"DTP'liler ayrıcalık istiyor"

TBMM Başkanı Köksal Toptan, DTP milletvekillerinin ifadeye çağrılmaları sonrasında yaşanan tartışmaların bitmesi için başta kendisi olmak üzere her kesimin çaba gösterdiğini, ancak DTP'li milletvekillerinin aynı özveriyi göstermediğini bildirdi. Toptan DTP milletvekillerinin yargı karşısında ayrıcalık istediklerini belirtti.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.05.2009 - 08:12

TBMM Başkanı Köksal Toptan, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 90'ıncı yıldönümü anısına Samsun'a düzenlenen Ankara Gemisi turunun başlangıcında gazetecilerle sohbet etti. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin milletvekillerinin ifade vermesine ilişkin yazısını DTP'lilere tebliğ etmediklerini belirten Toptan, "Fakat kendi içimizde benim ve bürokrat arkadaşlarımız arasındaki yanlış anlaşılma nedeniyle, Genel Sekreterimiz imzasıyla bunlar Cuma günü tebliğ edildi. Sonra biz fark edince hemen onları geri aldık. Sadece Aysel Tuğluk şehir dışında olduğu için ona gönderilen yazıyı geri alamadık. Çarşamba günü dönüyor, onu da almış olacağız. Bu nedenle biz milletvekillerine mahkemenin bizden istediği, tebliğ edin görevini yerine getirmiyoruz, getirmedik. Niye? Biraz zamana ihtiyacımız var" dedi.

Anayasa lafzıyla yorumlandığı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin içtihadına bakıldığı zaman Anayasa'nın 83. maddesindeki istisna kapsamına giren suçlarda dokunulmazlığın olmayacağı sonucuna varıldığını belirten Toptan şöyle devam etti:
"Bu Anayasa'nın öngördüğü bir konudur, benim koyduğum bir hüküm değil. Bu Anayasa'ya ben oy da vermedim. Anayasa böyle, mahkeme böyle yorumluyor. Şu andaki mahkeme böyle yorumluyor, Yargıtay böyle yorumluyor. Buna rağmen ben çırpınıyorum, Niye? Ben, bir genel yumuşama konseptine zarar verilmesini istemiyorum. Olayı siyaset malzemesi yapmak isteyenler var. Ona da izin vermemeye çalışıyoruz. Ben uğraşıyorum. Ben 'Ne yapabiliriz'le ilgili olarak Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı'yla konuşuyorum. Herhangi bir emrivakiyle karşı karşıya kalmayalım diye. Ceza usul hukukçularıyla, hocalarla konuşuyorum. Ben bu denli iyi niyet gösterirken, çabalarken, gayret sarfederken, DTP'li arkadaşlar da çıkıp benden yakınırlarsa o zaman şimdi şöyle bir sonuca varırım. Hani bunlar gelsin kapılarına dayansın, bunlar giderken gazeteciler fotoğraflarını çeksin, televizyonlar bunu göstersin, olay olsun. Bu da büyük olay olsun böyle bir şey mi bekliyorlar?''
 

DTP'lileri anlamıyorum

Toptan DTP'li milletvekillerini, sorunun çözümü konusunda samimi bulup bulmadığına yönelik bir soruyu, ''Samimi bulmuyorum demeyelim de anlam veremiyorum. Mağduru oynayıp isteyip istemediklerini bilmiyorum ama ben çabalıyorum. Çırpınıyorum ben. Yapılan tebligatı onlardan geri aldım, bilmiyorlar mı zaman kazanmaya çalışıyorum. Şimdi bizim tebligat yapıp yapmamamız, o arkadaşlarımıza mahkemenin kendi işini kendi bildiği usuller çerçevesinde yürütmesine engel değil. Mahkemeye, 'Dur bakalım arkadaş, bundan sonra benim kararımı bekle' diyecek durumda değiliz. Mahkeme bize yazdığı yazıda, diyor ki 'TBMM ve milletvekillerine duyduğumuz saygı nedeniyle şimdiye kadar, ihzaren celp dediğimiz yani bizim vereceğimiz kararla onun bir bağlantısı yok, mahkeme isterse bize de yazmadan yapabilir. İhzar çıkarabilir. Savcılığa yazıyor, polise bildiriyor, polis gidip alıp geliyor'' şeklinde yanıtladı.


Sorun anayasa değişikliği ile çözülür

Bir soru üzerine sorunun Anayasa değişikliğiyle aşılabileceğini kaydeden Toptan, DTP'lilerin sorun karşısındaki tavrını ''Yardımcı falan olmuyorlar. Tam tersine burada acaba mağdur oluyoruz, başkalarına yapılan muamele bize yapılmıyor diyorlar. Kime yapılan muamele onlara yapılmıyor, onlar ayrıcalık istiyorlar'' şeklinde değerlendirdi.

DTP'lilerin ''Sayın başbakan ifade verirse biz de veririz'' dediklerinin anımsatılması üzerine Toptan, ''Başbakan'a isnat edilen suç, Anayasa'nın 14'ncü maddesine giren suç değil ki. Öyle bir tane örnek verseler ben yarın talimat vereceğim, işlemi başlatacağım. Zaten bazen geliyor, biz hemen tebliğ ediyoruz milletvekili arkadaşlara olursa" diye konuştu.


AİHM kararları

Hiçbir milletvekilinin polis zoruyla evinden alınıp mahkemeye götürülmesini Türkiye'nin varmış olduğu demokratik olgunluk ortamında doğru bulmadığını, böyle bir fotoğrafın Türkiye'nin yararına olmayacağı inancında bulunduğunu belirten Toptan, "Ama burada, başta milletvekilleri olmak üzere herkesin olaya bu iyi niyet çerçevesinde yaklaşması lazım. Herkesin benim gayretlerime yardımcı olması lazım. Buradan da kimsenin siyasi yarar ve çıkar beklememesi lazım'' diye konuştu.

DTP'lilerin konuyla ilgili görüşme yapmayacaklarına ilişkin açıklamaları olduğunun hatırlatılması üzerine TBMM Başkanı Toptan, ''Görüşürler görüşmezler onların bileceği iş. Ne yani, ben onlara 'Gidin mahkemede ifade verin' dediğim zaman, koşa koşa mahkemeye gidecek değiller ya. Ben uğraşıyorum, onlar bilsin diye uğraşmıyorum. Türkiye bilsin diye uğraşıyorum. Türkiye'nin bir sorunla karşılaşmaması için uğraşıyorum. Bu sorunun çözülsün diyenlerin de katkı yapması lazım. Öyle herkesi tahrik edip, bir sürü şey, yalan yanlış şey söylememesi lazım'' dedi.

 

Dokunulmayacak maddeler kanunla belirlenir

Köksal Toptan Anayasa değişikliği konusunda umutlu olup olmadığına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
''Ben size dört sene evvel dedim ki Türkiye yeni bir anayasa yapmalıdır, bu Anayasa'yı yapmak için Anayasa yapıcı meclis kurulmalıdır. Şimdi bunu hocalar söylüyor. DİSK Genel Başkanı Çelebi söylüyor. Nasıl kurulur, bir kanun çıkarırız deriz ki 'Bakın endişeler var ya yeni bir anayasa yapılırsa anayasanın ilk üç, dört maddesi kalır, şu olur bu olur' kanunla deriz ki 'Cumhuriyetin temel nitelikleriyle ilgili mevcut anayasanın şu şu maddeleri dışında yeni bir anayasa veya o hükümleri korumak üzere yeni bir anayasa yapımı için anayasa yapımcısı bir meclis kurulur' deriz. Tartışılabilir tabi, yüz tanesi seçimle gelir, elli tanesi çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcisi olarak gelir. İki sene de süre veririz. Yepyeni bir anayasa yapar, bu tartışmaların hepsini ortadan kaldırma imkanı buluruz.''

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Kurucu Meclis oluşturulmasına destek vereceğinin söylenmesi üzerine Toptan, ''Hiçbir şey yapmıyor'' dedi.

Cumhurbaşkanı görev süresiyle ilgili soru üzerine Toptan, ''Bir anayasa değişikliği mi, bir yasa değişikliği ile çözülür mü. Onu bilemiyorum ama biz yasa koyucu olarak bunu netleştirmezsek o zaman YSK kendi yorumuna göre seçim zamanı geldiği zaman nasıl yorumluyorsa dört sene mi, beş sene mi yorumluyor ona göre süreç başlatır. Fakat bizim cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili zaten kanun çıkarmamız lazım. Anayasa değişikliği yapıldı ama cumhurbaşkanı seçim usulleriyle ilgili değişiklik yapmadık, o konuda mutlaka hani bugün günlük tartışmaların dışında mutlaka karar vermemiz gereken önemli hususlar var. Bir tanesi bu seçim süreleriyle ilgilidir. Benim düşüncem, bizim kendi bürokrasimizin kanaati meclisin görev süresinin 4 yıl olduğu şeklinde. Cumhurbaşkanlığı süresi de 5 yıl" diye konuştu.
 

Ergenekon, domuz gribi, telefon dinlemeleri

TBMM Başkanlığı seçimlerinin birinci turunun 4 Ağustos'ta yapılacağını, seçimlerin 8 Ağustosta biteceğini kaydeden Toptan, ''Sizden başka aday söz konusu mu?'' şeklindeki soruya ''Meclis tatilde olduğu için zaten benim dışımda aday olursa ben işleme koymam'' diye esprili yanıt verdi. Toptan, ''Ben görevimi tarafsız yapmaya çalışan bir meclis başkanıyım. Bana verilen oylar da zaten benim öyle davranmamı gerekli kılıyor. Kendime yakıştıramam öyle bir güvene aykırı hareket etmeyi. Ama sonuçta ben bir parti milletvekiliyim. Böyle bir karar verilirken bu siyasi bir karardır. O partinin yöneticileri genel başkanı da konuşur. Buna göre bir yol haritası çizilir ve devam edilir, benim olmam veya olmamam hiç önemli değil'' diye konuştu. Son kabine değişikliğine ilişkin de Toptan, ''Her kabine değişikliğinde burukluklar olur bunlar işin doğasında vardır. Ama bu burukluklar da çok kısa zamanda atlatılır ben şimdiye kadar bakan olamadım diye küsüp gidene rastlamadım. Doğrusu odur. Ama siyaset yapan herkes milletvekili olan herkes doğal olarak bakanlık ister, özler, hayal eder. Ona saygı göstermek lazım. Olamadığı zaman da onun hayal kırıklığı yaratması da çok doğaldır. Ama devam etmez'' dedi. Mehmet Ali Şahin veya Hüseyin Çelik'in Meclis Başkanı adaylığının konuşulduğunun anımsatılması üzerine Toptan, ''Bütün arkadaşlarım yapabilirler. En az benim kadar iyiler'' karşılığını verdi.

Toptan diğer bazı konularla ilgili sorular üzerine açıkladığı görüşleri özetle şöyle:
-Telefonlarınız dinleniyor mu, Sayın Büyükanıt'ın istihbarat rekabeti konusundaki sözlerine ne diyorsunuz?

-Benim telefonumun dinlenilmesinde hiçbir mahsur yok. Burada ne konuşuyorsak telefonda da aynı şeyleri konuşuyorum tabii olumsuz hava var kamuoyunda ama ben çok yaygın bir şekilde telefon dinleme olduğuna inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Fakat öyle bir hava var bunun giderilmesi lazım. İnsanların konuşmalarında kendilerini rahat hissetmeleri lazım. Sayın Büyükanıt'ın sözleriyle ilgili değerlendirme yapmam doğru değil. Yalnız güvenlik güçlerimiz kendi aralarında zaman zaman rekabet yaşadığı tartışma konusu olmuştur o nedenle bir güvenlik müsteşarlığı şimdi kuruluyor, temel harekat noktası da zannediyorum zaten o. İstihbarat birliği meydana getirecek. Telefon dinlemelerinin başka delillerle desteklenip desteklenmediği konusunda kimsenin elinde bir bilgi ve belge yok. O nedenle yargılama süresini beklemek lazım. Yargıtay'ın o konudaki kararları yeni de değil. Mutlaka yan delillerle desteklenmesi lazım'' dedi. Toptan, ortam dinlemelerine ilişkin de ''Birtakım konuşmalar yasal çerçeve dışında oluyor. Teknoloji o kadar gelişiyor ki insanları birbirini dinlemesi çok kolaylaşıyor öyle anlaşılıyor. Onu da ne yapabilirsiniz bilmiyorum. Mahkemeden izin alıp da yapmıyorlar. Ha o teknolojik imkanları kullanmak Denizli'de biri yapıyormuş bana da gönderdiler. İşte şurasına koyarsan dinlemeyi engelliyormuş diye. Ben de koydum telefonun şarjı bitti sonra da attım onu. 15-20 gün oluyor. Hediye gelmişti.

-Domuz Gribi önlemleri: Türkiye diğer ülkelerden çok daha iyi önlemler aldı. Biraz önce İstanbul valisi söyledi bir form dağıtılıyormuş uçaklarda bir form. Formda nereye gideceği, Türkiye'deki adresi soruluyormuş o sorulsaydı yüzde yüz ulaşılacak ve önlem alınacaktı. Bundan sonra forma o da eklenecek. Diğer ülkelerde olmayan önlemleri Türkiye uyguluyor.

-Gençliğin durumu: Şimdiki gençliği büyük sorumluluklar bekliyor. Benim dönemimde üniversite okumak çok kolaydı o dönemde bütün arkadaşlarım üniversiteye gitti ama şimdiki gençlerimizin o kadar şansı yok.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon