Dink cinayetine ait sır görüntüleri çok sayıda polis almış
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı dava dün görülmeye devam edildi.
Dink’in öldürülmeden önce girdiği özel bir bankanın o dönemki müdürü Hamza Bülent İlkehan duruşmada tanık olarak dinlendi. İlkehan, olay günü bankaya ilk olarak şu an FETÖ’den tutuklu olan komiser yardımcısı Cem Akar’ın geldiğini söyleyerek, “Komiser bankadayken iki polis geldi.
Kamera kayıtlarını istedi. Komiser onların istihbarattan geldiğini söyledi. İki gün içerisinde 6-7 polis gelip görüntüleri aldı” dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Dink ailesinin avukatları ve sanık avukatları katıldı. Hrant Dink cinayetinin yaşandığı gününe ait önemli delilerden biri olay yerini gören özel bir bankanın güvenlik kamerası görüntüleriydi. Ancak soruşturma sürecinde görüntülerin sadece öğleden sonraki kısmına ulaşılmıştı.
Banka müdürü görüntüleri polislere teslim ettiğini belirtmesine karşın, bugüne kadar o kamera görüntülerine ulaşılamadı. Cinayetin işlendiği dönem banka müdürü olan Hamza Bülent İlkehan ve bankaya ilk olarak giden şu an ise FETÖ’den tutuklu komiser yardımcısı Cem Akar, duruşmada tanık olarak dinlendi.
‘Tutanak tutmamı istemediler’
Hamza Bülent İlkehan, Hrant Dink’in banka müşterileri olduğunu belirterek, “Ben olay sırasında dışardaydım. Bankadan bir telefon geldi. ‘Bir müşterimiz bankadan çıkarken öldürüldü’ dediler. Hemen bankaya koştum. ‘Kapıyı kitleyip, içeri kimseyi almayın’ dedim. İlk olarak ismini hatırlayamadığım bir komiser geldi. (Cem Akar) Bankada inceleme yapacağını söyledi. Aradan biraz zaman geçti. Uzun saçlı, kirli sakallı sivil giyimli biri yanında başka biriyle geldi. Hard disk ile gelip, kamera görüntülerini aldılar. Ben o esnada komisere kim bunlar dedim. Komiserde ‘bunlar istihbaratçı’ dedi. Görüntüleri verirken tutanak tutmak istedim. Ancak tutanak tutmamı istemediler. Komiser bütün gün odamdaydı. Beraber kamera görüntülerini izledik” diye konuştu. Olay günü ve sonrasında çok sayıda polisin gelerek kamera görüntülerini aldığını aktaran İlkehan, “Gelen polislerin hepsi sivil giyimliydi. Gelip görüntüleri alıp gidiyorlardı. Kamera görüntüleri 15 günde bir ilk görüntünün üzerine yeniden kayıt yapmaya başlıyor. Ben de görüntülerin başına bir iş gelmesin diye bütün hard diski tutanak tutarak polislere tutanak tutarak teslim ettim” dedi.
‘Görüntüleri alanların polis olup olmadıklarını bilmiyorum’
İlkehan'ın ardından eski komiser yardımcısı Cem Akar tanık olarak dinlendi. Akar halen FETÖ üyeliğinden tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla beyan verdi. Cinayeti aldıktan sonra olay yerine gittiğini belirten Akar şu ifadeleri kullandı:
“O dönemde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Sağ Büro Amirliğinde komiser yardımcısı olarak görev yapıyordum. Olay yerine ilk gelen ekiptik. Ben bankadayken tanımadığım iki kişi gelip görüntüleri aldı. Bu polislerin kim olduğunu hatırlamıyorum. Görüntüleri alan polislerin istihbarattan olduğunu banka müdürü söyledi. Polis olup olmadıklarını bilmiyorum. Ama polis olmasalar o kadar rahat gelip orada çalışamazlardı. Beni oraya gönderen o dönemki müdürüm Celal Sel’di. Sel personel sayısı az olduğu ve görüntüleri hızla toplamak için görüntülerin bir kısmının istihbaratın toplamasını istemişti. Bir kısım görüntüyü istihbaratçılar topladı. İstihbarat ve TEM'den başka çalışan şube yoktu.”
‘Görüntüleri neden iki şube birden aldı’
Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu ise Akar’a aynı bankanın görüntülerini neden iki farklı şubenin alma gereği duyduğunu sordu. Akar ise, “Ben bana verilen emirleri yerine getiririm. İstihbaratçıların aldığını da görünce tutanağa yazdım zaten” diye yanıt verdi. Davaya bugün devam edilecek.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke