Dava bitsin soruştururuz

Hâkim, Hrant Dink davasını 5 ay erteledi. Soruşturmanın genişletilmesi isteğini reddeden mahkeme, talebin temyiz aşamasında sunulabileceğine hükmetti.

Dava bitsin soruştururuz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.04.2015 - 23:40

Hrant Dink’in 2007’de öldürülmesine ilişkin davaya dün devam edildi. Hem Dink ailesinin avukatları hem de cinayetin azmettiriciliği ile yargılanan Yasin Hayal’in avukatı, şüpheli kamu görevlilerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmanın sonucunun beklenmesini talep etti. Aralarında İstanbul eski Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski polis müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Ahmet İlhan Güler ve şu an Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç’in bulunduğu bir grup kamu görevlisi cinayette sorumlulukları olduğu iddasıyla sonruşturuluyor. Soruşturmanın genişletilme talebini kabul etmeyen mahkeme bunun yargılama sonunda verilecek kararın temyizi aşamasında talep edilebileceğini kaydetti. Davaya ilişkin 2. yargılama süreci Yargıtay’ın ilk yargılama sonucu verilen kararı sanıkların “silahlı terör örgütü” değil “suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt” üyesi oldukları gerekçesiyle bozmasının ardından 17 Eylül 2013’te başlamıştı.

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklar ve Dink ailesi katılmadı. Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu görevlilerine dönük soruşturmanın sonucunun beklenmesini talep etti. Bakırcıoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz’ün Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dava dosyasının ana davayla birleştirilme taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Dink ailesi avukatlarından Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, “Dosyadaki delillere göre Yargıtay örgüt incelemesinde TCK’nın 220’inci maddesine (suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak) ilişkin sonuca ulaşmıştır. Halbuki dosyaya giren delillerle birlikte tekrar dosya Yargıtay’a gitmiş olsa görüş değişecektir ve TCK’nin 314’üncü maddesinde (terör örgütü) tekabül edebileceği sonucuna ulaşabilecektir” diye konuştu.

TÜBİTAK’tan ses yok

Mahkeme, bankaya ait görüntülerdeki ikinci kişinin Osman Hayal olup olmadığının tespiti için TÜBİTAK’a yazılan yazıya cevap gelmediğini belirtti. Erhan Tuncel’in yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddeden mahkeme, duruşmayı 3 Eylül’e erteledi.

8 yıldır bitmeyen süreç

2007’de başlayan ilk yargılama sürecinde Özel Yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012’de verdiği kararda, bütün sanıkların “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan beraatına hükmetmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemenin kararını “sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği” gerekçesiyle bozmuştu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de örgüt yönünden verilen beraat kararını bozmuştu. Daire, sanıkların suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmaları gerektiğine hükmetmişti. 17 Eylül 2013’te başlayan 2. yargılama sürecinde Erhan Tuncel, uzun tutukluluk nedeniyle tahliye edilmişti. Ogün Samast’ın “örgüt üyeliğinden” yargılandığı dava ana dava ile birleştirilmişti.

Katili koruyan cinayete ortak olur

Duruşma sürerken “Hrant’ın arkadaşları” da adliye önünde basın açıklaması yaparak adalet nöbeti tuttu. Gruba HDP İstanbul milletvekili adayı Garo Paylan da destek verdi. “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” yazılı pankart açan grup, “Katilleri koruyan cinayete ortaktır”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları attı. Grup adına basın açıklaması yapan yazar Figen Şakacı, “Israrla inkâr edilen soykırımın, bir türlü kabullenilmeyen hakikatin ve gerçekleşmeyen adaletin yarattığı isyan duygusuyla toprağa verdiğimiz canlar için ağıtlar yakamıyoruz. Acılarımız küllenmiyor. 1915’te kaybettiklerimizin ve Hrant’ın ve Sevag’ın aramızda olmayışını metanetle kabullenemiyoruz” ifadelerini kulandı

Kan davası değil

Niyetlerinin kan davası gütmek olmadığını vurgulayan Şakacı, “Yaşadığımız acıların içten bir şekilde kabul edilmesini, katillerin cezalandırılmasını istiyoruz. Toplumsal uzlaşma için sözde değil, sahiden, bir arada, barış içinde birlikte yaşamak için adaletin yerini bulması gerektiğine inanıyoruz. Adalet adına gerçekleşen müsamereler bugüne kadar yaralarımızı deşmekten, huzursuzluk ve mutsuzluktan başka bir işe yaramadı. Bu müsamerelerde katiller gizlenmiş olmuyor. Kim olduklarını, cinayeti nasıl işlediklerini biliyoruz” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon