Deniz Arda’nın esrarengiz ölümü...
Deniz Arda, İsveç Silahlı Kuvvetleri’nin kilit görevler için özel yetiştirilmiş elit komandolarından biriydi...
Stockholm’de deniz kuvvetlerine bağlı bir askeri okulda komando eğitimi veriyordu. Kendisi dört ayrı komando eğitimini üstün dereceyle başarmıştı. Tekvando’da siyah kuşak sahibiydi. Başarılı bir geçmişi vardı. Girdiği her sınavı üstün derecelerle geçmiş, gösterdiği başarılarla birçok nişan kazanmıştı. Ailesi Ayvalık kökenliydi. Türkler arasında tanınan biri değildi. Muhtemelen silahlı kuvvetlerdeki özel konumu nedeniyle memleketlilerinin arasına karışmamaya özen göstermişti. O da 30 yıldır yaşadığım mahallede oturuyormuş ama fotoğraflarına dikkatle baktım, belleğimde Deniz Arda’nın yüzüyle ilgili hiçbir iz yoktu.
Adı, koşuya çıktıktan sonra kendisinden hiç haber alınamadığı basına yansıyınca duyuldu. Gazetelerde üstün özellikleri olan bir asker olarak söz ediliyordu. Herkes şaşırmıştı. Fotoğraflarından da güçlü kuvvetli olduğu anlaşılıyordu. Kimse 30 yaşındaki bu maharetli askeri ölümle bağdaştıramıyordu. Sohbetlerde, Deniz’in çok özel bir görev üstlendiği, bu yüzden önce kayıp sonra ölü olarak kayıtlara geçirileceği gibi senaryolar üretiliyordu.
ON BİNLERCE SAAT ARANDI
Deniz Arda’nın son görüntüleri güvenlik kameralarınca 12 Kasım’da spor salonundan çıktığı sırada ve sonrasında markette alışveriş sepetini kasa önünde boşaltırken kaydedildi. Ertesi gün 17.30’da da telefon mesajıyla kardeşine 50 kilometrelik bir koşuya çıkacağını bildirdi. 15 Kasım’da da 50 askerle birlikte İsveç’in kuzeyine uçacak, onlara özel eğitim verecekti. Ailesi, kaybolduğunu 18 Kasım’da kuzeydeki eğitime gelmediği bildirilince öğrendi. Bunun üzerine ulusal parkın içindeki koşu parkuru üzerinde yoğun bir arama çalışması başlatıldı. Arama çalışmalarına ordu, gönüllüler ve ülke çapında örgütlü “Missing People” (Kayıp İnsanlar) örgütü katıldı. Katılanların sayısı ve sarf edilen zamana göre 2020 sonunda arama çalışmaları 30 bin saati bulmuştu. Günleri, haftalar izledi; haftaları, aylar. Deniz, koşu parkurunda bulunamadı. Bu arada gazetelerde de olasılıklar üzerine yığınla yorumlar yapıldı. Acaba kaçırılmış mıydı? İntihar etmiş olabilir miydi? Yabancı istihbarat servislerinin bir komplosuna mı kurban gitmişti?
Ulusal park 80 kilometre koşmaya elverişli. Böyle geniş bir alanda arama çalışmalarının zor olacağı belliydi. Bu yüzden arayanların sayısı azalsa da çalışmalar aralıksız sürdürüldü. Ta ki 27 Şubat’ta Deniz’in cansız bedenine rastlanıncaya kadar.
RASTLANTIYLA BULUNDU
Aramalara binlerce kişi katılmasına rağmen Deniz’in cansız bedeni, doğada gezmeye çıkan biri tarafından rastlantı eseri bulundu. Ormanda gezen Orij Lozowski, koşu parkurunun dışında, kimsenin gelip geçmediği bir yerde önce ayakkabı ve pantolon, etrafına bakındığında da kovukta cansız bir insan bedenini gördüğünü bildirdi. Deniz’in cansız bedeninin bulunduğu haberi 8 Mart tarihli gazetelerde yazıldı. Ceset tanınmaz halde olduğundan Deniz’e ait olduğu DNA testiyle saptandı. Polisten yapılan açıklamada, bir suç belirtisine rastlanmadığı için cinayet şüphesinin ortadan kalktığı, muhtemelen dosyanın da kapatılacağı bildirildi.
Haberlerde yer alan bilgilere göre Deniz Arda’nın bilgisayarında, cesedinin bulunduğu yerin fotoğrafları varmış. Aynı yeri internet üzerinden de birkaç kez aramış. Neden aradığını bilmek olanaksız. Gazetelerdeki fotoğraflardan görüldüğü kadarıyla çok özel bir yer değil. İsveç’te, kovuklar da bulunan yüz binlerce kayalık vardır. Orası neden ilginçti? Tuhaf.
İnsanın aklına başka sorular da geliyor. Deniz Arda, çok geniş alana yayılan ormanlık bir bölgede saatlerce sürecek bir koşuya çıkıyor. Peki, cep telefonunu neden evde bırakıyor? Deneyimli, zeki, İsveç Ordusu’nda çok kritik görevler üstlenmiş bu genç subay, nasıl oluyor da telefona ihtiyacı olmayacağını düşünebiliyor? Deniz, koşu parkurunda ayak burkulması gibi bir nedenden dolayı sakatlanıp kalsaydı birkaç saat içinde bulunurdu. Parkur dışındaki alanlarda aramalara köpekler katıldı mı? Katıldıysa çok derinlerde olmayan kayalık yerdeki cansız beden neden bulunamadı? Bu esrarengiz ölüm, belki bir gün, bir romana konu olur da zihnimiz biraz açılır.
osman.ikiz@gmail.com
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza