CHP'li Kaya: "Türkiye'yi madara ettiniz, yeter artık"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, beraberindeki Çorum Milletvekili Tufan Köse ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat ile yerel yönetimlere ilişkin çalışma ziyaretinde bulunmak üzere 2 günlük Diyarbakır ziyareti kapsamında, bugün kentte basın koplantısı düzenledi.

CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın'ın da hazır bulunduğu toplantıda konuşan Kaya, CHP'nin yerel seçimlere hazırlık için, belediye başkanı çıkaramadıkları 41 ilde geniş kapsamlı çalışma başlattığını, bu kapsamda milletvekillerinin ülke geneline dağıldığını belirterek, ziyaretleri kapsamında halkla ve sivil toplum örgütleri ile bir araya geleceklerini ve beklentilerini alacaklarını söyledi. Bunun sonucunda bir yol haritası çıkaracaklarını, hazırladıkları raporları 21 Ekim'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na sunacaklarını, ardından da 24 Ekim'de toplanacak Parti Meclisi'nde ele alacaklarını belirtti.

Diyarbakır'da ilk gözlemledikleri konunun, ekonomik krizden büyük ölçüde olumsuz etkilenme olduğunu vurgulayan Kaya "Özellikle Silvan'da hayvancılık yapanlar arasında ayrım yapıldığını söylediler. Söyledikleri şu 'Biz öyle bir noktaya geldik ki, farklı siyasi partilere oy verebiliriz ama taşıdığımız hayvanların geçişine bile siyasi bir anlayışla izin verilmeye başlandı. artık yeter canımıza tak etti' diyorlar" dedi. Kaya, ABD'li Papaz Andrev Bronson'un serbest bırakılmasıyla ilgili olarak da "Gerçek teşekkürü Türkiye halkından al. Amerikan emperyalizminin başkanından teşekkür almak sana bir onur vermez ve bu onur madalyası da olmaz" diye konuştu.

"Türkiye'ye dünya devletleri arasında yeterince madara ettiniz"

Hükümetin görevden aldığı 250'den fazla muhtar hakkında değerlendirme yapan Kaya "Eğer siz halkın seçtiklerini görevden alıyorsanız, bunun anlamı 'Ben saha temizliği yapıyorum, bu saha temizliği ile sizin çıkaracağının adayların önünü kesmek istiyorum' demektir. Bu haksızlıktır, adaleksizliktir, eşit koşullarda bir yarışın olamayacağını göstermektedir. Hala Diyarbakır Belediyesi başta olmak üzere yüze yakın belediyeyi kayyım yönetmektedir. Halkın iradesini siz cezaevine tıkarsanız, halkın önüne koyduğunuz sandığın sonuçlarına katlanmayacağınızı bugünden ilan ederseniz, siz hem Türkiye'yi hem dünya kamuoyuna adil bir seçim yapmayacağınızı ilan ediyorsunuz demektir. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı bir kez daha uyarıyoruz. Türkiye'ye dünya devletleri arasında yeterince madara ettiniz, yeter artık. Siz hakimlerin ve savcıların da kararlarını yok sayarak, papazları tahliye ettirip, Trump'tan teşekkür aldınız. Eğer gerçekten bir teşekküre ihtiyacınız varsa, halkın seçtiği belediye başkanlarını, milletvekillerini, Parti Meclisi üyemiz Eren Erdem'i, tahliye olmaması için hiçbir neden yokken, savcılar ve hakimler üzerindeki baskıya son ver ve gerçek teşekkürü Türkiye halkından al. Amerikan emperyalizminin başkanından teşekkür almak sana bir onur vermez ve bu onur madalyası da olmaz" dedi.

Önümüzdeki yerel seçimlerde, Diyarbakır halkının sandığa giderek, iradelerini açığa çıkaracaklarını kaydeden Kaya "Biz iradelerinin CHP adaylarından yana olmalarını isteriz ama sandık iradesi kişinin en doğal hakkıdır. Kişinin en özgür olduğu alan, perdenin arkasına gidip, oyunu kullandığı alandır. Hiçkimse şöyle düşünmesin: 'Ben seçiyorum, bunlar görevden alıyor'. Biz seçelim, görevden alan bunu Türkiye'ye ve dünyaya izah edemez" dedi.

"AKP'den seçilen belediye başkanın bile iki ay sonra istifa ettirilmeyeceğini hiç kimse garanti edemez"

Erdoğan'ın, HDP adaylarını daha adayken bile engel olarak, belediyelere kayyım atayacaklarına dair açıklamasına sert tepki gösteren Kaya, aday olacaklardaki niteliklerden birinin de savcılıklardan alınan iyi hal kağıtları olduğunu vurguladı. Kaya "Bu iyi hal kağıtları Erdoğan'ın denetim altına aldığı hakimler, savcılar tarafından veriliyor. Eğer bu hakimler ve savcılar herhangi bir yurttaşımızıhn müracaatında herhangi bir olaya karışmadığının, bir terör eyleminde bulunmadığının belgesini veriyorsa, o yurttaşımız aday olabilir. Aday oldu, seçildi, seçildikten sonra bir belediye başkanı ya da milletvekilinin ya da muhtarın bu ülkenin temeline dinamit koyuyorsa, bu ülkeyi bölmek ve parçalamak istiyorsa, bu ülkenin geleceğini karartıyor ve bunu eyleme dönüştürmüşse, bunu yargı yoluyla denetlersiniz. Yargının vereceği karardan sonra da siz eğer muhtarsa mührünü alırsınız, belediye başkanı ise göreveden alırsınız. Ama mahkeme kararıyla bunu yaparsınız. AKP'lilerde istifa ettirdikten sonra belediye meclisi toplanıp, kendi arasından bir başkan seçiyor. Peki Diyarbakır'da adalet başka, Ankara'da başka mı, Van'da adalet başka, Balıkesir'de başka mı? Daha bir ay olmadı Ordu Belediye Başkanını tehdit edip istifa ettirdiler. AKP'den seçilen belediye başkanın bile iki ay sonra istifa ettirilmeyeceğini hiç kimse garanti edemez" diye konuştu.

Amedspor'un deplasman maçlarında karşılaştığı ırkçı saldırılarla ilgili olarak, Erdogan'ın Cumartesi günü Diyarbakır'a gelip, stadyumda şöhretler karmasıyla futbol oynayacağını hatırlatan Kaya "Sporun ne demek olduğunu, centilmenliğin ne demek olduğunu Diyarbakır halkı size gösterecek. Sakarya'daki ırkçılara sessiz kalır, Amedspor ile Sakaryaspor arasındaki müsabakada ırkçıların en üst düzeye çıktığı noktada tedbir almaz iseniz, siz bu ülkede de dostluğu ve kardeşliği kuramazsınız. Siyasetçiye düşen görev, sporda da toplumu bölmek değil, barıştırmaktır. Sporun amacı kardeşliği dostluğu pekiştirmektir. Ben Diyarbakır halkının, Erdoğan'ın geleceği stadyumda barış, kardeşlik ve dostluk mesajı vereceğine inanıyorum. Ama iktidar bu yaşananlara seyirci kalırsa, bu ülkede barışı, dostluğu kardeşliği kuramayız" diye konuştu.

"Koruculuk sisteminin kaldırılmasından yanayız"

Muhtar ve korucuların görevden alınmalarına dair soru üzerine değerlendirme yapan Kaya "Biz CHP olarak koruculuk sisteminin kaldırılmasından yanayız. Eğer Kürt sorunu sçözülecekse, bunu korucuuk sistemi ile çözme şansı yok. Koruculuk sisteminin mutlaka devlet güvencesi altında istihdamının sağlanması, ama silahlarının alınarak kaldırılması lazım. Bizim askerimiz, polisimiz var ama bunlar yetmiyor, bir beldede, bir köyde aşirete ikiye bölüp, bir tarafı korucu yapıp bir tarafı da yurttaş yapmaya kimsenin hakkı yok. Koruculuk sistemi mutlaka ortadan kaldırılmalı. Eğer kendi atadıklarını görevden almaya başlarsanız, bunun sonu gelmez. Ne olursa olsun, hiçbir seçilmiş vatandaş, yargı kararı olmadan görevden alınamaz. Eğer muhtarlar hakkında bir yargı kararı varsa ve kesinleşmiş ise tabii ki muhtarlar görevden alınabilir. Ama şu ana kadar görevden alınan hiçbir muhtar hakkında bir yargı kararı bize ulaşmadı. Varsa bunu kamuoyuna açıklasınlar, biz de adaletin kestiği parmak acımaz diyelim. Ama böyle bir durum yok"