Beyrut patlamasının kayıp köpekleri: 'Patlamanın ardından köpeğimle nasıl yeniden buluştuk?'
Beyrut limanında tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın patlamasıyla 200'den fazla insan öldü, binlerce bina zarar gördü. Ama 4 Ağustos'taki patlamanın zararı bu kadarla sınırlı değil. Birçok evcil hayvan da patlama sırasında kayboldu. Onlardan birinin hikayesi.
Beyrut limanında tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın patlamasıyla 200'den fazla insan öldü, binlerce bina zarar gördü. Ama 4 Ağustos'taki patlamanın zararı bu kadarla sınırlı değil. Birçok evcil hayvan da patlama sırasında kayboldu. Şimdi o kedi ve köpekleri sahipleriyle yeniden buluşturmak için ortaklaşa bir çaba var. Leila Molana- Allen de endişeyle, patlama sırasında kaybettiği köpeğinin geri dönmesini bekleyenlerdendi:
Sıcak, beyaz bir ışıkla odanın köşesine savruldum. Gözümü açtığımda görebildiğim tek şey cam kırıkları ve tahta parçalarıydı.
Saniyeler önce yatak odam olan döküntü içinde kendime gelmeye çalışırken, aklıma ilk gelen ailem oldu. Biyolojik ailem değil, çünkü onlar Akdeniz'in diğer ucunda, güvendelerdi. Merak ettiğim, bir kısmı yıkılan bu duvarlar arasında bir hayat kurmuş olduğum Beyrut'taki seçilmiş ailemdi.
Kapımızda patlamayla açılan delikten gördüğüm ışık, ailemizin tüylü üyelerinin kendilerini dışarı atabildiğinin bir işaretiydi.
Ev arkadaşım Lizzie ile kendimize bir yol açıp dışarı çıktık.
Sonraki birkaç saat kan, telefon konuşmaları ve endişe yüklü geçti. Patlama çoğumuza 2006'daki füze saldırılarını hatırlattığındani ikinci bir patlamadan korkarak, komşularla birlikte en korunaklı görünen yere, merdiven boşluğuna toplandık.
Sonra birden Fred'i gördüm; iki köpeğimizden daha yaşlı olanı. Eve geri dönüş yolunu bulmuştu. Fred sonraki birkaç gün bizim yanımızda, harabeye dönen evimizi korudu.
Ama henüz yavru olan köpeğimiz Fındık kayıptı, onu hiçbir yerde bulamıyorduk.
Kurtarılmış hayvanlar için kullanılan bir klişe vardır: "Ben onu bulmadım, o beni buldu". Fındık'la da böyle olmuştu. Onu Mart ayında bir gün kapımın önünde bulmuştum. Koronavirüs salgınıyla birlikte, virüsten endişe eden sahipleri ondan kurtulmak istemişti. Ona birkaç gün bakmaya karar verdim, ama sırt üstü yatıp göbeğini kaşımamı istediğinde onun artık bu evde kalıcı olacağı kesinleşmişti.
Her zaman çantasını toplayıp gitmeye hazır biri olarak, bu tüy yumakları çocukluk sonrası hayatımın en yerleşik unsurları olmuştu.
Uzun bir iş günü ya da yorucu bir iş seyahati sonrası kapıyı açıp onların heyecanlı karşılamasını görmek, hayatımda tattığım en rahatlatıcı duygulardan biri.
Şimdi kendim ve sahiplendiğim bu hayvanlar için kurduğum güvenli ortam bir anda paramparça olmuştu.
Sadece Fındık değil, onlarca köpek patlamada kaybolmuştu. Kurduğumuz Whatsapp grubu ve sosyal medya paylaşımları sayesinde sahipleri teker teker bulundu. Paylaşımlarda köpeklerin korkudan saklandıkları ve sahiplerinin seslerini duyunca saklandıkları yerlerden çıktıkları söyleniyordu.
Ama patlamada ayaklarımdan yaralanmıştım ve dikiş atılan ayaklarıma yeniden basıp yürüyebilmem birkaç gün sürdü.
Çaresiz hissediyordum. Fındık'ın eve dönüş yolunu bulabilmesi için dua ederek, her havlamada kapıya koşuyordum.
Çevremdeki herkes Fındık'ı bulmak için seferber oldu. Fotoğraflarını paylaştık, patlamadan sonra onu korkuyla koşarken görenlere ulaşmaya çalıştık.
Fındık'ın fotoğraflarını aklıma gelen her yere gönderdim. Bir hayvan derneği ona özel bir arama ekibi bile oluşturdu. Umutluydum ama Fındık'tan hiçbir iz yoktu.
Birkaç gün sonra bulunamamış tek tük hayvan kalmıştı ve Fındık'ı bulabileceğimize dair ümitlerim tükenmeye başlıyordu. Belki de kaçarken bir araba çarpmıştı ya da kırık cam parçalarıyla yaralanıp ölmüştü.
Birkaç gün sonra, enkazları koklayarak yaralıları arayan köpekler üzerine bir haber hazırlıyordum ve aklımda Fındık olduğu için gözyaşlarımı tutamıyordum.
O anda telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. Mesajda "Köpeğinizi mi kaybettiniz?" yazıyordu.
Mesajı gönderenin, onu bulabilmek için daha fazla fotoğraf göndermemi isteyen onlarca insandan biri olduğunu düşündüm ve "evet" diye cevapladım
Gelen cevap "Sanırım köpeğiniz yanımda" oldu.
"Neredesiniz"
"Trablusşam (Tripoli)"
Bu kulağa imkansız geliyordu, Lübnan'ın 2. büyük şehri olan Trablusşam, Beyrut'tan 80 km uzaktaydı.
"Bu Fındık olamaz, biz Beyrut'ta yaşıyoruz" cevabını gönderdim.
Sonraki mesaj bir videoydu ve kentin hasar görmüş internet çok yavaştı, sabırsızlıkla yüklenmesini bekledim ve sonunda açıldı, videodaki köpek Fındık'tı.
Kurtaran kişi onu patlamadan hemen sonra sokakta tek başına, korkmuş ve yaralanmış bir şekilde bulmuş ve Trablusşam'daki ailesinin yanına giderken, sokakta bırakmamak için onu da yanında götürmüştü.
Daha sonra Fındık'ın fotoğraflarını sosyal medyada paylaşarak sahibini bulmaya çalışmış ve sonunda biri parçaları birleştirerek iletişime geçmemizi sağlamıştı.
Kurtaran kişi Fındık'la telefonda konuşmamı istedi ve sesimi duyunca onun hemen kuyruğunu sallamaya başladığını söyledi.
Hissettiğim rahatlamayı anlatmaya kelimeler yetmez. Ama şimdi onu Trablusşam'dan almanın bir yolunu bulmam gerekiyordu. Arabam yoktu ve şehirlerarası ulaşım da çok kısıtlıydı.
Çözüm yine Lübnan'ın hayvan severlerinden geldi. Birçok kişi onu bana geri getirmek için gönüllü oldu. Birkaç saat sonra Fındık hiç tanımadığım bir yardımseverin aracındaydı ve sabaha karşı 2'de yeniden kollarımın arasındaydı.
Patlamanın ardından kendi hayatlarını yeniden düzene sokmaya çalışan onlarca insan, bizim yeniden bir araya gelebilmemiz için de çaba göstermiş ve bu mutlu sonun kahramanları olmuştu.
Şimdi ayaklarımda yırtılan tendonlar için ameliyat tarihi bekliyorum, iyileşmem zaman alacak. Evimizse bir daha içinde oturulabilecek hale gelebilir mi henüz bilmiyoruz. Ama burada bir yerlerde yeniden hep birlikte bir ev kuracağız. Çünkü ev, köpeklerinin olduğu yerdir.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi