Cemaate 'kumpas' operasyonu: 44 kişi gözaltında
İzmir askeri casusluk davası sanıkları hakkında 'sahte delil üretmekle' suçlanan 44 üst düzey bürokrat ve emniyet görevlisi gözaltın alındı. Dosyada '1 No'lu sanık' olarak Fethullah Gülen'in adı yer alıyor. Gözaltına alınanlar arasında valiler ve eski emniyet müdürleri de var.
<video:403883>
Kamuoyunda “İzmir askeri casusluk davası” olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davası sanıkları hakkında “sahte delil üretme” suçlamasıyla 44 üst düzey emniyet görevlisi ve bürokrat gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay ile 3 vali de bulunuyor. Operasyonla birlikte İzmir askeri casusluk davasının yanı sıra “kumpas” bütününün diğer parçalarını oluşturan Balyoz, İstanbul casusluk, Poyrazköy, amirallere suikast ve kafes gibi diğer davaların da çözülebileceği vurgulanıyor. Davada “1 No'lu şüpheli” olarak Fethullah Gülen'in adı yer alıyor.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen operasyon kapsamında 18 ilde toplam 44 kişi gözaltına alındı. Gözaltı listesi toplam 57 kişiden oluşuyor. Gözaltına alınanlar arasında merkez valileri Ahmet Kaya, Mehmet Oduncu, Sadık Altunkaynak, halen görevde olan Eskişehir Vali yardımcısı Mesut Keser, Mülkiye Başmüfettişi Ferda İleri, İzmir'de 2011-2014 arasında emniyet müdürlüğü yapan Ali Bilkay, Afyon Polis Okulu Müdürü Müjdat Karagöz, Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü'nden sorumlu eski İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Şevik, eski Organize Suçlar Müdür Yardımcısı Taner Aydın da bulunuyor.1 numaralı şüphelinin Fethullah Gülen olduğu soruşturma dosyasında, şüphelilerin sahte deliller ürettikleri ileri sürülüyor. Oduncu ile Keser ise İçişleri Bakanlığı Bilgi İşleri Daire Başkanlığı'nda görev yaptıkları dönemde gizli kişisel verileri, örgüte aktarmakla suçlanıyor. Gözaltına alınanlar Yeşilyurt'taki Emniyet Müdürlüğü'ne kelepçesiz getirildi. Kesen Eskişehir'deki lojmanında gözaltına alındı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada operasyonun “Kamuoyunda FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel devlet yapılanması) olarak bilinen örgüte mensup olduğu ileri sürülen kişilerin, kamuoyunda İzmir Askeri Casusluk Davası olarak bilenen davaya esasa teşkil eden soruşturma sürecinde, terör örgütünün yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda, taraflı ve kasıtlı olarak usulsüzlükler, yaptıkları ve bu davanın şüphelilerinin kamuoyunda itibarsızlaştırarak, devlet bürokrasisinden ve TSK'dan tasfiyesini amaçladıkları ve bu yönündeki ciddi bulgular elde edilmesi üzerine” yapıldığı kaydedildi.
Öte yandan casusluk davasının mağdurları da ellerinde Türk bayraklarıyla Yeşilyurt'a geldi. “Orduya uzanan eller kırılsın”, “Mustafa Kemal'in askerlerliriyiz” sloganları attı. İzmir Marşı ve Harbiye marşı çalan gruptan emekli albay Coşkun Başbuğ, “Beni sahte delillerde, 19 müebbet, 5 bin yıl hapis cezası istemiyle yargılıyorlardı. O zaman 'bunların hesabını vereceksiniz' dediğimizde hem polisler hem de yargı mensupları, yüzümüze bakıp gülüyorlardı. Şimdi yaptıkları usulsüzlüklerini hesabını verecekler” diye konuştu.
Casusluk davası sanıklarınn avukatlardan Murat Ergün, soruşturmanın tamamlanmasıyla kumpas davalarında bütünü oluşturan diğer parçaların da çözüleceğini söyledi. Operasyonun “itirafçılar” üzerine dayandığı bilgisi aldıklarını açıklayan Ergün, “İtirafçılardan bir tanesi, bildiğim kadarıyla eski bir askeri lise öğrencisi. Kendisinin askeri lise döneminde iddia edilen terör örgütünün mensubu olarak eğitildiği, bu kapsamda itiraflarda bulunduğu iddiası var. Bu itirafların çok önemli olacağı kanaatindeyim. Bu itiraflarla sadece 'İzmir casusluk' değil, bütünün diğer parçalarını teşkil eden 'Balyoz, İstanbul casusluk, Poyrazköy, amirallere suikast, kafes' gibi diğer askeri davaların da çete ve kumpas ayaklarının tek tek çözüleceği kanaatindeyim. Somut gerçekler ortaya çıktıkça da davanın her aşamasında müdahil olacağız” dedi.
Sözde casusluk davasının özünün kumpas olduğunu vurgulayan Ergün, “Kumpas davaları içerisinde en ahlaksızı, İzmir davasıdır. İzmir askeri casusluk kumpasını, sadece emniyette görev almış birkaç kişinin kotarması mümkün değildir. Bu çetenin, başta TSK ve yargı olmak üzere, devletin diğer kurumlarında muhakkak bağlantıları ve kolları vardır. Eğer hakikaten samimi mücadele söz konusuysa ki öyle olduğunu düşünüyorum, bu mücadelenin gereği olarak yarım kalmaması ve başarıya ulaşması, maddi gerçekliğin ortaya çıkması için bu soruşturmaların genişletilmesi ve genişletilen soruşturma kapsamında TSK ve yargı içindeki ayaklarının ortaya çıkarılması gerekir. Emniyette bir grup insanlar sınırlı tutulan operasyonun başarıya ulaşma şansı yoktu” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi