer bir dik duruşumuz, eğer bir omurgalı duruşumuz varsa bunun sebebi milletimiz bize ne dediyse onu yaptık. Çünkü biz halka güvendik, Hakk'a güvendik. Bizim kimseye borcumuz yok" dedi.

Başbakan Erdoğan, muhalefet partilerinin çözüm sürecindeki iddialarıyla ilgili, "Siz bu iddialarınızı ispat edemediğiniz müddetçe namertsiniz. Bizim oraya verilmiş bir sözümüz yok. Bizim millete verilmiş bir sözümüz var" diye konuştu.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Bir tanesi dün Bursa'da 'Teröristbaşına ne vadettin' diyor. Ben de Sarıcakaya'dan diyorum ki beyefendi böyle bir iddianın içinde olduğuna göre, bu iddiayı açıklamak durumundasın. Açıklayamazsan namertsin. Çünkü müfteri olarak bir yere varılmaz. İftiralarla bir yere varılmaz. Siyasetçiye yalan yakışmaz, iftira yakışmaz. Bir şey biliyorsan belgele ortaya koy ama biz seninle ilgili geçmişten bugüne hep bunları belgeledik.

Şimdi bu çözüm sürecinde başarıya ulaşacağız diye çılgına döndüler. Terörle ilgili olarak başarıya ulaşacağız diye çılgına döndüler. Anamuhalefet de yavru muhalefet de kuduruyorlar. Niye, bu iş bitecek diye. Bu ülkede huzur olacak diye, bu ülkede istikrar olacak diye, refah olacak diye çılgına dönüyorlar. Onlara rağmen huzur istikrar, onlara rağmen güven, onlara huzur, onlara rağmen mutluluk bu ülke var daha da artacak.

İşimiz çok. El ele vereceğiz. Daha güzel şeyler yapacağız. İnşallah ülkemizde barışı egemen kılacağız. Terör belasına inşallah son vermek üzereyiz. Onun gayreti içinde çalışıyoruz. Siyasetiyle, güvenlik güçleriyle el ele bu mücadeleyi sürdürüyoruz."

Eskişehir'in Çifteler ilçesinde, AKP seçim otobüsünden halka hitap eden Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili birilerinin bir şeyler söylediğini bildirdi. Ülkede fitne rüzgarları estirmek, ülkeyi bölmek isteyenler bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: ''Ana muhalefeti, yavru muhalefeti, şu andaki çözüm sürecini kıskanıyorlar. Bölmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama biz onlara rağmen bu çözüm sürecini başarıya ulaştıracağız Allah'ın izniyle. Bir tanesi çıkmış Bursa'da diyor ki, şu lafa bak ya, 'Ey Başbakan' diyor. 'Terörist başına sen ne söz verdin, ne vaat ettin' diyor. Bu kardeşiniz, bu Başbakanınız, halkının vermediği yetkiyi hiçbir zaman hiçbir yerde kullanmamıştır, kullanmaz. Bunu böyle bilin. Bakın, İmralı'ya kim getirdi, koydu. Onu araştırın, sorun. Kardeşlerim bakınız bizim uluslararası sularda 9 gencimizi, kardeşimizi şehit ettiler değil mi? Ne dedik? Eğer bizimle normalleşmek isteniyorsa 'Önce Türk milletinden özür dilenecek. Bu bir. İki; şehitlerimizin ailesine tazminat ödenecek. Üç; Filistin halkına uygulanan ambargo kalkacak' dedik. Hiç endişe etmeyin, biz bu yolculuğumuzda hep dik durduk, dikleşmedik. Omurgalı bir siyaset yürüttük, yine aynen yürütmeye devam edeceğiz. Şimdi özür dilendi mi? Dilendi. Şimdi tazminatın ödenmesini ve Filistin'e de ambargonun kalkmasını bekleyeceğiz. Bu görüşmede bir şey daha gündeme geldi. Filistin ile İsrail arasındaki sıkıntılarda Türkiye ile İsrail arasında iş birliği. Bunlar sıradan adımlar değil, önemli adımlar. Şunu iyi bilmenizi istiyorum. Artık Türkiye'de gündemi belirlenen bir idare yok, gündem belirleyen bir idare var, bir ülke var. Bu böyle devam edecek Allah'ın izniyle.''

 

'Koskoca Ziraat Bankası'nı batırttılar bunlar'

''Niçin 10 sene önce huzursuzduk? Ekonomik yönden niçin satın alma gücümüz iyi değildi?'' değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Çiftçi kardeşim. İyi dinle beni. Ziraat Bankası sana yüzde kaçla kredi veriyordu? Yüzde 59 faizle kredi veriyordu. O da cüzi bir miktar veriyordu. Şimdi hamdolsun Ziraat Bankası, benim vatandaşıma yüzde 5 ile yüzde 9 arasındaki faizle kredi veriyor. Kredi rakamı, miktarı da arttı. Halk Bankası'na bakıyorsunuz; esnafa yüzde 47 faizle kredi veriyordu, şimdi biz yüzde 5'le kredi veriyoruz. Nereden nereye geldik? Yani o mu, bu mu? Bu uygulamalar MHP'nin, DSP ile beraber iktidar olduğu zaman vardı. Kalkmış milliyetçilikten bahsediyor. Sevsinler senin milliyetçiliğini. Batsın böyle milliyetçilik. Milliyetçilik, vatanseverliktir. Milliyetçilik, milliyetperverliktir, halkına hizmet üretmektir. Siz halka hizmet vermediniz, halkımı sömürdünüz. Faizle sömürdünüz. Bankalarımızı batırdınız. Koskoca Ziraat Bankası'nı batırttılar bunlar. Halk Bankası'nı batırdılar, Vakıfbank'ı batırdılar ama biz ayağa kaldırdık.''

 

IMF'ye borcun ödenmesi

Erdoğan, ''MHP ile CHP'nin yavrusu DSP'nin, IMF'den 30 milyar dolar borç aldığını ve kendilerine 23,5 milyar dolar borçla devrettiklerini'' anlattı. Şimdi bu borçtan 400 milyon dolar kaldığını dile getiren Erdoğan, ''Mayıs ayında bu 400 milyonu da ödüyoruz ve IMF ile dosyayı kapıyoruz. Bu arada bir şey oldu. Şimdi IMF bizden borç istiyor'' ifadesini kullandı. Erdoğan, yurttaşların, ''Verme, verme'' tezahüratı üzerine, ''Yok yok. Veren el, alan elden üstündür. Şu anda görüşmeler yapılıyor. Gerekirse 5 milyar dolar onlara borç vereceğiz. Niye? Türkiye'ye, Osmanlı'nın, Selçuklu'nun torunlarına bu yakışır'' dedi.

Geçmişte Türk lirasının bol sıfırlı olduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bunlar akşam yattılar, sabah kalktılar bir sıfır koydular. Paramızı ne hale getirdiler. Bizi delikli kuruşa muhtaç ettiler. Benim yaşımda olanlar bilirler. Tuvalete delikli 2,5 kuruşla girerdik. Hatırlıyorsunuz değil mi? O zamanlar 'zengin' kime denirdi? Milyonere 'zengin' denirdi ama bizi öyle bir hale getirdiler ki tuvalete 1 milyon liraya gider hale geldik. Biz dedik ki 'Bu sıfırları atacağız.' Dediler ki 'Atamazsınız.' Ya atarız, attık. 'Enflasyon patlar' dediler. Patladı mı? Patlamadı, çatladı. Bir tanesi, köşesinde yazı yazıyordu. Çok da hava atmayı seven bir tip. 'Ben Taksim Meydanı'nda anırırım' dedi. Hala anıracak. Hiç önemli değil. At denize, balık bilmezse Halik bilir.''

Erdoğan, gelecek ay Filistin, Gazze, Batı Şeria ziyareti yaparak ambargonun kalkmasıyla ilgili uygulamayı yerinde görmeyi planladıklarını sözlerine ekledi. Mitingde, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AKP Genel Başkan Yardımcıları Haluk İpek ve Salih Kapusuz, Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl, Eskişehir milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Murat Mercan da hazır bulundu.

 

İstanbul-Eskişehir yüksek hızlı treni 29 Ekim'de açılacak

Başbakan Erdoğan, OBA helikopteriyle Eskişehir'in Çifteler ilçesinden Sivrihisar ilçesine geçti. Sivrihisar kaymakamlık meydanında halka hitabından önce Erdoğan'a, Akbaş cinsi Anadolu çoban köpeği yavrusu hediye edildi. Erdoğan daha sonra Sivrihisar'da halka hitap etti. Nasreddin Hoca'nın doğduğu Sivrihisar'da olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Erdoğan, Eskişehir programı ve yaptığı açılışlar hakkında bilgi verdi.

Selçuklu'nun başkenti Konya ile 2013 kültür başkenti Eskişehir'i yüksek hızlı trenle birbirine bağladıklarını dile getiren Erdoğan, ''Mevlana ile Yunus Emre'nin o gönül bağlarını aynı zamanda yüksek hızlı trenle de birbirine bağladık'' diye konuştu. Söz konusu sefer ücretinin on beş günlüğüne 5 lira olduğunu belirten Erdoğan, alandakilere ''On beş gün 5 lira, kaçırmayın bunu'' diye seslendi.

Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren seferlerinin devam ettiğini anımsatan Erdoğan, ''Şimdi bir adım daha atıyoruz, Osmanlı'nın başkenti İstanbul ile Eskişehir'i yine bağlıyoruz, 29 Ekim'de'' ifadelerini kullandı. Yapılanların ''sıradan'' olaylar olmadığını ifade eden Erdoğan, ''On yıl önce denilseydi 'İstanbul'dan Ankara'ya yüksek hızlı trenle gideceğiz. Konya'ya yüksek hızlı trenle gideceğiz. Sivas'a yüksek hızlı trenle gideceğiz.' Kim inanırdı'' diye sordu.

Yapamayacakları hiçbir sözü vermediklerini vurgulayan Erdoğan, ''Biz dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Bu yolda hep böyle olduk. Omurgalı olduk, akşam başka sabah başka olmadık. Çünkü biz medeniyetimizin şu ilkesini kendimize ilke edindik, 'Ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız' dedik. Nasreddin Hoca eşeğine ters de bindi, düzde bindi ama hep doğru istikamette gitti. Mesele bu. İşte bu nedir? Bu bir aşk işidir, milletine sevdalı olma işidir. Biz size sevdalıyız. Biz bu millete efendi olmaya değil, bu millete hizmetkar olmaya geldik'' diye konuştu.

 

'Buraları büyükşehire dahil etmeyen anlayışlara Büyükşehir teslim edilmez'

Eskişehir'in tüm ilçeleriyle en güzeline layık olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Eskişehir'de yapılacak belediye seçimlerinde artık buraların hepsi büyükşehire dahil olacak. Dolayısıyla buraya yan bakmayacak bir belediyenin olması lazım. Belediyecilik bizim işimiz. Bu kardeşiniz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından geldi. Dolayısıyla buraları büyükşehire dahil etmeyen anlayışlara büyükşehir teslim edilmez. Buna karşı çıkanlara büyükşehir teslim edilmez. Biz bu işi devraldığımız takdirde buralar altyapısıyla üst yapısıyla Allah'ın izniyle çok farklı bir konuma gelir. Bir imar bütünlüğü olur. Bu imar bütünlüğüyle buradaki nasıl şimdi tarihi eserleri ayağa kaldırıyorsak o zaman süratlendirmek suretiyle altyapısıyla, üst yapısıyla, toplu konutuyla her şeyiyle buraları ayağa kaldıracağız.''

Eskişehir'in çok modern hale geldiğini ve yapılanların sadece yüksek hızlı trenle sınırlı olmadığını bildiren Erdoğan, şunları söyledi: ''Şehrin merkezine girdiğiniz zaman, kavşak düzenlemelerini biliyorsunuz değil mi? Bunları kim yaptı? Biz yaptık, biz. Büyükşehir ile yakından uzaktan alakası yok bunların. O alt geçitler, üst geçitler, kavşak düzenlemeleri hepsi bizim Karayolları tarafından yapılmış eserlerdir. Ama buna birileri sahip çıkmaya kalkıyor, sakın aldanmayın. Tamamıyla Ulaştırma Bakanlığımızın, Karayollarımızın yapmış olduğu eserlerdir. Neden? Çünkü Eskişehir'e bu layık da onun için. Kültür başkenti bir mücadele neticesinde alındı, durup dururken olmadı bu iş. Kültür başkentiyle ilgili çalışmanın içerisinde biz isteriz ki, buradaki tüm yerel yönetim bulunsun ama yok. Sadece burada merkezi yönetim bu işi üstlendi ve biz götürüyoruz. Ama biz bir şeye inanıyoruz; Türkiye, dünyada artık tarihteki yerini aldı, alıyor.''

Göreve geldiklerinde Türkiye'nin dünyada ekonomik olarak 26'ncı sırada yer aldığını, şimdi ise 17'nci sıraya yükseldiğini dile getiren Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un ''Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz'' dizelerini anımsattı.

 

'Milliyetçiyim demek milletini sevmek demek'

İktidarı devraldıklarında çökmüş durumdaki Ziraat Bankası, Halkbankası ve Vakıfbank'ın şimdi dünyanın saygın bankaları arasına girdiğini belirten Erdoğan, Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolardan 125 milyar dolara çıktığını dile getirdi.

Yolsuzluk hortumlarını kestiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Bir gecede köşe dönenler, bankaları iflasa götürenler vardı bu ülkede. 'Milliyetçiyim' diyenlere söyleyin, 'Ben memurum, ben işçiyim, zorunlu tasarruf adı altında bizden paralar kestiniz. 13,5 katrilyon devletin milletine borcu vardı. Niye bizim paraları ödemediniz' diye onlara sorun. Bu paraları biz ödedik. 13,5 katrilyonu biz ödedik. Benim memur kardeşimi, işçi kardeşimi aldattılar. Zorunlu tasarruf adı altında sizden para kestiler. Hatırlıyor musunuz? Bu paraları yine biz ödedik. 3,5 katrilyon da oraya ödedik. Hani milliyetçiydi bunlar? 'Milliyetçiyim' demek milletini sevmek, onun hakkına sahip çıkmak demek. Biz terörle mücadele ediyoruz, çıkıyorlar, utanmadan, sıkılmadan 'Ne vadettin, ne söz verdin' diyorlar. Hukukta bir kaide vardır, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Ben bu iddiayı ortaya atan zata diyorum ki; eğer şahsiyet sahibiysen, onurluysan bu iddianı ispatlamaya mecbursun. İspatlayamazsan namertsin diyorum. Biz bu aziz milletin, bize vermediği bir yetkiyi bugüne kadar hiçbir yerde kullanmadık, kullanmayız. Bizim derdimiz terör belasını, inşallah yok etmek. Sivrihisar teröre çok kurban verdi, çok şehidimiz var. Ben şehitliğin karşısında değilim, olamam. Çünkü benim Rabbim, şehitliği peygamber makamından sonra en yüce makam olarak nitelendiriyor. 'Onlara ölüler demeyin, onlar diridirler' diyor. Öyleyse biz bununla tabii ki övünürüz ama istiyoruz ki ülkemizin huzuru kaçmasın. Bizim milletimize sözümüz var. Bu ülkede güven, istikrar, huzur, mutluluk olacak, memnuniyet olacak. Derdimiz bu.''

 

'Bu milleti seviyoruz'

AKP iktidara geldiğinde 3 bin 400 dolar olan kişi başına milli gelirin 10 bin 600 dolara yükseldiğini belirten Erdoğan, ''Ama şöyle kısa bir süre sonra ilk çeyrek açıklanacak, 11 bin dolar olması bekleniyor. Bu nedir? Artık güçleniyoruz. Güçlüyüz. Evvelallah, yarınlara çok daha farklı yürüyeceğiz'' ifadesini kullandı.

Eğitim yatırımı yaptıklarını ifade eden Erdoğan, öğrencilere kitapları ücretsiz verdiklerini söyledi. Artık dersliklerde akıllı tahta, öğrencilerin elinde tablet bilgisayar olacağını dile getiren Erdoğan, bunun modern dünyanın bir adımı olduğunu vurguladı.

İktidara geldiklerinde 76 olan Türkiye'deki üniversite sayısının bugün 171 olduğunu hatırlatan Erdoğan, üniversite olmayan il kalmadığını bildirdi. Erdoğan, ''Üniversite gençleri ne bursu alıyorlardı? 45 liracık. Şimdi ne veriyoruz? 480 lira veriyoruz. Nereden nereye geldik? Ayrıca Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda kalıyorlarsa sabah ve akşam kahvaltı, yemek ücretsiz'' diye konuştu.

Yurttaşların artık istediği hastaneye gidebildiğine, ilacını istediği eczaneden alabildiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Kuyruklarda ne bekledik değil mi? İlaçlarımızı alamazdık, hatırlayın o günleri. Artık onları atlattık. Şimdi ambulans helikopterlerimizle ambulans jetlerimizle Türkiye'nin dört bir yanında servis veriyoruz. Derdimiz ne biliyor musunuz? Osmanlı, dedemiz diyor ki, ecdadımız, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. 'Yani, vatandaşının sağlıklı bir nefesini devleti feda etmeye değişmiyor. 'Devleti feda ederim ama vatandaşımın bir sağlıklı nefesini önemserim' diyor.''

Koalisyon hükümeti döneminde IMF'ye 30 milyar dolar borçlanıldığını, AKP iktidarına 23,5 milyar dolar borç devredildiğini anlatan Erdoğan, ''Ödedik ödedik, şimdi 400 milyon dolar borç kaldı. Mayıs ayında bu 400 milyon doları ödemek suretiyle artık IMF'ye olan borcu kapatıyoruz. Soruyorum, kim milliyetçi? Ey MHP, sen misin, biz mi? Biz, bu vatanı seviyoruz. Bu milleti seviyoruz. Biz, bu milletin batıya, IMF'ye, şuraya borçlu kalmasına tahammül etmedik ve işi buraya getirdik'' ifadesini kullandı.

İktidara geldiklerinde çiftçiye yüzde 59 faizle kredi veren Ziraat Bankası'nın şu anda ortalama yüzde 5 ile kredi verdiğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye Halk Bankası'nın daha önce yüzde 46-47 olan faiz oranını da yüzde 5-9 arasına indirdiğini kaydetti.

 

'Onlar faize ödüyordu'

Daha önce halktan toplanan verginin yüzde 85'inin faize gittiğini belirten Başbakan Erdoğan, şimdi yüzde 15-16'sının faize harcandığını söyledi. Erdoğan, ''Diyorlar ki, 'Bu yolları nasıl yapıyorsunuz?' İşte böyle yapıyoruz. Onlar faize ödüyordu, biz yola ödüyoruz. 79 senede Türkiye'de 6 bin 100 kilometre duble yol yaptılar. Biz on senede 17 bin 100 kilometre duble yol yaptık'' görüşünü dile getirdi.

Göreve geldiklerinde 26 olan Türkiye'deki havaalanı sayısının şimdi 50 olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin neresine giderseniz gidin 45 dakikalık mesafede havaalanına ulaşabilirsin, oradan da Türkiye'nin istediğin yerine gidersin. Yurt dışına gideceksen yurt dışına da gidersin. Eskiden havayolu vardı, belli bir azınlık uçağa binebilirdi. Ama biz 'havayolunu halkın yolu yapacağız' dedik. Şimdi halk havayolundan istifade ediyor. Bununla kalmadık. 10 sene önce Hakkari'ye havaalanı yapılacak deselerdi Hakkari'de yaşayan benim Kürt kardeşim buna inanır mıydı? Iğdır'a yapılacak deselerdi inanır mıydılar, Şırnak'a yapılacak dense inanır mıydılar? Iğdır'a açtık, şimdi bu yıl sonuna kadar Hakkari ve Şırnak'a da açacağız. Makineler yakıldığı halde yaptık, müteahhitler tehdit edildiği halde yaptık. Niye? Çünkü biz 780 bin kilometre karelik bu vatan topraklarına aşıktık. Biz bu milleti Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Tomak, Roman, Tatar ayırmadık. Biz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız dedik ve bunu başardık.''

Türkiye'nin önünde daha iyi ve güzel günler olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Ama benim sizden bir ricam var. Aramıza fitne sokmak isteyenlere fırsat vermeyin. Biz bir birimizi Allah için seveceğiz. Makam mevki için değil, para pul için değil. Bu bizim kavimdendir, bu bizim ırktandır. Bizde böyle bir şey yok'' diye konuştu.

''El ele, gönül gönüle aydınlık yarınlara hep beraber yürüyeceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Bu işi de başaracağız. En büyük sahibi Allahtır'' diyen Erdoğan, muhalefete rağmen ellerinden geleni yaptıklarını, Türkiye'nin dört bir yanını imar ettiklerini bildirdi.

Afyonkarahisar'dan 11 sene önce yola çıkarken, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dediklerini belirten Erdoğan, bugün de aynı yerde bulunduklarını söyledi. Erdoğan, ''Milletçe Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abhaza'sı, Arnavut'u, Tatar'ı hep beraber tek milletiz. Bayrağımız tek. Renk şehidimizin kanı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldızlar bu topraklara düşen şehitlerin temsili. Kardeşlerim tek vatan dedik. 780 bin kilometre karenin tamamı bizim vatanımızdır. Bu vatan üzerinde ameliyat yaptırmayız. Tek vatan. Tek devlet dedik, Türkiye Cumhuriyeti devleti. Tek devlet olarak bu hizmeti sürdürüyoruz, sürdüreceğiz'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'a Sivrihisar'da eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, AKP Genel Sekreteri Haluk İpek ve bölge milletvekilleri eşlik etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler