"Davos'ta şahin, Süleymaniye'de serçe"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Mart seçimleri öncesinde hız kazanan yardımları "Meşru ve ahlaki olmayan yollarla seçmenlerin aldatılması, halk dalkavukluğu ve seçim rüşvetiyle millet iradesine fesat karıştırılması, 'milli irade dolandırıcılığı' olacaktır" sözleriyle değerlendirdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada, Tunceli'de beyaz eşya dağıtımıyla yeniden başlayan seçim yatırımı yardımları konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Seçmen desteğinin siyasi iktidarlara verdiği yönetim yetkisinin siyasi, hukuki, ahlaki hiçbir kayıt tanımadan her istediklerini yapmalarına imkan verecek bir açık çek olarak görülemeyeceğini ifade eden Bahçeli, "Türkiye'deki siyaset kültürünün ve demokrasi sicilinin sorunlu ve şaibeli noktalarından birisi, halk desteğini 'milli irade diktatörlüğü' heveslerine alet eden ve hırsızlıkların üzerini örtecek bir icazet olarak gören demokrasi ve ahlak özürlü siyasi zihniyetlerin devlet yönetimine gelebiliyor olmasıdır" dedi.

Siyasetin bir gelecek aracı olarak görülmesi ve seçimlerin menfaat ve ihtiras yarışına döndürülmesinin dürüst ve namuslu siyaset anlayışıyla bağdaşmayacağını da kaydeden Bahçeli şunları söyledi:

"Meşru ve ahlaki olmayan yollarla seçmenlerin aldatılması, halk dalkavukluğu ve seçim rüşvetiyle millet iradesine fesat karıştırılması 'milli irade dolandırıcılığı' olacaktır. Demokrasimizin bir diğer ayıbı da milli irade dolandırıcılığının hala mübah görülmesi ve ahlaki temele dayanan dürüst ve namuslu siyaset anlayışının yeterince kök salamamış olmasıdır. AKP'nin 6 yıllık iktidar döneminde yaşananlar ve içinde bulunduğumuz mahalli seçim sürecinde sergilenen ilkesiz ve omurgasız yaklaşımlar, bu acı gerçeklerin bir kere daha hatırlanmasına vesile olmuştur."
 

Egemen Bağış'a tepki

Bahçeli konuşmasında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayıyla ilgili sözlerini de eleştirdi. Bahçeli "Su üzerine yazılan destanları, ucuz şovları ve fetih-fatih edebiyatıyla Sayın Başbakan'ı parlatma gayretlerini seçim sürecinin istismar menüsü olarak tüketime sunan AKP'nin, bu sahte kahramanlık efsaneleri hakkındaki son yalanı Kuzey Irak'ta başına çuval geçirilen askerlerimizin Başbakan sayesinde kurtulduğu senaryosu olmuştur" diye konuştu.

AKP sözcülerinin Türk milletinin aklı ve idrakiyle alay etmeyi alışkanlık haline getirdiğini söyleyen Bahçeli, 'Türk askerinin başına çuval geçirilmesi rezaletine ilişkin gerçeklerin' hatırlanmasının 'AKP'nin yalan kampanyalarının maskesini düşürmeye' yeteceğini savundu.

Başbakan Erdoğan'ın, olaydan iki gün sonra ABD Başkan Yardımcısı ile telefonda görüşebildiğini ifade eden Bahçeli, "Göreve başlayan yeni bakanın iddia ettiği gibi, ABD Başkan Yardımcısını azarlayarak sorunu çözdüğü söylenen kişi Başbakan Erdoğan ise aynı olay üzerine 'nota dediğimiz konu müzik notası değildir. Bunların bir ağırlığı vardır. Aklınıza gelince nota verilmez' diyen pişkin Başbakan kimdir? ABD bu konuda kamuoyu önünde Türkiye'den özür bile dilememiştir. Daha da üzücü olan Sayın Başbakan da bu yönde bir talepte bulunmamıştır. Davos'ta 'şahin', Süleymaniye'de ise 'serçe' olan bu iki zihniyet profili arasındaki fark, karşımızdakinin siyasi kimliği ve kişiliği hakkında bir fikir vermeye yeterli olacaktır." diye konuştu.


Başbakan ve bakan çocuklarının ticari faaliyetlerine tepki

Bahçeli, ekonomideki gelişmeleri ve işsizliği de değerlendirdiği konuşmasında Başbakan Erdoğan'ın işsizliği düşüremediklerini itiraf ettiğini belirterek, "AKP zihniyetine şunları açık yüreklilik ve samimiyetle söylemek isterim ki; Madem işsizlik sorununu bitiremediğinizi ikrar ettiniz, o halde bundan sonra başarılı olduk, geliştik yaklaşımlarını da seslendirmenizin aziz milletimizle alay etmek olacağını iyi bilmeniz gerekmektedir" dedi.

Resmi rakamlarla bile 2 milyon 687 bin işsiz yurttaş olduğunu, işsiz insanların sorunlarının farkında ve bilincinde olduklarını ifade eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve bakanların çocuklarının ticari faaliyetlerini ise şöyle eleştirdi:

"Elbette, işsizliğin ağırlığı ve yakıcılığıyla boğuşan her bir vatandaşımızın pırlanta şirketlerine ortak olmaları, erken yaşlarda gemi ticaretine başlamaları, mısır ticaretinde gözleri kamaştıran mesafe almaları, Arap şeyhleriyle erken yaşta ticaret konuşmaları mümkün değilse de asgari ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir işe sahip olmaları en tabi hakları olsa gerektir. Başbakan Erdoğan ve bir avuç menfaat şebekesinin devletin imkanlarıyla ve milletimizin alın terinden kazanılanlarla saltanatını sürerken, kendi mahdumlarına gösterdikleri ilginin küçük bir bölümünü çaresizlik içinde kıvranan vatandaşlarımıza da göstermeleri bir mecburiyet olarak görülmelidir."

AKP hükümetinin ekonominin kapısını uzunca süredir çalan krize karşı gerekli ve etkili tedbirleri alamadığını, gelişmeleri sadece acemice seyrettiğini ifade eden Bahçeli, "Hala tere ve tereci benzetmeleriyle, gündemi değiştirmek için uğraşarak milletimizin ciddi ekonomik sorunlarını görmezden gelen iktidar partisinin, ekonomiyi krize teslim ettiğini herkesin görmesi lazımdır. Türkiye yeni bir krize ciddi bir sayısal ve siyasal güçle iktidarda bulunan AKP'nin eliyle yakalanmıştır" diye konuştu.

Bahçeli, konuşmasının ardından partisine katılanlara rozetlerini taktı. Bahçeli, "Başbakan bu AKP'liler nereye gidiyor diyorsa gel MHP'ye gör diyorum." diye konuştu.