Can Dündar Almanya’da ‘baskıyı’ anlattı
Genel Yayın Yönetmenimiz Dündar Almanya’da ‘Türkiye’deki basın özgürlüğü’nü anlattı
Almanya’nın Hamburg kentinde Avrupa Postası isimli internet haber sitesi tarafından düzenlenen “Türkiye’de basın özgürlüğü” konulu toplantıda konuşan Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, “Bu çapta bir baskıyı 12 Eylül’de bile hissetmedim” dedi.
Etnografya Müzesi’nde yapılan ve yoğun ilgi nedeniyle birçok kişinin ayakta izlediği üç saat süren toplantıda Dündar basın özgürlüğü konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Avrupa Postası Genel Yayın Yönetmeni Adil Yiğit’in yönettiği toplantıda Can Dündar, Hürriyet’e yapılan iki saldırıya da değindi. Türkiye’de medya üzerindeki iktidar baskısının hiç bu kadar yoğun olmadığı konusunda hemfikir olduklarını ifade eden Dündar, “Geçen hafta Türkiye’nin Cumhurbaşkanının bir gazeteyi canlı yayında hedef gösterdiğini ve o hedef gösterdiği gazetenin o partinin milletvekilinin de bulunduğu grubun gazeteyi, Hürriyet’i bastığını bizzat gördük. Ben 12 Eylül’de de gazetecilik yaptım. Yeni başlamıştım. 12 Eylül bir dönüm noktasıdır aslında basın özgürlüğü açısından. Öbürlerine nazaran Özal, basına nasıl ince markaj yapılabileceğini bilen biriydi. Gazete toplatarak kapısına zincir vurarak işin olmayacağını gördü” dedi.
İçler acısı bir durum...
Dündar açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Basın aslında, özünde muhaliftir. Halkın sesidir çünkü. Halk iktidarla sorun yaşar, şikâyetçidir. Onun için özgür bir basına ihtiyaç vardır. Oysa tamamen iktidara endeksli ve halkın gözüne girmekten ziyade iktidarın gözüne girmeye eğilimli olan bir basınla karşılaştık. Eskiden gazete iyi sattıkça gazeteler ayakta kalırdı. Gazete bir lira. 100 bin kişi alırsa, kasanıza para girer. Niye basın muhalif değil artık? Çünkü artık o yüz bin kişiye ihtiyacı yok. O yüz bin lirayı zaten bir kişinin yüzünü güldürerek kazanıyor. Gazeteyi beğendirmek zorunda olduğu o bir kişi var, başka o da Başbakan ya da Cumhurbaşkanı. O beğendikten sonra diğer işlerinden parayı kazanıyor. Bu içler acısı bir durum.”
Son yıllardaki baskının çok yoğun olduğunu söyleyen Dündar, “Geldiğimiz nokta hakikaten tehlikeli. Çünkü bir başka ilk yaşandı Erdoğan ile birlikte. Tamam, bir besleme basın hep vardı. Ama bu kadar yoğun bir şekilde bir yandaş medya oluşması, tamamen Cumhurbaşkanı’nın seveceği haberlerden oluşturulmuş gazeteler çıkarılması, pembe gazete çıkarılması, görmek istemediği hiç bir haberin gazetede olmaması, hep görmek isteyeceği haberlerin olması, daha da önemli onun, başbakanın bir silahına dönüşmesi, zaman zaman kalkanına dönüşmesi, yoğunlukta ilk kez yaşanıyor Erdoğan ile birlikte. Geldiğimiz noktayı özetleyeyim. Hakikaten ben, 12 Eylül döneminde de söylediğim gibi gazetecilik yaptım. O zaman da gazeteler toplatıldı, o zaman da gazeteciler tutuklandı. Ama ben bu çapta bir baskıyı 12 Eylül’de bile hissetmedim. Evet yasaklar gelirdi, şunların yayını yasaktır diye açıklanırdı. O konuda yayın yapanlar tutuklanırdı. 12 Eylül iki, üç yıldı. Şimdi 13 yıllık bir iktidarla mücadele halindeyiz. Bunun son üç, beş yılını hakikaten ağır baskı koşulları altındayız. Şunu bilin ki şu anda yazan, çizen, yorumlayan hâlâ birileri varsa, bunu kendi canını ortaya koyarak yapıyor. Çünkü doğrudan hedef gösterilme durumundalar. Doğrudan, bizzat Cumhurbaşkanı’nın tehdidi altındalar” ifadelerini kulland
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!