Can Dündar'a saldırı davası sanığı: Can Dündar kadar mağdurum
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a MİT TIR’ları davasının karar arasında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde silahlı saldırı düzenleyen Murat Şahin’in de aralarında bulunduğu 3 sanık hakim karşısına çıktı. Sanık Şahin toplumu uyandırmak için Dündar'a silahlı saldırıda bulunduğunu söylerken, sanık Ergün Celep de "En az Can Dündar kadar mağdurum" dedi.
İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 8 yıl 10 aya kadar hapsi istenen tutuklu sanık Murat Şahin ve kasten yaralama, azmettiricilik ve silahla tehdit suçundan 6.5 yıla kadar hapisleri istenen tutuksuz sanıklar Ergün Celep katıldı. Duruşmaya Dündar yurtdışında olduğu için katılamazken, saldırıda yaralanan NTV muhabiri Yağız Şenkal duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada ifade veren sanık Şahin, olayda kullanıldığı silahın kendisine ait olduğunu, silahı arkadaşı olan sanık Sabri Boyacı'ya emaneten verdiğini belirterek, "Ergün Celep'i ilk defa görüyorum. Hiçbir alakam yok. Yanyana gelmişliğim yok" dedi. Bu sırada hakim Şahin'i "Siz kendinizi anlatın. Başkalarının sorumluluğu olmadığını anlatmayın" diye uyardı.
"250 metreden kurşunu çakarım"
Savunmasına devam eden Şahin, ailesinin kendiyle ilgili şeyleri bilmediğini aktararak, "Ben toplumsal olaylara duyarlı biriyim. Madımak olayları sırasında taksi şoförü büna yananlardan mısın yakanlardan mısın demiştim. Bu çok önemli bir soruydu" dedi. Sanık Şahin, "250 metreden kurşunu çakan bir adamım. Öldürmek, yaralamak dahi istemedim. Yağız Şenkal'dan özür dilerim. Polisler durdurmadan istesem öldürürdüm, ama istemedim" dedi.
"Milleti uyandırmak için"
"Aptal, salak insanlar değiliz. Unutuyoruz" diyen Şahin, "Ben de milleti uyandırmak, hatırlatmak için yaptım" diye konuştu. Silahı evinin bodrum katında sakladığını ifade eden Şahin, "Birkaç arkadaşımda silah vardı. Bunu doğruluyorum. Yanımda bulunsun diye silah arayışına girdim" dedi. Sanıklardan Sabri Boyacı ile düzgün bir arkadaşlığı olduğunu belirten Şahin, "Siyasi görüşlerimiz aynıdır. Düzgün bir insandır. Emaneten vermiştim silahı. Sonra aldım ondan. Olaydan 10 gün önce falandı. Benim eve hırsız girdiği için vermiştim. Çevremizde hırsız ve gaspçı yoğunluktadır. O yüzden silah bulundurmak zorundayız" dedi.
"Yazılarıyla zarar veriyor"
Sanık Şahin, "Birileri söyler, birileri yapar, birileri ölür" diye bir lafı olduğunu belirterek, "Can Dündar'ın Türk toplumuna verdiği zararları yaşıyoruz. Dündar'la bağlantılı yazarların Türkiye'ye yönelik ciddi zararlar verdiğini düşünüyorum. HDP, CHP, liseler ve DHKP-C yardımı ile örgütlenmiş bir toplum olarak..." diye konuştu. Kitleye mesaj vermek istediğini vurgulayan Şahin, "Dündar'ın topluma verdiği zararı unutan insanlara hatırlatmak istedim. Eylem korkutmaktan ziyade toplumla bütünselleştirmekti" dedi.
"Havaya ateş etseydin"
Olaydan birkaç gün önce bu eylemi yapmayı düşündüğünü söyleyen Şahin'e hakim, "Korkutmak istiyorsanız havaya ateş etseydiniz" dedi. Şahin de, "Havaya ateş etseydim kime yönelik olduğu belli olmazdı. Biraz da korkutmaktı amacım. Kendisini nişan almadım" dedi. Savcılıkta verdiği ifadesi ile mahkemede verdiği ifadesi arasında çelişkiler olduğunu söyleyen hakim Şahin'e "Hangi ifadene inanmalıyız" diye sordu. Şahin de "Orada yanlış anlaşılmış. Uyku sersemiydim. Şimdiki ifadem doğrudur" dedi.
Casusluk iddialarından etkilenmiş
Sanığa soru yönelten Dündar'ın avukatı Bülent Utku, "Can Dündar'ın yazılarından etkilendiğinizi söylüyorsunuz. Bu eylemi yapmak için hangi yazısından etkilendiniz" diye sordu. Şahin de, "28 Şubat davası sonrası devletin gizli belgelerini yurtdışına satmaktır. Türkiye'nin sorunlarını yabancılara anlatması" şeklinde yanıt verdi. Avukat Utku'nun "Devlet büyüklerinin televizyon kanallarındaki casusluk iddiası sizi etkiledi mi" sorusunu ise, "Tabii" diye yanıtladı.sAvukat Utku'nun "Korkutmak istediyseniz neden kuru sıkı silah kullanmadınız" sorusuna Şahin, "Kuru sıkı kullanmam. Kuru sıkı sizde olsa ben hırsız olsam ve silahım olsa bana ateş etseniz beni öldüremezsiniz" diye cevap verdi. Şahin, hakimin "Maddi destek aldın mı kimseden" sorusuna ise, "Bu işi tek başıma yaptım. Kimseyle konuşup planlamadım. Maddi destek almadım" şeklinde yanıtladı. Avukat Utku'nun "Olay günü Sabri Boyacı ile karşılaşmışsınız. Ne konuştunuz" sorusuna "Hiç konuşmadık. Tokalaşmadık bile" yanıtını veren Şahin'e hakim "87 kez görüşmüş olduğun biriyle nasıl olur bu" diye tepki gösterdi.
"Göğsümde bayrak söndürdüm"
Ergün Celep'in yakın koruması olduğunu söyleyen tutuksuz sanık Sabri Boyacı'ya Şahin'in savunmasında silahı kendisini emaneten verdiğini sonradan geri aldığını söylediği anımsatıldı. Boyacı da savunmasında, "Benden silah almadı. Beraber çalıştığı Ferhat'ta silahı vardı bildiğim kadarıyla. Bu olaya nasıl dahil edildiğimi de bilmiyorum. Kendisini kesinlikle silah vermedim bende silahı da yoktu. Polislerin beni takip ettiğini anlamadım. Ben yerde bayrak yanarken göğsümde söndürdüm. DHKP-C takip ediyor sandım. Patronumla da hiçbir ilgisi yok. Ona karşı da mahcubum. Suçu yokken burada o da" dedi. Boyacı Şahin'in Dündar'a olan düşmanlığından bilgisi olmadığını söyledi. Hakim Boyacı'yı uyararak sıyırarak gösterdiği kolundaki Türk bayrağı dövmesini kapatması konusunda uyardı.
"Can Dündar kadar mağdurum"
Ergün Celep ise ifadesinde, neden sanık sıfatıyla yargılandığını sorarak, "Ben Türk vatandaşı ve bir vatanperver olarak adalet temsilcileri bana tebligat yolladığında yargıya intikal ederiz. Hakkımda asılsız birçok iddia var. Başta Cumhuriyet Gazetesi olmak üzere" dedi. Can Dündar'ı tanımadığını aktaran Celep, "Ben bugün burdaysam en az Can Dündar kadar mağdurum" dedi. Celep, tetikçi Murat Şahin'i hiç görmediğini, tanımadığını söyleyerek, "Sabri Boyacı'yı damadım yanıma getirdi. Biz ticari bir camiada olduğumuz için psikolojik sorunları olan kimselerin yanımızda yeri yoktur. Kendisinden uzaklaştım. Sonra şoförümü arayarak evine polislerin geldiğini söyleyerek benimle görüşmek istediğini söylemiş. Geldiğinde kendisine bir şey yapamayacağımı, avukatıma yönlendireceğimi söyledim. Daha sonra avukatıma götürdüm. Ertesi gün de yakalanma durumu oldu. O gece evime geldiler. İş adamı kimliğime gölge düşüreceğini düşündüğüm için şöförü Selçuk Mutlu'nun evine gönderdim. Maddi manevi olarak böyle bir olaya adım karıştığı için üzgünüm" dedi. Celep ardından Dündar'ın avukatı Bülent Utku'nun sorularına yanıt vermeyeceğini söyledi
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Colani’nin arabası
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması