Basın Konseyi'nin 'Basın Özgürlüğü Ödülü' töreninde 'özgür habercilik' vurgusu

İstanbul Beyoğlu’ndaki Para Müzesi Oditoryum’da 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye’nin “Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” olarak anıldığını belirtti. Türenç, “Bu kara tablodan utanç duyuyoruz. 3 Mayıs 2019’da talebimiz, düşüncelerin ifade edilebildiği sınıra kadar gazetecilik yapabilmektir. Zorlama gerekçelerin gazeteciye pranga olmadığını basın tarihini iyi okuyanlar bilirler” dedi. Türenç daha sonra FOX TV Haber Merkezi çalışanlarına ödülünü verdi.

FOX Haber Merkezi Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, “Burada olmayan arkadaşlarımız var. Çok duygulandık. 1940’ların faşist Almanyası’nda Goebbels’in bir sözü vardır ‘Gazeteciler bir piyanonun tuşlarına benzer, biz hangi sesi duymak istersek o sese basarız’. Biz hiçbir zaman duymak istedikleri ses, basmak istedikleri tuş olmayacağız. Bu yolda her şeyi göze aldık” dedi.

Gurur ve hüzün

FOX TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal ise çok zor bir iş yaptıklarını belirterek şöyle konuştu, “Dışarıdan izleyen olduğunuz zaman tehditlerini boyutunu daha iyi şekilde görebiliyorsunuz. Biz yaptığımız haberlerde akıl ve vicdan terazisinden hiç vazgeçmiyoruz. Sorguladıkça özgürleşeceğimizi biliyorum. Bizi yönetenlerin de elbet bir gün bu noktaya geleceğini düşünüyorum. Onların da bizlere ihtiyaç duyacağı zamanlar olacak. Özür beklemiyoruz ama en azından hakkımızı teslim ederlerse de memnun kalırız. Ensemi patlatmasına da gerek yok.”

Ardından cezaevine giren gazetemizin eski çalışanlarına verilen ödülü eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un elinden eşleri aldı. Güray Öz’ün yerine ödülü alan Çağlayan Öz, “Söyleyecek hiçbir cümle bulamadım. Güray böyle düşünmüyor. Parmaklıklar ardında gayet emin, kararlı, güler yüzlü bir insan duruyor. Umudunu hiç kaybetmiyor. Bugünlerin geçeceğini ve basın özgürlüğünün ve diğer özgürlüklerin tekrar yaşanabileceği günlere uluşacağımız inancını sürdürüyor” dedi. Önder Çelik’in eşi Semra Çelik ise, “En son görüşe gittiğimde eşim bana ‘Valla çok yorulmuşuz dışarıda, burada dinleniyoruz çok iyi oldu’ dedi. Kandıra Cezaevi’nde rahatlarının, keyiflerinin yerinde olduğunu söylediler. Onların ruh hali böyle. Sanki biz dışarıda daha fazla yıpranıyoruz gibi geliyor bana” diye konuştu. Musa Kart’ın eşi Sevinç Kart da şöyle konuştu, “Musa’nın sevgilerini selamlarını öncelikle ileteyim size. Bu ödül bir yanımızı gururlandırırken bir yanımızı hüzünlendiriyor. Muhalif duruş ve özgür basın hiçbir dönem bu kadar yoğun baskı ve tehditle karşılaşmadı. Ne çok yazıdan, çizimden korkuyorlar. Biz tüm bu koşullara rağmen umut diyoruz, hukuk devleti diyoruz. Korkunun mahkûm ettiğini cesaret özgür bırakacak.”