Başbakan: Twitter denen bir bela var
Erdoğan, "Twitter denilen bir bela var. Yalanın daniskası burada. Bu sosyal medya denilen şey aslında şu anda bana göre toplumların baş belasıdır" şeklinde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı'nda başlayıp çeşitli illere yayılan protesto gösterilerine ilişkin, "Onlar Taksim'e 20 bin kişi mi çıkardı ben de 200 bin, 250 bin, 500 bin kişiyi Kazlıçeşme'ye çıkarırım. Ben de bunu yaparım. Bir partim, tabanım var. Böyle bir imkanımız, gücümüz var. Böyle bir şeyle cevap verme yoluna gitmedik. Partimin tabanı da 'Biz bunlara karşı sessiz mi kalacağız' diye sürekli bizi aradılar ama biz sükunet telkin ettik" dedi.
Başbakan Erdoğan, Habertürk TV yayınında "Teke Tek Özel" programında soruları yanıtladı.
Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin orada 10 tane sökülen ve taşınan, 2 tane de kesilen ağaç olduğunu belirterek, "Burada Topçu Kışlası vardı. Mimarisi çok farklı ve güzel bir mimariydi. Taksim Gezi Parkı ile ilgili çalışmalar benim önüme geldi belediye başkanlığı dönemimde. Baktım ki merkezi yönetim bana destek vermiyor, o işten vazgeçtim. Başbakan olduktan sonra tekrar gündeme getirdim. Baktım ki nefis olacak bunu yaparsak. Hem orada yeşili ve tarihi yeniden kazanırız ve yayalaştırmayı yapacağız. Ona başladık. Bir başka hedef de AKM'yi yıkmak. Yan taraftaki ve arka taraftaki boşluğu da katarak çok büyük bir kültür merkezi yapmayı düşünüyoruz. Bu tarihi eserin zaten aslı var. Bunun nasıl yapılacağını sormanın gereği yok. CHP tarafından yerle yeksan edilmiş bir eseri biz yeniden kazandırıyoruz" dedi.
Taksim'de aslında meselenin AVM ve Gezi Parkı olmadığını dile getiren Erdoğan, "Bir İstinye Park gibi bir şey oraya yapılabilir mi? Şehir Müzesi olayını telaffuz ettik biz" diye konuştu.
İstanbul'da bir şehir müzesi olmadığını belirten Erdoğan, "Bunun dışında biz bir büyük bir milli kütüphane de düşünüyoruz. Rami Kışlası, milli kütüphane olacak. Şimdi bunlar buna da kıyamet koparır. Zaten şu anda Rami Kışlası diye bir şey kalmamış" dedi.
"CHP'nin kesinlikle onayı var"
Yapılan eylemleri eleştiren Erdoğan, olması gereken demokrasi mücadelesinin sandıkta verileceğini ifade ederek, "O gün ben açıklama yaptım. Polis aşırı gitmiştir dedim. Ama dün polis bunu yapmadı. Minimize oldu iş. Göstericiler polisin araçlarını yaktılar" diye konuştu.
Taksim Gezi Parkı"ndaki proje için CHP'nin onayı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Resmi rakamlara göre 1 Haziran'dan 2 Haziran'a kadar 89 polis aracı, 42 özel araç, 4 otobüs, 18 belediye aracı, 4 bize ait bina, 94 işyeri, 1 konut, 1 polis merkezi, çok sayıda otobüs durakları yakılıp yıkıldı. Şimdi yani ne oldu da siz bunu yapıyorsunuz? Ne oldu da bunları yapıyorsunuz? Seçim hakkınız, demokratik haklarınız mı elinizden alındı? Neden bunları yaptınız?" diye sordu.
"Twitter denilen baş belası"
Her ülkenin kendine ait bir yapısının olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnsanların da genlerinde olan birtakım yapıları var. Birtakım insanlar bir yere girdikleri zaman oradan çıkmayabilirler ve orayı terörize edebilirler. Burada da atılan adımlarımız var. Bir defa onların yaklaşım tarzına cevap veremeyecek durumda değildik. Ama samimi yaklaştık. Twitter denilen bir bela var. Yalanın daniskası burada. Bu sosyal medya denilen şey aslında şu anda bana göre toplumların baş belasıdır. Bu denli yalanlar, 'Ağaçlarda sallandıracaklar' 'Yüz tane İslamcı Taksim'e kaleşnikoflarla saldırıyor' filan... Şimdi siz bunları yazarsınız ve yalanlanır ama onu okumayan bunu kaçırır. Toplum bu şekilde terörize edilir. Benim partim var. Photoshoplarla cesetler yayınlıyorlar. Ben şimdi istesem onlar Taksim'e 20 bin kişi mi çıkardı ben de 200 bin, 250 bin, 500 bin kişiyi Kazlıçeşme'ye çıkarırım. Ben de bunu yaparım. Bir partim, tabanım var. Böyle bir imkanımız, gücümüz var. Böyle bir şeyle cevap verme yoluna gitmedik. Partimin tabanı da 'Biz bunlara karşı sessiz mi kalacağız' diye sürekli bizi aradılar ama biz sükunet telkin ettik."
Başbakan Erdoğan, partisinin 21.5 milyon oy aldığını dile getirerek, "Ama onlar gelip tahakküm edecekler. Böyle bir şey yok. Ben çoğunluğun azınlığa ve azınlığın çoğunluğa tahakkümüne karşıyım. Bütün alanlar yolgeçen hanı değil ki. Gösteri, yürüyüş yapabileceğin yerlerde yaparsın. Toplumun diğer katmanlarına saygı göstermeyecek misin?" dedi.
Bu kadar ağaç, fidan diken bir iktidarın kalkıp da bu şekilde eleştirilemeyeceğini belirten Başbakan Tayyip Erdoğan, olayın tamamıyla ideolojik olduğunu savundu. Erdoğan, "AK Parti'den Büyükşehir belediyesini nasıl alabiliriz diye düşünüyorlar" derken, "Bunun mücadelesi içindeler. AK Parti'den İstanbul Büyükşehir'i almaya yönelik mücadele ediyorlar. Şahsıma yapılan hakaretlerden de asla çekinmiyorum. Burada bir sıkıntı yok. Millet görev vermeye devam ettiği sürece biz devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, İstanbul'un AVM'ye doyduğunu vurgularken, yapılacak 3. havalimanında da büyük bir yeşil alan düşündüklerini anlatTİ.
'Alkol içen alkoliktir'
Dinin toplum için, insan için hayırlı bir şey emrediyorsa bunun gereğini yapmanın yaralı olacağının altını çizen Erdoğan, "Biz bu arada muhafazakar demokrat bir partiyiz. Burada bizim ifadelerimizden rahatsız olanlar varsa, özür de dilerim ben. Ama ben onları düşünerek bunları söylüyorum" dedi.
"Birisi içki içiyorsa alkoliktir. Alkoliktir, içkiyi içiyorsa alkoliktir. Bunun tanımı odur" diyen Başbakan Erdoğan, arada bir içenlere saygı duyduklarını belirterek, "Bunun tanımı budur. Alkol aldığı için alkolik olarak yola çıktı ve karşıdan gelen alkolik olmayan adamla kaza yaptı. Ne olacak?" diye konuştu.
Suriye
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad için "Bu adam gidecek" diyen Başbakan Erdoğan, Esad'ın şu anda yalnızlığa doğru gittiğini ifade etti. Karada Esad'ın güçlü olmadığını havada güçlü olduğunu anlatan Erdoğan, "Karada muhalifler güçlü. Dünkü olayda muhalifler bomba yüklü araç yakaladılar" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye'de 300 bin mülteci olduğunu belirterek, "Reyhanlı bizim yüzde 72 oy tabanımızın olduğu yerdir. Burayı ziyaretimizde gördük ki, arkada bir siyasi koku var. Fakat ne olursa olsun biz teröre karşı tedbirlerimizi sahil şeridi ve Hatay boyunca alıyoruz. Mezhep savaşını asla arzu etmeyiz. Mezhepçilik bizim nefret ettiğimiz bir şeydir. Ben bütün mezheplere karşıyım. Benim için aslolan İslam'dır. Ben Müslümanım. Ama bu sünnicilik değil. Arap dünyasında böyle bir gelişme var. Şia Şiacılık, Sünni Sünnicilik yapmamalı" dedi.
Taksim Gezi Parkı
Taksim Gezi Parkı'nda başlayıp diğer illere yayılan protesto gösterileriyle ilgili, bazı medya gruplarının protestocuların yanında yer aldığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Öyle gazeteler oldu ki; özellikle köşe yazarları ve atılan başlıklarla provokatif çağrılar yaptılar. Ve biz bunları okuduğumuz anda dedik ki, biz nereye gidiyoruz. Aracı reklam kurumları gazetelere ve televizyonlara reklam vermiyormuş. Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir defa medya grupları için ve ülke ekonomisi için bir sıkıntı. Ben çok açık net söylüyorum. Arkadaşlara dedim bu kuruluşları bir tespit edin. Hangi kuruluşlar şirketlerin reklam vermelerine ambargo uyguluyorlar. Gereğini yaparız. Başı boş bırakmayız. İdeolojik davranmak suretiyle holdinglerin reklamını vermiyor. Çok enteresan bir noktaya zemin hazırlıyor. 'Biz istediğimiz zaman bunu yaparak Türkiye'nin ekonomik itibarını sarsarım' mesajı verme gayretindeler. Bu aracı kurumdan kaynaklanıyor. Reklam veren bundan haberdar bile değil. Ben birkaç tanesini aradım, haberleri yok. Aracı kurumlar reklamları kestiler."
Ankara metrosunda yapılan anonsun doğan olduğunu belirten Erdoğan, şunları ekledi:
"Her yerin kendine ait kuralları vardır. Devletin metrosunda ahlak kuralları denilen vardır. Bu ahlak kurallarını aşarak, birilerini tahrik etme suretiyle, böyle bir şey yapılırsa, bu anons, bana göre doğaldır. Buna karşı çıkıyor bir grup. Onlar da daha sonra orada affedersiniz, ellerinde alkoller malkoller. Bu iş değil ki. Şimdi soruyorum, bir anne baba kızının affedersin birinin kucağına oturmasını ister mi? Biz diyoruz ki, buna dikkat edin. Birisiyle bir bankta oturursun sohbet edersin, bunu bir yere kadar saygıyla karşılarsın. Tayyip Erdoğan olarak ben bunu saygıyla karşılamam, ayrı mesele ama toplumun büyük kesimi de saygıyla karşılamaz. Ben Dolmabahçe'de ofisimin önünde, Kadıköy'den gelenlerin durumunu görüyorum, bunlar aslında benim kendi değerlerimle uyuşan şeyler değil ama buna rağmen saygı gösteriyorum. Ama o da aynı saygıyı benim eşime, kızıma, bizim gibi giyinenlere de göstermeliler. Mesele bu."
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!