Erdoğan konuştu, AKP'liler Hürriyet'in binasını bastı
Erdoğan'ın sözlerini Twitter'dan paylaşan Hürriyet'e dün gece saat 23:00'te baskın düzenlendi.
<video:362319>
Dağlıca baskını ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ATV canlı yayını sonrasında AKP'liler konvoylar halinde İstanbul'daki Hürriyet binasını bastı.
Tekbir getirerek binaya giren AKP'liler giriş katındaki masa, sandalye ve malzemeleri parçaladı.
Sol'da yer alan habere göre güvenliğin müdahalesi sonucunda AKP'liler bina dışına çıkartıldı.
Binadaki Hürriyet çalışanları önlemlerin yetersiz olduğunu belirtti.
Hürriyet gazetesi Twitter hesabı üzerinden Cumhurbaşkanı'nın "400 vekil verilseydi bu olaylar yaşanmazdı" sözlerini paylaşmış, Erdoğan daha yayın sırasında haberlere tepki göstermişti.
Hürriyet'ten saldırı hakkında ilk açıklama Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, AKP'lilerin Hürriyet'e düzenlediği saldırı hakkında konuştu. Gelen saldırganların AKP'li oldukları anlaşılıyor. Erdoğan lehine slogan atıyorlar. Bu saldırı iktidar partisinin yandaşları ve yöneticileri tarafından yapılıyor. Bir gazetenin önüne gelip protesto edebilirsiniz, o sizin demokratik bir hakkınızdır. Bir gazeteciyi ısrarla hedef gösterirseniz, bir takım insanlar gelip o gazeteyi böyle basar. |
ZAMAN'IN ÖNÜNDE KÜFÜR VE TEKBİR!
Hürriyet'i basan eylemcilerden küçük bir grup, ilerleyen saatlerde Zaman binasının önüne gelerek tekbirler eşliğinde küfürler savurdu. Ağıza alınmayacak küfürlerle slogan atan grup, daha sonra dağıldı.
AK Troll'ler olarak bilinen iktidarın sosyal medya çalışanlarının da baskın için çağrı yaptığı ortaya çıktı.
Basın meslek örgütlerinden tepki
"Hürriyet'e yapılan saldırı medyayı sürekli hedef göstermenin sonucudur"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Hürriyet Gazetesi'ne dün gece yapılan taşlı, sopalı saldırıyı kınayan bir açıklama yaptı. TGC Yönetim Kurulu'nun açıklamasında şu görüşler yer aldı:
"Düşünceyi ifade özgürlüğünü benimsemekte zorlanan siyasilerin gazeteleri ve gazetecileri sürekli hedef göstermeleri Türkiye'de basın özgürlüğü konusundaki endişeleri giderek büyütmektedir. Son olarak dün gece yarısı Hürriyet Gazetesi önünde toplanan bir grup tekbir getirerek Hürriyet Gazetesi'ni tehdit etmiş, taşlı, sopalı saldırıda bulunmuştur.
Gazetecileri ve gazeteleri korumak devletin bir başka deyimle iktidarın sorumluluğudur. Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek de mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı'nın ve geçici iktidarın her türlü sorunun kaynağını gazetecilerde araması toplumsal barışın bozulması için tehlikeli bir yol açmıştır. Kısa zamanda bu yoldan dönülmesini bekliyoruz. Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırıyı kınıyoruz. Hürriyet Gazetesi'ne ve çalışanlarına 'geçmiş olsun' diyoruz.
Medya kuruluşlarına ve gazetecilere yönelik saldırıyı yapanlara karşı bugüne kadar sürdürülen 'cezasızlık' tavrının bu son olayda artık uygulanmayacağını umuyoruz.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu 'bağımsız ve bağlantısız' basının bu tür baskılardan yılmayacağını, kamuoyunun özgürce gerçekleşmesi için uğraş vermeye devam edeceğini hatırlatır ve geçici iktidarla parlamentoyu sorumlu davranmaya davet eder."
Basın Konseyi: Demokrasilerde asla yeri yok
Basın Konseyi, Hürriyet gazetesine yapılan saldırıyı kınadı. Açıklamada, “Halkın haber alma hakkı, ifade ve basın özgürlüğünün yerine getirilmesi için çalışan medyaya bu tür saldırıların demokrasilerde asla yeri yoktur.” denildi.
Hürriyet gazetesinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemleriyle ilgili haberini beğenmeyen bir grup, gazete binası önüne gelmiş ve saldırıda bulunmuştu.
Basın Konseyi, Hürriyet’e yapılan saldırıyı kınadı. Herkesin eleştiri hakkının bulunduğunu ancak şiddetin bu kapsamda olamayacağı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Hürriyet gazetesinin merkez binasına dün gece, bir haberin veriliş şekline karşı herkesin gözü önünde, 200 kişilik grupça yapılan taşlı-sopalı, kırıcı-dökücü saldırıyı kabul etmek mümkün değildir.
Hukuk dışı tüm eylemlerin dün olduğu gibi bugün de karşısındayız.
Eleştiri hakkı ifade özgürlüğünün vazgeçilmez bir unsurudur ve herkesin eleştirmeye hakkı vardır.
Fakat bu hakkın küfür ve hakaret etme özgürlüğünü içermediği gibi, hele fiili kuvvete başvurma olanağını tanımadığı açıktır. Bu bakımdan, ancak suç işlenmeden, her türlü eleştiri hakkının kutsal olduğuna inanıyoruz.
Ne var ki, devletin en ücra köşelerinde bile önüne geçilmesi gereken yıkıcı eylemlerin bir örneği, dün gece İstanbul kent merkezindeki en büyük medya organının ana binasına gerçekleştirilmiştir.
Bu noktada, basın özgürlüğünü güvence altına almakla yükümlü olan devletin, Anayasamız ve tarafı olduğumuz uluslararası insan hakları antlaşmaları uyarınca, bu tür saldırıları önlemek ve bunu başaramadığı takdirde, ivedilikle sonlandırmak konusunda sorumlu olduğunu hatırlatırız.
Bu tür saldırıları provoke eden veya destekleyen kişilerin de ifade özgürlüğünün sınırlarını aştığını ve devletin haklarında gerekli hukuki yolları işletmekle sorumlu olduğunu duyururuz.
Hürriyet gazetesinin merkez binasına yapılan saldırı karşısında herkes durup düşünmelidir.
Halkın haber alma hakkı, ifade ve basın özgürlüğünün yerine getirilmesi için çalışan medyaya bu tür saldırıların demokrasilerde asla yeri yoktur.
Siyasilerin kışkırtıcı söylemlerden arınarak, halka sağduyu çağrısı yapmalarını istiyoruz.
Faillerin bir an önce yakalanmasını, benzeri saldırıların yaşanmaması için gerekli tüm tedbirlerin alınmasını ve zor günlerden geçen ülkemizde sağduyunun egemen olmasını; barışın, huzurun gelmesini bekliyoruz.”
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?