"Cihan Kamer ÖTV ödemiyor"

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, pırlantadan KDV alınmaması düzenlemesinin 31 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5228 sayılı Kanunla yapıldığını belirterek, bu düzenlemeden 36 gün sonra Cihan Kamer'in "Atasay Kıymetli Madenler Anonim Şirketi"ni kurduğunu belirtti. Kart, Cihan Kamer'in firması Atasay'ın ÖTV ödemediğini de bildirdi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.02.2009 - 12:01

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Cihan Kamer-Atasay-Atagold-Başbakan ilişkilerinde "tuhaflık" olduğunu savundu. Kamu yetkisinin kurumsal olarak kötüye kullanıldığı, muvazaalı yollarla çıkar yapılanmasına alet edildiği bir dönemin yaşandığını belirten Kart, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 28'nci maddesinin Bakanlar Kurulu'na verdiği yetkiyle elmas, pırlanta, yakut ve benzeri kıymetli taşların KDV'den muaf tutulduğunu söyledi. Kart şöyle konuştu:

"31 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5228 sayılı Kanunun 15'nci maddesi uyarınca pırlantadan KDV alınmaması düzenlemesi yapılmıştır. Bu yasal ve idari düzenlemenin yapılmasından 36 gün sonra Cihan Kamer'in 'Atasay Kıymetli Madenler Anonim Şirketi' adıyla 6 Eylül 2004 tarihinde şirket kurduğunu görüyoruz. Bu aşamadan itibaren Atasay'ın önlenemez yükselişi başlamıştır."
 

"Cihan Kamer ÖTV ödemiyor"

Atasay firmasının ÖTV de ödemediğini belirten Kart, "İşin özü şudur; pırlanta üretimini Türkiye'de yapmak yerine ithal yolu seçildiğinde artık ÖTV alınması söz konusu değildir. Pırlantalı mücevheri Türkiye'de işleyip üretip onun hammaddesini yüzde 20 ÖTV ödeneceğine hazır pırlantalı mücevher ithal edilmek suretiyle ÖTV sorumluluğundan kurtulunmaktadır. Yine bu aşamada Cihan Kamer'in ifadesiyle 2003'e kadar gayri faal olan Atagold'un atağa kalktığını ve 2005 yılında Çin'de fabrika kurduğunu ve ithalattan ÖTV alınmaması vakıalarını birlikte değerlendirdiğimiz zaman fotoğrafın tüm unsurları daha net olarak ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
 

Atatürk Havalimanındaki yangın

Kart basın toplantısında Atatürk Havalimanının kargo bölümünde 25 Mayıs 2006 tarihinde çıkan yangına da dikkat çekti. Yangının çıkış nedeni konusunda çeşitli rivayetlerin söz konusu olduğunu belirten Kart şunları kaydetti:

"İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Halaç, kargo terminalinde, Amerika ve başka ülkelere gönderilmek üzere çok miktarda işlenmiş altın, 400 kilo gümüş ve 1 kasada uluslar arası banka işlemlerinde kullanılmak üzere yaklaşık 14 milyon dolar civarında para bulunduğunu söyler. Halaç'ın beyanına göre yangından hemen önce Atasay kuyumculuk 2.5 milyon dolar değerinde altının kargodan giriş işlemlerini yaptırmıştır. Erimiş olma ihtimali vardır ancak Atasay altınları sigorta kapsamındadır. Atasaydan bir yetkili ise 'yurtdışından gelen bir miktar altınımızı kargodan çekmiştir' der. Ömer Halaç, İstanbul altın rafinerisinin çoğunluk hissesi sahibidir. Altın sektöründe inisiyatif sahibi olan Halaç'ın en büyük hedefi Afrika'daki altını çıkartmak ve ham altını rafine etmekti. Halaç, bu çalışmalar içindeyken 38 yaşında İstanbul'da bir hastanede, Mayıs 2008'de öldü''


"Anayasal Denetim Kurumlarını göreve çağırıyoruz"

Hükümetin himayesi ile Atasay'ın önlenemez bir yükselişinin söz konusu olduğunu vurgulayan Kart, kara para ilişkilerinin varlığını gösteren bulgu ve belgelerin söz konusu olduğunu belirtirken MASAK'ı da göreve çağırdı. Kart, "Parti devleti yapılanmasını büyük ölçüde tamamlayan Türkiye Cumhuriyetinde böylesine danışıklı ilişkilerin üstüne gidebilecek bir Teftiş Kurulu yapılanması var mıdır? Ya da MASAK diye bir kuruluş görevini yapma cesaretini gösterebilecek midir? Devlet Denetleme Kurulu diye bir Kurul'u Cumhurbaşkanı devreye sokma cesareti ve basiretini gösterebilecek midir? Türkiye Cumhuriyetinde savcılar var mıdır? Anayasal denetim kurumlarını, hukuk çerçevesinde görev yapmaya davet ediyoruz." diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler