Canlı yayında 80 bin kişiye seans
Barış Muslu'yu dinliyorsunuz bu aşamada, ruh hali tasviri yapılıyor, sonra iştah duygu tasviri yapılıyor, sonra da tatmin tasviri.
Televizyon izlemekten, film ve dizi, belgesel seyretmekten ve aslında kendine başka mecralar aramaktan bitap düşen her fani gibi, kendimi sosyal medya fenomenlerinin canlı yayınlarında buluyorum kimi geceler.
Girdiğim gibi çıktığım, kaçtığım canlı yayınlar oluyor, inanlır gibi değil aslında. Cemiyet hayatındaki bazı hanımlar, bazı oyuncular, şarkıcılar mesela, içlerinde gazeteci/röportajcı olmak ukte mi kalmış anlamak mümkün değil, yayın açıp konuk alıyor ve söyleşi yapıyorlar. Doktorlar, estetisyenler, makyözler, astrologlar, yaşam koçları, aşçılar, aklınıza kim geliyorsa artık, akşam yemek saatinden sonra açın instagram'ı mesela, hah işte oradalar.
Artık o kişinin popülaritesine göre, birkaç yüz kişiyle yayın yapan da var, kırk eli kişiyle de. Konusunda uzman olanların da yayınları var, onlar da konuk alıyor, eğlenceli yayınlar da var, kimi zaman iki şarkıcıyı konuşurken izleyebilirsiniz, şarkılar türküler eşliğinde. Komiklik yapanlar var, ahkam kesenler var, seç beğen al, kafana göre. Hiç birine beş dakikadan fazla tahammül edemedim ne yalan söyleyeylim, şöyle bir "arkadaşa bakıp çıkacağım" der gibi kafamı uzatıp kaçıveriyorum.
HER ŞEY BEYİNDE BİTİYOR
Derken Barış Muslu'nun yayın anonsunu gördüm, kilo vermekle, daha doğrusu iştahı kontrol etmekle alakalı bir demo yayın yapacağını söylüyordu. Pandemi sürecinde kilo almaktan dertlenen çok insan var ve evet ben de onlardan biriyim, "Nefis" dedim kendi kendime, "Değişik bir tecrübe olur ve bakarsın bende de işe yarar anlatılanlar, aldığım gibi veririm göbüşüme birikenleri".
Alarmımı kurdum, saat 11:00'de aplikasyonu açarak yayına katıldım. Hiçbir fikrim yoktu açıkçası, neler anlatılacak, Barış'ın yöntemi nedir, kaç kişi katılır ve sonuna kadar kalabilir miyim diye!
Barış Muslu'yu on yıldan fazladır bilirim, o dönem köşe yazdığım gazetede röportajı yayınlanmıştı. Haberi yapan muhabir arkadaşın anlata anlata bitiremediği biriydi Barış Muslu, kendi geliştirdiği bir yöntem olan neuroformat tekniği ile seanslar yapıyordu ve "Beynine Format At" adlı kitabı kulaktan kulağa yayılıyor ve çok satanlar arasına giriyordu.
Ben tanışmadım, denk düşmedi oysa yıllar boyunca yaptığım televizyon canlı yayınlarıma hep davet etmek istemişimdir, işinin ehli bir adam ve son derece sempatik, ekran için harika konuk yani.
"BEN DOKTOR DEĞİLİM"
Her neyse, anons edilen saatte katıldım canlı yayına, beş dakika içinde 35 bin kişi katıldı. Katılımcı sayısına şaştım kaldım, şaşkınlığım sürekli arttı çünkü bir saat sonra başlayan iştah kontrolü seansına 80,7 bin kişi katıldı. Daha önce yaptığı "Eşi affetmek" seansına mesela 95 bin kişi katılmış, çok ilginç rakam değil mi; iyileşmek isteyen ne çok insan var, çare arayan, ben bunu anlıyorum.
Yayına neler yapacağını ve gecenin nasıl ilerleyeceğini anlatarak başladı Barış, ve sürekli olarak, özellikle yeni katılanlar için açıklama yaptı, "Ben doktor değilim, şifacı değilim, özel biri değilim ve tedavi yapmıyorum" şeklinde...
Barış Muslu ile ilgilenme sebebim, tamam dediğim gibi kilo vermek amacında da olsam, aslında beyinle alakalı takıntım olması, onlarca kitap, araştırma okudum, beyinle alakalı belgeselleri kaçırmıyorum ve hatta işi iyice abartıp beyin ameliyatları izliyorum, internet sağolsun. Barış'ın söylediği şu, bizi hasta eden beynimiz ve yaşadığımız travmaların beyin üzerindeki etkisi.
Seansa gelince... Basit değil anlatması; öncelikle iyice konsantre olmanız lazım, iyi dinlemeli ve anlamalısınız neler söylediğini.
İlk bir saat boyunca işin önemini, beynin nasıl iyileşeceğini, travmalardan nasıl kurtulabileceğinizi anlatıyor. benim katıldığım demo çalışması sürekli yiyenler ve iştahını kontrol edemeyenler içindi. Bunu özellikle vurguladı, "İki lokma yese de kilo alanlar için değil bu çalışma" dedi.
Bir saatin sonunda kısa bir ara verdi, on beş dakika kadar, yayını kapattı. Gelir mi o kadar insan tekrar yayına dedim kendi kendime, ve evet geldiler, hepimiz geldik, dediğim gibi 80 bini geçti katılımcı sayısı.
TOPLU GÜNAH ÇIKARMA SEANSI
Barış'ı dinliyorsunuz bu aşamada, ruh hali tasviri yapılıyor, sonra iştah duygu tasviri yapılıyor, sonra da tatmin tasviri. Böyle yazınca, eğer konuya yakın değilseniz anlamanız mümkün değil tabi. Sürekli bir konsantrasyon ve itaat lazım, inanmak lazım. sanırım bir de gönüllü olmak lazım, başarmaya gönlü olmayan için veya inanmayan için olumlu bir sonuçtan söz edilemez herhalde.
Şimdi sıkı durun, Barış'ı dinlerken ve söylediklerini uygularken, gözyaşlarıma hakim olamadım! Aa baktım salya sümük çocuk gibi iç çeke çeke ağlıyorum, normalmiş ama, çok kişide oluyormuş, eh durmaksızın yediği tatlı, börek, makarna, çikolatalarla yüzleşince insanın siniri bozuluyor tabii.
Toplu bir günah çıkarma töreni gibiydi, hiç sıkılmadım ve yine rastlarsam yine katılacağım, ahh en sonu en güzle kısmı. Barış gitar çalıyor, demo çalışmasından sonra gerilen vücut ve afallayan bünye için müthiş bir rahatlama sağlıyor. En sevilen en bilinen şarkıları söylüyor bir yandan, eh siz de gözyaşlarını silip katılıyorsunuz müziğin ahengine.
Peki, asıl can alıcı kısım, iştahım kesildi mi? Benim iştahım bin kaplan gücündedir, tarif edilemez, kimseyle boy ölçüşemez, her şey kafada bitiyor ya; hah işte benim kafa normal değil. Kalktım börek yedim, müzikler falan bitince, aman Barış duymasın...
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'