Change.org Her üç imzacıdan biri değişim yaratıyor
“Ben tek başıma ne yapabilirim ki” yerine “değiştirebilirim” demeyi tercih edenlerin sayısı giderek artıyor. Gezegenin neresinde olursa olsun herkese, istediği değişimi gerçekleştirebilmesi için olanak sağlayan dünyanın en büyük sosyal platformlarından Change.org’ta, imza kampanyalarına destek verenlerin sayısı 100 milyona yaklaştı. Türkiye’de 4.5 milyon üyesi var.
16 yaşındaki bir kız, insan sağlığına zararlı bromlu bitkisel yağ maddesinin Cola Cola ürünlerinden çıkarılmasını sağladı. Bir adam, Moda Parkı’nın zeminini beton olmaktan kurtardı. Hayvan severler Olimpia Sirki’ne sponsor olan şirketlere karşı örgütlenerek sponsorluklarını çekmesini istediler ve İş Bankası’nın sponsorluğunu durdurmasını sağladılar. Bir kadın, Meclis’in 19 yıldır ötelediği Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ni onaylamasına ön ayak oldu.
Hepsi de seslerini Change.org aracılığıyla duyurdular. Türkiye’de, Change.org üzerinde 2014 yılında verilen 5,8 milyon imzadan 1,9 milyonu kampanyayı kazandı. Yani, ortalama her üç imzadan biri, somut bir değişim sağladı.
Change.org’un tarihi çok eski değil. 2007’de Stanford Üniversitesi öğrencileri Ben Rattray ve Mark Dimas, insanların önemsedikleri konularda değişim gerçekleştirmelerine olanak sağlamak için bir blog kurdular. Blogda bir de imza kampanyası bölümü vardı. O dönemde, Güney Afrika’da lezbiyen bireylere karşı işlenen ve polisin göz yumduğu tecavüzlerin önlenmesi için, bu suça hedef olan bir kadının açtığı imza kampanyasının, 192 ülkeden topladığı 172 bin imza ile hükümeti harekete geçirmesi, Change.org için de dönüm noktası oldu. Güney Afrika hükümeti bu suçu ortadan kaldırmak üzere özel bir eylem planı oluştururken, imza kampanyalarının değişimdeki rolünü fark eden Rattray ve Dimas, blog ağını bir imza kampanyası platformuna dönüştürdü.
Türkiye’de 4,5 milyon üyesi var
Change.org kısa sürede dünyanın pek çok ülkesinde ofisler açarak yerel kampanyalar aracılığıyla, değişimde önemli rol oynadı. Faaliyet gösterdiği 15’nci ülke, Türkiye’ydi. Eylül 2012’de Change.org’un Türkiye ofisini kuran Dr. Uygar Özesmi, ”Bu kararın alınmasında, Türkiye’deki sosyal değişimin ve aktif vatandaşların yoğunluğunun önemli rolü vardı,” diyor ve ekliyor: ”Platformun web sitesini Türkçe’ye çevirdikten sonra 70 bin üyeyle yola çıktık. Bugün 4,5 milyondan fazla üyeyle, tüm dünyada ABD, İngiltere, İspanya, Rusya’dan sonra en çok kullanıcıya sahip beşinci Change.org ofisiyiz.”
Bu hızlı yükselişin ardındaki nedenlerden biri, sosyal medyanın olanakları sayesinde imza kampanyasının hızlı bir şekilde, çok sayıda insana ulaşabilmesi. Önemli nedenlerden biri de, sıradan bireylerin yazdığı, kampanyaya destek isteyen mektuplar. Çoğu, bizim de başımızdan geçmiş ya da geçebilecek, bizi de etkileyen ya da etkileyebilecek hikâyeleri barındırıyor. Bizim gibi insanlar, bizim de canımızı sıkan, üzerine belki de defalarca konuşup ahkâm kestiğimiz konularda inisiyatif alıp, karar vericilerden talepte bulunuyor ve bize sadece altına imza atıp bu talebi kendi çevremize iletmek kalıyor. Böylece değişim için adım atıyor, kampanya muhatabına sizin gibi düşünen yüzlerce, onlarca insanla beraber seslenme imkânı buluyorsunuz.
Açılan kampanyalar aynı zamanda bir örgütlenme aracı da oluyor. Örneğin size destek veren kişilerle doğrudan iletişime geçip onlardan mücadelenize sahada da destek vermesini talep edebiliyorsunuz.
Kampanyaları imzalayanların en çok etkilendiği uygulamalardan biri de konu hakkında düzenli olarak bilgilendirilmeleri. Kampanyayı başlatan kişi destekçilerini, konuyla ilgili basında çıkan haberlerden, muhatabın tavrını etkileyecek kritik gelişmelerden de haberdar ediyor ve birlikten doğan gücü hatırlatarak, onlara ”iyi ki varsın” diyor.
En çok insan hakları ve çevre
Change.org’un üyelerinin hızla artmasının bir başka nedeni de, kampanyaların toplumsal hassasiyetin odak noktası olan konular etrafında yükselmesi.
Çevre, insan hakları, eğitim, sağlık, ekonomik adalet, hayvan hakları ve ceza adaleti Change.org’da, insanların en çok değişim görmek istedikleri alanlar olarak öne çıkıyor. Türkiye’de sırasıyla en çok insan hakları (yüzde 36), çevre (yüzde 26), ceza adaleti (yüzde 11), hayvan hakları (yüzde 10), eğitim (yüzde 10), sağlık (yüzde 5), ve ekonomik adalet (yüzde 3) konularında kampanya açılıyor ve başarıya ulaşıyor.
Markalar devletten daha duyarlı
Devlet kurumlarından, hükümetten bir konuda politika değişikliği isteyen kampanyalar daha uzun sürede sonuca ulaşırken, müşterileriyle bire bir iletişimde olan, itibar yönetimi odaklı markalar Change.org üzerinden gelen kampanyalara daha duyarlı davranıyor. Örneğin Koton, 37 bin 500 imzacının isteği üzerine çocuk istismarı içeren reklamlarını kaldırırken, Morhipo, kürk içeren ürünlerin satışını, kampanya daha 200 imzadayken durdurdu.
Change.org’da kampanyasını yürüten herkesin topladığı imzaları iletmesi, kampanya muhatabının duyarlılığını artırmak, cevap vermesini sağlamak için etkili bir baskı unsuru. Ancak bazen muhataplar yüzbinlerce imzayı bile görmezden gelebiliyor. Örneğin, Özgecan’ın milat olması ve yasaların kadınları koruması için yürüttüğü kampanyada topladığı rekor sayıdaki 1 milyon 60 bin imzayı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’a iletmek isteyen Gözde Salur, bir aydır olumlu bir geri dönüş alamadı.
Muhatapların imzaları teslim alıp almaması, gerek kampanyayı başlatan kişi, gerekse imza veren destekçileri tarafından “evet, söylediklerinizi duyuyorum” ya da “hayır, sesinizi duymazdan geliyorum” şeklinde yorumlanıyor.
Az imza toplayan da sonuç alabiliyor
Change.org’da açılan kampanyaların başarıya ulaşması için çok sayıda imza toplamaları gerekmiyor. Kızarmış tavuk satan KFC fastfood markasının kadın sömürüsü içeren “Kalçalarımız mı? Göğüslerimiz mi? En çok neremi seviyorsun?” kampanyasını kaldırılması için 222 imza yeterli oldu. giresunblog’un başlattığı Giresun’a sinema yapılmasını sağlayan kampanya, 328 imzayla başarıya ulaştı. Apple, 652 imzacının isteğiyle, İstiklal Caddesi’ndeki Narmanlı Han’ı kaplayan iPhone 6 reklamını kaldırdı. Bursa Belediyesi ise 148 imzacının talebi üzerine, Nilüfer ilçesindeki Hasanağa yolunun tadilatına başladı.
Değişime en açık beşinci ülke
Mart ayının son günlerinde Change.org üyelerinin mail hesabına, bir mektup geldi. Kampanyalar Direktörü, Erhan Çokkeçeciler, ”Sana bu satırları Roma’dan yazıyorum,” diye başladığı mektubunda Avrupa’daki Change.org ofislerinin bir araya geldiği toplantıda kullanıcılar için nasıl daha iyi bir platform olabileceklerine odaklandıklarından söz ediyordu. Ama Çokkeçeciler’in bu mektubu yazmasının asıl nedeni, kullanıcılarıyla paylaşmak istediği güzel haberlerdi: ”2015’in ilk üç ayında Change.org sayesinde başarıya imza atan insan sayısı sadece Avrupa’da 2 milyon 792 bin 258 kişiye ulaştı. Türkiye’de 2015’in sadece ilk üç ayında irili ufaklı 74 kampanya başarıyla sonuçlandı.”
Bu süreçte, katlamalı harç ücretlerinden çok dertli olan üniversite öğrencileri arka arkaya onlarca kampanya açarak organize oldular, sonunda hükümet bir açıklama yaparak uygulamayı durdurdu. Herkesin canını sıkan “müsait” kelimesinin TDK’daki anlamı, toplanan 100 binden fazla imzayla değişti. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın grevdeki işçileri Change.org kampanyası ile istediklerini aldılar. Ve Beyazıt Çınaraltı’nın yadigârı Hüseyin Avni Dede’nin zabıta tarafından el konan kitaplarının geri verilmesini sağlayan Elif Köksal, imzalarıyla destek verenlere gönderdiği mektupta “hep beraber çok güzel bir şey başardık,” diyordu. Erhan Çokkeciler’in mektubu, insanları harekete geçiren bir cümleyle bitiyordu: ”Lütfen değişimin bir parçası olmaya devam et. Desteklediğin kampanyalara elinden geldiği kadar katıl ve bir imzayla ne değişir, diye düşünme!”
Kampanyalara imza veriyoruz da ne oluyor?
Türkiye’de verilen her üç imzadan biri, bir konuda somut bir değişim sağlıyor.Kampanyaların başarısı tamamen konunuza, kitlenize ve muhatabınıza bağlı. Muhatabınız duyarlıysa, kampanya daha büyümeden sizinle iletişime geçiyor ve konuyu çözüyor. Fakat duyarsızsa imza sayıları git gide büyüyor ve muhatabın duyarsızlığı ortaya çıkıyor. Muhatabın e-posta adresini belirtmek çok önemli. Böylece muhataba belirli aralıklarla uyarı gidiyor. Sonuca ulaşılmasa da, imza verenlere konuyu anlatmak farkındalık yaratmak açısından önemli.
Kampanyaların sırrı...
Başarılı olan kampanyaların iki ortak noktası var: Toplumun hassasiyetini yakalayan konular üzerine odaklanması. Kampanya talepleri ve kampanya muhataplarının çok belirgin olması. Kampanyanın içeriğine göre izlenecek farklı yollar var, ancak kampanyanın daha çok kişiye ulaşması için sosyal medya üzerinden ilgilenen kişilere ulaşmak, konuyla ilgilenebilecek medya kurumlarına kampanya hakkında detaylı bilgi vermek ve kampanyayı destekleyenlerle yani imzacılarla sürekli iletişim halinde olmak başarılı bir kampanyacı olmanın gereklerinden.
Pijama aktivistliği mi?
Change.org’u eleştirenlerin en çok söylediği nitelendirmelerden biri bu. Online kampanyaların, farkındalık yaratması ve bir değişim etrafında insanları harekete geçirmesi, geleneksel yollara göre daha kolay. Ancak mücadele burada bitmiyor. Örneğin Mehmet Ali Yalçın, HES projeleri kapsamında Diyarbakır’da yok olacak bir yeşil alanın korunması için “Hevsel Bahçeleri Yok Olmasın” başlıklı kampanyası çerçevesinde hem 34 bin 654 imza topladı hem de destekçileriyle beraber bahçedeki ağaçların kesilmesine karşı ormanda nöbet tuttu. Ayrıca Change.org’un her ay düzenlediği kampanyacılar buluşmasında, üyeler bir araya gelerek deneyimlerini paylaşıyor. Konuya bir de tersinden bakalım. Pijamalar içinde değişim yaratabilmek de ayrı bir beceri değil mi?
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Beyazıt Çınaraltı’nın yadigârı Hüseyin Avni Dede’nin zabıta tarafından el konan kitaplarının geri verilmesini sağlandı
Maddi kaynağı nereden?
Özetle “çöp çatanlık” yapıyor diyebiliriz. Sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi için STK’ları, çalışmalarına destek verecek kişilerle buluşturuyor: Change.org’da bir kampanya imzaladıktan sonra üyeler bazen “sponsorlu” imza kampanyaları ekranıyla karşılaşıyor. Eğer sponsorlu bir imza kampanyasını imzalamayı tercih ederlerse, sponsor kurumdan bilgilendirme almak isteyip istemediğini belirtiyor. Böylece sponsor kurum üyeye doğrudan e-posta gönderebiliyor. Böylelikle Change.org, üyelerinin ilgilendikleri STK’larla buluşmasından bir ücret alıyor. Ayrıca bu yıl destek programı ile kullanıcılarından Change.org’a sponsor olmalarını talep edecekler.
Dünyada en başarılı kampanyalar
2014’de 17 yaşındaki Fahma Muhammed (üstte) İngilterede 20 bin kızın sünnet tehdidi altında olduğunu duyurdu. The Guardian Gazetesi konuyu sahiplendi. Change.org’da başlayan kampanya ile öğretmenlerin bu konuda eğitilmesi için Milli Eğitim Bakanı adım attı. Fahma Muhammed kampanyanın yüzü oldu. 250 bin imzayla hedefe ulaşıldı.
Amerika’da izcilik klüplerine eşcinsellerin de alınması talep eden 124 kampanya ve 1,8 milyon imza sayesinde, eşcinseller de izci olabilme hakkı kazandı.
Rusya’nın Saratov şehrindeki son yetimhane kapatılmaktan 205 bin kişinin desteğiyle kurtuldu.
Bizde en çok imzalanan kampanyalar
1 MİLYON 60 BİN
Gözde Salur’un rekor imzayla yürüttüğü “Özgecan milat olsun, yasalar kadınları korusun” kampanyasının imza sayısı. Bugüne kadar en çok imza toplayan kampanya oldu.
622 BİN 300
“Adalate Fener Yak” kampanyasının imza sayısı. Cezai adalet anlamında önemli bir mihenk taşıydı.
276 BİN 500
Hilal Atıcı’nın “Soma Son Olsun” başlığıyla, TBMM’nin “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık” sözleşmesini onaylamasını talep ettiği ve sonuca ulaşan kampanyanın imza sayısı.
267 BİN 770
MPS hastası olan kızı Ekin için SGK’dan ilaç talep eden Şahin Yıldız’ın açtığı change.org/ekineilaçlazım kampanyasını destekleyenlerin sayısı. Ekin, Sağlık Bakanı’na sesini duyurmaya çalışıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi