Covid-19 salgını Irak'ı vurdu, Bağdat yönetimi Kerkük'ü kaderine terk etti

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını Irak'ta da yıkıcı yüzünü gösterdi ve bu durumdan en çok siyasi krizin hüküm sürdüğü Kerkük etkilendi. Kerküklü gazeteci Özdemir Hürmüzlü kentteki son durumu Cumhuriyet'e değerlendirdi.

Yayınlanma: 22.07.2020 - 15:57

Güncelleme: 22.07.2020 - 16:51

Covid-19 salgının yarattığı ekonomik tahribat pek çok ülkede olduğu gibi Irak'ta da siyasi ve mali krize yol açtı. Beş aylık iktidar boşluğunun ardından Mayıs ayında göreve başlayan yeni hükümet halihazırda ülkede istikrar tesis edebilmiş değil.

Salı günü Irak Sağlık ve Çevre Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, salgına bağlı olarak 81 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle ülke genelinde can kaybının 3 bin 950'ye ulaştığı belirtildi. Açıklamada, ülkede 2 bin 466 kişide daha virüs tespit edildiği, böylece toplam vaka sayısının 97 bin 159'a çıktığı ifade edildi.

İNSANİ KRİZ KAPIDA

Irak'ın salgından etkilenen kentlerinin başında siyasi krizin hüküm sürdüğü Kerkük geliyor. Kentin sağlık sistemindeki donanım yetersizliğinden dolayı, salgınının ağır bir tahribata yol açmasından endişe ediliyor.

Kerkük'te vaka ve ölüm sayıları giderek artıyor, iyileşen hasta sayısı ise azalıyor. Karantina için tahsis edilen Kerkük Devlet Hastanesinde artık boş yatak yok. Kerkük İl Sağlık Dairesinin başında ise deneyimli bir doktor bile yok. Sağlık kurumlarında ciddi boyutlarda ilaç ve tıbbi donanım sıkıntısı çekiliyor. Sağlık krizini, siyasi krizi çözme yolunda bir araç olarak kullandığı gözlemlenen merkezi hükümet, Kerküklüleri adeta kaderine terk ediyor. Kerküklüler ise 'tek dayanağımız' şeklinde nitelendirdikleri Türkiye'den yardım bekliyor.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

"SIKINTI GİDEREK BÜYÜYOR..."

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Kerküklü gazeteci Özdemir Hürmüzlü'ye göre ciddi bir insani kriz kapıda ve yardım eli uzatılmazsa kriz oldukça yıkıcı boyutlara ulaşabilir. Irak Sağlık ve Çevre Bakanlığının ülkede kontrolü neredeyse kaybettiğinin altını çizen Hürmüzlü, kentteki durumu şöyle tarif ediyor:

"Irak'ta bir süre önce hükümet devrildi. Bu sebeple, 2020 mali bütçesi henüz Irak Parlamentosu tarafından onaylanmadı. Doğal olarak Sağlık Bakanlığına ayrılan bir bütçe yok. Bağdat yönetimi bugün memur maaşlarını dahi ödeyemeyecek durumda. Irak büyük bir mali krizden geçiyor. Bu sebeple, Kerkük'e de yardım ulaştırılamıyor. Sağlık Bakanlığından ayrılan bir bütçe olmadığı için bazı iş insanları Kerkük hastanesine tıbbi ekipmanların tedariki gibi konularda yardım sağlıyor, ancak sorunun üstesinden gelinebilmiş değil ve sıkıntı giderek büyüyor. Kentte sadece 22 Temmuz günü yaşamını yitirenlerin sayısı 11 ve bir kaç gündür rakamlar hızla tırmanıyor..."

Özdemir Hürmüzlü, Gazeteci

"MERKEZİ HÜKÜMET KERKÜK'Ü KADERİNE TERK ETTİ!"

Kerkük özelindeki durumun aynı zamanda siyasi bir yaklaşımın ürünü olduğunu düşünen Hürmüzlü'ye göre, "Bağdat yönetimi Kerkük'ü bilinçli olarak gözardı ediyor ve bunu başta Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi olmak üzere bir takım odakları razı etmek için yapıyor. Bildiğiniz üzere Kerkük'te merkezi yönetim hakim ve başbakanlığını Mustafa Kadimi'nin yaptığı bu kuvvet Kerkük'te, Peşmergenin de dahil edildiği bir müşterek operasyon karargahı kurmak istiyor. Arap ve Türkmenler doğal olarak buna karşı çıkıyor. Kerkük'ün kaderine terk edilmesinin siyasi nedeni de budur. Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı ve Kerkük Milletvekili sayın Erşat Salihi bu durumun değişmesi için büyük çaba harcıyor..."

"TÜRKİYE'DEN BAŞKA DAYANAĞIMIZ YOK"

Hürmüzlü'ye göre, özellikle Kerkük Türkmenlerinin Türkiye'den başka yardım isteyebilecekleri bir mecra yok. Hürmüzlü, Kerküklü Türkmenlerin Türkiye'ye yönelik çağrısını şu sözlerle özetliyor:

"Özellikle tıbbi malzemeler konusunda bizlere yardım ulaştırmalarını rica ediyoruz. Kerkük Hastanesinde ilaç yok, tıbbi malzeme stokları tükenmiş vaziyette. O yüzden koronavirüs salgınından etkilenen bazı hastalar evlerinde tedavi görüyor. Tabii, bu durum varlıklı insanlar için geçerli. Yoksullar ilaç almakta zorlanıyor ve kaderlerine terk edilmiş vaziyetteler. Ölü sayıları da maalesef giderek tırmanıyor. Buradaki insani krizin daha da büyümemesi için başta Türkiye'nin soruna müdahil olmasını ve Kerkük'e yardım ulaştırmasını arzu ediyoruz..."