Bu felaket bizim eserimiz

ABD, Almanya, Avustralya, Belçika, Bengladeş, Hindistan, Kanada, Küba ve Zimbabwe'den katılan iklimbilim uzmanlarının ''Proceedings of the National Academy of Science'' dergisinin internet sayısında yer alan ortak çalışmasıyla ilgili makaleye göre, insanlar son dönemde iklim değişikliğine paralel olarak sıcak hava dalgaları, yoğun yağışlar ve tropik kasırgaların oluşumunu da fazlasıyla etkiledi.

İklim değişikliğiyle ilgili uluslararası bir panelde, önümüzdeki dönemde ortalama hava sıcaklığının sadece 1990'lı yıllara göre bile 1-2 derece artma riski bulunduğunun dile getirildiği belirtilen makalede, ABD Ulusal İklim Veri Merkezi'nin küresel ısının 1990'dan bu yana 0,12 derece arttığı yönündeki açıklamasına işaret edildi.

1990'lardan sonra 1 derece santigratlık küresel ısı artışının olası etkilerini hesaplayan araştırmacılar, bunu çeşitli bölgelerde kuraklık, sıcak hava dalgaları ve sellerdeki artış sağlayacağını ve artışın birçok olumsuz etkisi olacağını öngörüyor.

Daha önce bu konuda yapılan araştırmalara da dikkat çekilen makalede, 2003 yılında Avrupa'da birçok insanın ölümüne neden olan sıcak hava dalgasının artan sera gazlarının etkisiyle meydana geldiğinin belirlendiği ifade edilerek, bugün atmosfere 1990'lardan daha fazla karbon salınımının gerçekleştiği kaydedildi.

Isı artışı ve büyük iklim değişikliklerine sebep olarak endüstriyel faaliyetler sonucu atmosfere salınan karbondioksit ve diğer gazlar gösterilirken, son araştırmalara göre 1990'larda yüzde 0,9 olan karbon emisyonu 2000 yılından bu yana yıllık yüzde 3,5 oranında arttı.

Son araştırmalar, iklim değişikliklerinden en fazla etkilenen kesimin yaşlılar ve yoksulların oluşturduğunu gösterdi.

Araştırmacılar, yaşlılar ve yoksulların gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki toplumların iklim değişikliği karşısında en kırılgan kesimi olma özelliğinin değişmediğini belirtiyor.

Araştırmalar ayrıca, Katrina kasırgası ile 2003 yılında Avrupa'yı etkisi altına alan sıcak hava dalgasının sonuçlarının da insanoğlunun iklim değişikliklerine adaptasyonunun düşünüldüğünden daha az olduğunu gösteriyor.