Bir şair otobiyografisi...

Türk edebiyatında şair otobiyografileri deyince aklıma gelen iki yapıt var: Şair Nigar Hanım’ın, Hayatımın Hikayesi ve Nâzım Hikmet’in, Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim yapıtları. Zincirli Ördek de şair A. Kadir Paksoy’un otobiyografisi. Çağdaş edebiyatımızda yeni bir örnek. Paksoy birçok önemli ödüle değer görülmüş bir şair. Bu ödüllerden sonuncusu da 2017 Yunus Nadi Şiir Ödülü.

Bir şair otobiyografisi...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.03.2021 - 00:01

Şair A. Kadir Paksoy; Zincirli Ördek isimli otobiyografisine yaşamıyla doğrudan ilişkili şiirleri de alarak şiirsel bir yapıta dönüştürmüş. Bir şiir kitabı olarak da okuyabilirsiniz Zincirli Ördek’i.

“Abra diye koydum şiiri yaşamın kefesine/ Ölüm ağır gelmesin diye/ Koydum ya bir de baktım ki/ Ömrümden bir şey kalmamış geriye” dizeleriyle ömrünü şiire verdiğini, şiirin kendisi için ölüme karşı yaşamı savunmanın bir aracı, doğrudan yaşam olduğunu belirtiyor.

Ve “Aile Fotoğrafı” şiirinde dizeleştirdiği gibi de kendisini ülkesiyle özdeşleştiriyor:

“İki ağabeyim var/ Biri tanrının savunmanlığına soyundu/ Tanrının takılmadığı bir kıyıda/ Biri atlar arasında aradı tanrıyı/ Ama atlara yem oldu/ Altılı ganyanda.

(…)

Bense/ Bu ailede beşte bir oranında/ Solcu ve ozan/ Ararım ben de tanrıyı hâlâ/ Dizeler arasında.

(...)

Rastlantı mı/ Takdiriilahi mi yoksa/ Bilmiyorum/ Ne kadar da benziyor aile fotoğrafım/ Ülkemin fotoğrafına”.

Şair aynı zamanda yaşam öyküsü ile bağlantılı olarak Türkiye’nin yakın siyasal geçmişine (1960’lardan 2000’lere) de ışık tutuyor.

AŞUDU DERESİNDEKİ O EV

Tıpkı Orta Çağ Avrupa’sında kilisenin halkın bilgisizliğinden ve saflığından yararlanarak varsıllaşırken halkın yoksullaşması gibi, bir Anadolu kasabasında da (Darende/Malatya) benzer bir olaya tanık oluyoruz.

Mülkiyeti şairin büyükbabasına ait olan ama kullanımı babasına bırakılan, çocukluğunun bir bölümünün geçtiği ev ve bahçeyi, kasabanın müftüsü tarafından etki altına alınan büyükbabası camiye bağışlıyor. Ev yıkılıyor, babasının yetiştirdiği ağaçlar kesiliyor…

Şair yine şiirsel bir biçimde betimliyor çocukluğunda yaşadığı bu trajediyi:

“Büyükbabamın Aşudu Deresi’ndeki evimizi ve bahçemizi camiye bağışlamasıyla, tıpkı Nietsche’nin ‘Tanrı öldü’ dediği gibi artık Tanrı ölmüştü benim için.

Hiçbir şeye inancım kalmamıştı. Ruhum allak bullaktı. Tutunduğum uçurum kıyısından düşmüş, vadi boyunca uçuyor, yamaçlara yayılmış kurt sürülerine yem olmamak için boşlukta kulaç atıyordum.

Nietsche’nin papaz olan babasının çektiği acılara tanık olarak, babasının çok sevdiği ve hayatını adadığı bu Tanrı neden böyle iyi bir adamı böylesine bir acıyla cezalandırıyor, demesi gibi, ben de babam için aynı şeyi düşünüyordum.

Bunca ağacı diken, toprağı yeşerten, hiç kimseye bir kötülüğü olmayan babamın elinden bu bahçeyi niye alıyordu Tanrı?

Çanların derinden gelen seslerinin Nietsche’nin kulağından çıkmaması gibi; babamın o elleriyle diktiği kayısı, dut, elma, erik ağaçları kesilirken ve evimiz yıkılırken duyduğum ezan sesi de benim kulağımdan çıkmayacaktı ömür boyu...

Allahu ekber! Allahu ekber!/ Tanrı evine çağırıyorlar beni Arapça/ Bıçaklarını Türkçe bileyenler”.

ZİNCİRLERİNDEN KURTULMAK

Okurun kitabın sonuna kadar merak ettiği “Zincirli Ördek” adlandırmasını da kitabın son bölümde açıklıyor A. Kadir Paksoy:

“Bu otobiyografiye bir ad bulmak için Ankara’da, Kızılay’da gezinirken, Turhan Kitabevinde Le Monde’un yanında duran başka bir Fransızca gazete imdadıma yetişiyor: Le Canard Enchaîné (Zincirli Ördek)!...

Le Canard Enchaîné, Fransa’da yolsuzluklarla, haksızlıklarla, ırkçılıkla, insan hakları ihlalleri ile mücadele eden sol eğilimli bir gazete. Ama bana göre bu ad, siyasi bir gazeteye değil, bir edebiyat dergisine çok daha uygundur.

Birden bu adla yeni bir dergi çıkarma isteği uyanıyor içimde. Ama artık yaşlandım, böyle bir çabaya artık gücüm kalmadı. Haydi diyorum öyleyse, hevesim içimde kalmasın, bu ad, bu kitabımın adı olsun! Zaten bir türlü zincirlerinden kurtulamayan bu garibin hayatıyla da örtüşmüyor mu?...”

Ankara’da İlhan İlhan Kitabevinde düzenlenen imza gününde imzalattığım bu kitabı şu sözlerle sundu şair bana: “Emeğin, ülkemizin, insanlığın zincirlerini kırma mücadelemizin ortak paydasında dostluk ve sevgiyle.”

Şairin dostluğuna layık olmanın erinciyle.

Zincirli Ördek / A. Kadir Paksoy / Ürün Yayınları / 126 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler