Feyzioğlu: Hadi gel bizi de tutukla
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Adalet Bakanlığı’nda girdiği mülakatta Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle mahkemeye çıkarılan Avukat Umut Kılıç hakkında tutuklama kararı veren hakime sert eleştiriler yöneltti.
Feyzioğlu: “Hadi tutuklayacaksan gel bizi de tutukla. Sana diyorum ki suç işledin, hukuksuzluk yaptın, vicdansızsın. Ve soruyorum sana; kime hizmet ediyorsun? dedi.Sabah saatlerinde Trabzon’a gelen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ahmet Suat Özyazıcı Stadyumu’nda Karadeniz Baroları Futbol Turnuvası’nın açılışına katıldı. Takımlarla hatıra fotoğrafı çektiren Feyzioğlu, daha sonra Trabzon Barosu’na geçerek, Amasya, Gümüşhane, Kastamonu, Zonguldak, Trabzon, Karabük, Ordu ve Çankırı Baro başkanlarının da katılımıyla açıklamalarda bulundu. Keyifli bir organizasyonun açılışını yaptıklarını belirten Feyzioğlu, “Ancak Türkiye’de işler her zaman o kadar da keyifli yürümüyor. Gündemle yatıyorsunuz, başka gündemle kalkıyorsunuz. Biraz sonra söyleyeceğim çok öfkeli sert sözlerden önce, Liselerarası Dünya Futbol Şampiyonasında şampiyon olan Trabzon Erdoğdu Anadolu Lisesi’ni kutluyoruz. Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe kafilesine saldırı düzenlendi. Her kim ki, Trabzon camiasını suçlamaya kalkıyor, bilin ki provokasyonun bir parçasıdır. Trabzon camiası böyle aşağılık bir saldırıyla suçlanamaz" dedi.
87 BİN AVUKAT TEK YUMRUĞUZ
Adalet Bakanlığı’nda dün girdiği mülakatta yaşanan tartışma sonucunda Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan Avukat Umut Kılıç ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu şunları söyledi:
“Dün meydana gelen olay bizi öfkelendirmiştir. Öfkemiz, kararlılığa dönüşmüştür. 87 bin avukat ve savunduğumuz on milyonlarca vatandaş tek yumruğuz. Dün hakim-savcı adayı alımı mülakatında bir meslektaşımız, heyetin önüne gelmiştir. Ve demiştir ki; ‘Ben sizden önceki heyetin önüne de geçen sene geldim. Çok yüksek bir yazılı puanıyla geldim. 85 almıştım. Niye bilmiyorum, bunu siz de açıklayamazsınız zaten, beni mülakatta elediniz. Herhalde tanıdığım dayım yoktu. Birilerinin birisi değildim. Şimdi yine huzurunuza geldim. Ama niyetim aslında hakim olmak değil artık. Yazıhanemi açtım, avukatlık yapıyorum. Bu sınava girdim, sırf sizin önüne gelip bir şeyler söylemek için. Şimdi bana söyleyin, bu ülkede mülakatlar birilerinin iki dudağı arasında mıdır? Tanıdığı olanların kazandığı, tanıdığı biri, adamı olmayanların elendiği, göstermelik, keyfi sınavlar mıdır? Bu ülke bir hukuk devleti değil midir. İşte size bunları sormaya geldim’ demiştir. Nazik konuşmuştur. Kendisine söz verilmek istenmemiştir. Konuşmasına devam etmiştir. Ardından tansiyon yükselmiştir. Dışarı çıkması istenmiştir. ‘Elbette çıkacağım’ demiştir daha 30’unda bile olmayan genç meslektaşımız. ‘Ama birkaç cümlem daha var’ diye devam etmek istemiştir. Bir çay ısmarlayıp, bir 5 dakika daha kendisini dinleselerdi bitecek olan bir olay, polis çağırılmasıyla başka bir evreye geçmiştir. Polis kollarından tutup sürükleyerek meslektaşımızı salondan dışarı ı çıkarırken, farklı bir öfke patlamasıyla sert cümleler sarf etmiştir.ö
“HAKİME AİHM KARARLARINI DESTE DESTE GÖNDERECEĞİZ”
Metin Feyzioğlu, genç avukatın, birilerine sıcak ve sempatik görünme kaygısıyla tutuklamaya sevk edildiğini de ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özel görevli mahkemelerin kaldırılmasıyla gurur duyan siyasi iktidar duysun, dinlesin; yerine koydukları özel görevli sulh ceza hakimlerinden biri bu meslektaşımızı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Avukat Umut Kılıç’ı tutuklamıştır. Tutuklama gerekçesi, ‘Cumhurbaşkanına hakaret.’ Bu tutuklama kararını veren hakime Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını deste deste göndereceğiz. Okusun, öğrensin. Çok daha ağır cümleler, AİHM tarafından, ‘Siyasilere eleştiridir. Düşünce açıklama hürriyeti içindedir’ diye değerlendiriliyor. Bu tutuklama kararını veren hakime buradan soruyorum; Sen Sulh Ceza Hakimi; yazıhanesi belli, evi belli, barosu, adı sanı, kim olduğu, anası babası belli, işi gücü belli olan gencecik bir meslektaşımızın kaçacağını hangi akılla hükme bağladın? Hangi vicdanla gece yattın? Sen kim oluyorsun da, bu gencecik meslektaşımızı kaçar diye tutukluyorsun? Sen herkesi kendin gibi mi biliyorsun? Biz avukatız. Hiçbir yere kaçmayız.
Sen sulh ceza hakimi, dosyada bir tane delil var, tutanak. Önce otur, ‘Bu iktidar mülakatlarda kamera kaydını niye kaldırdı?’diye sor. Ben cevabını vereyim. Keyfi mülakatlar tam gaz devam etsin diye. Şimdi sen sulh ceza hakimi, dosyadaki o tutanak, o tek delil tutanak karartılabilir mi, çalınabilir mi ki, sen benim 30 yaşını doldurmamış meslektaşımı delilleri karatacak diye tutukluyorsun? Soruyorum sana, gece rahat uyudun mu?ö
GEL BİZİ DE TUTUKLA
Tutuklama kararı veren hakime sert eleştirilerini sürdüren Metin Feyzioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Tutuklamanın orantılı olduğunu söylüyorsun. Senin mahkemen ceza verse ertelemeye tabidir. Ertelemeye tabi bir suçtan dolayı bir meslektaşımı, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını sen kim oluyorsun da orantısız orantısız tutukluyorsun? Hadi tutuklayacaksan, gel bizi de tutukla. Sana diyorum ki suç işledin, hukuksuzluk yaptın, vicdansızsın. Ve soruyorum sana, kime hizmet ediyorsun? Sana bir hatırlatma yapıyorum sulh ceza hakimi. Bu ülkenin binlerce fedakar, çalışkan, kanunlara saygılı avukatı, hakimi, savcısı var. Rabbime bin şükür. Sana hatırlatıyorum, 87 bin avukat olarak hatırlatıyoruz; geçenlerde HSYK bir savcı hakkında 3 yıl hapis cezası talebiyle iddianame düzenletti. Bizim için içtihattır arkadaş o. O içtihadı oku, öğren. Orada, içi ağzına kadar silah dolu TIR’ları arama talebinde bulunan o savcı için, ‘kanundaki şartlar oluşmadığından arama talep etmek suretiyle görevi kötüye kullanmıştır’ diyor. Sen Sulh Ceza Hakimi, kanundaki tutuklama şartlarının bir tanesi bile oluşmadan meslektaşımı tutuklamışsın. Bu içtihad senin içindir. Bu içtihadı sana uygulatırız.ö
TAHLİYESİNİ BEKLİYORUZ
Feyzioğlu, hakim cübbesi giyen, savcı cübbesi giyen herkesi, devletin hakimi, cumhuriyetin savcısı olmaya davet ettiklerini de vurgulayarak, “Bu işin peşini bırakmayacağız. And olsun bırakmayacağız. Dünyadaki bütün meslek örgütlerine bu durum bildirilmiştir. Avrupa konseyine bildirilmiştir. Milyonlarca dünya avukatını temsil eden tüm örgütlere durumu bildirdik. Meslektaşımızın tahliyesini bekliyoruz. Memleketimizin binlerce görevini yapan hakimine savcısına güveniyoruz. Türkiye adaletini bulacaktır" dedi.
Feyzioğlu, bir gazetecinin, “Sosyal medya paylaşımları yüzünden insanlar tutuklanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?ö şeklindeki sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi:
“Siyasi iktidar sadece kendini alkışlama özgürlüğünü kabul ediyor. Onun ötesinde özgürlük kabul etmiyor. Burada siyasi particilik yapmıyoruz. Bu siyasi iktidar gider başkası gelir. Aynısını yaparsa yine aynı şeyleri söyleriz. Olay herkes için hukuk herkes için adalettir. Farklı siyasi partiler ve dünya görüşlerinden gelebiliriz. Farklı mezhep ve dinlerden olabiliriz. İnanırız, inanmayız. Ama biz milletiz. Biz 77 milyon eşit vatandaşız. Türkiye Cumhriyeti’nde vatandaşlıktan daha büyük bir makam olmadığını, bütün siyasiler ve özellikle Türkiye’yi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar anlayacaktır. Anlamayana anlatmak da bizim görevimizdir.
Adalet Bakanlığı’nda dün girdiği mülakatta yaşanan tartışma sonucunda Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan Avukat Umut Kılıç ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu şunları söyledi:
“Dün meydana gelen olay bizi öfkelendirmiştir. Öfkemiz, kararlılığa dönüşmüştür. 87 bin avukat ve savunduğumuz on milyonlarca vatandaş tek yumruğuz. Dün hakim-savcı adayı alımı mülakatında bir meslektaşımız, heyetin önüne gelmiştir. Ve demiştir ki; ‘Ben sizden önceki heyetin önüne de geçen sene geldim. Çok yüksek bir yazılı puanıyla geldim. 85 almıştım. Niye bilmiyorum, bunu siz de açıklayamazsınız zaten, beni mülakatta elediniz. Herhalde tanıdığım dayım yoktu. Birilerinin birisi değildim. Şimdi yine huzurunuza geldim. Ama niyetim aslında hakim olmak değil artık. Yazıhanemi açtım, avukatlık yapıyorum. Bu sınava girdim, sırf sizin önüne gelip bir şeyler söylemek için. Şimdi bana söyleyin, bu ülkede mülakatlar birilerinin iki dudağı arasında mıdır? Tanıdığı olanların kazandığı, tanıdığı biri, adamı olmayanların elendiği, göstermelik, keyfi sınavlar mıdır? Bu ülke bir hukuk devleti değil midir. İşte size bunları sormaya geldim’ demiştir. Nazik konuşmuştur. Kendisine söz verilmek istenmemiştir. Konuşmasına devam etmiştir. Ardından tansiyon yükselmiştir. Dışarı çıkması istenmiştir. ‘Elbette çıkacağım’ demiştir daha 30’unda bile olmayan genç meslektaşımız. ‘Ama birkaç cümlem daha var’ diye devam etmek istemiştir. Bir çay ısmarlayıp, bir 5 dakika daha kendisini dinleselerdi bitecek olan bir olay, polis çağırılmasıyla başka bir evreye geçmiştir. Polis kollarından tutup sürükleyerek meslektaşımızı salondan dışarı ı çıkarırken, farklı bir öfke patlamasıyla sert cümleler sarf etmiştir.ö
“HAKİME AİHM KARARLARINI DESTE DESTE GÖNDERECEĞİZ”
Metin Feyzioğlu, genç avukatın, birilerine sıcak ve sempatik görünme kaygısıyla tutuklamaya sevk edildiğini de ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özel görevli mahkemelerin kaldırılmasıyla gurur duyan siyasi iktidar duysun, dinlesin; yerine koydukları özel görevli sulh ceza hakimlerinden biri bu meslektaşımızı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Avukat Umut Kılıç’ı tutuklamıştır. Tutuklama gerekçesi, ‘Cumhurbaşkanına hakaret.’ Bu tutuklama kararını veren hakime Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını deste deste göndereceğiz. Okusun, öğrensin. Çok daha ağır cümleler, AİHM tarafından, ‘Siyasilere eleştiridir. Düşünce açıklama hürriyeti içindedir’ diye değerlendiriliyor. Bu tutuklama kararını veren hakime buradan soruyorum; Sen Sulh Ceza Hakimi; yazıhanesi belli, evi belli, barosu, adı sanı, kim olduğu, anası babası belli, işi gücü belli olan gencecik bir meslektaşımızın kaçacağını hangi akılla hükme bağladın? Hangi vicdanla gece yattın? Sen kim oluyorsun da, bu gencecik meslektaşımızı kaçar diye tutukluyorsun? Sen herkesi kendin gibi mi biliyorsun? Biz avukatız. Hiçbir yere kaçmayız.
Sen sulh ceza hakimi, dosyada bir tane delil var, tutanak. Önce otur, ‘Bu iktidar mülakatlarda kamera kaydını niye kaldırdı?’diye sor. Ben cevabını vereyim. Keyfi mülakatlar tam gaz devam etsin diye. Şimdi sen sulh ceza hakimi, dosyadaki o tutanak, o tek delil tutanak karartılabilir mi, çalınabilir mi ki, sen benim 30 yaşını doldurmamış meslektaşımı delilleri karatacak diye tutukluyorsun? Soruyorum sana, gece rahat uyudun mu?ö
GEL BİZİ DE TUTUKLA
Tutuklama kararı veren hakime sert eleştirilerini sürdüren Metin Feyzioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Tutuklamanın orantılı olduğunu söylüyorsun. Senin mahkemen ceza verse ertelemeye tabidir. Ertelemeye tabi bir suçtan dolayı bir meslektaşımı, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını sen kim oluyorsun da orantısız orantısız tutukluyorsun? Hadi tutuklayacaksan, gel bizi de tutukla. Sana diyorum ki suç işledin, hukuksuzluk yaptın, vicdansızsın. Ve soruyorum sana, kime hizmet ediyorsun? Sana bir hatırlatma yapıyorum sulh ceza hakimi. Bu ülkenin binlerce fedakar, çalışkan, kanunlara saygılı avukatı, hakimi, savcısı var. Rabbime bin şükür. Sana hatırlatıyorum, 87 bin avukat olarak hatırlatıyoruz; geçenlerde HSYK bir savcı hakkında 3 yıl hapis cezası talebiyle iddianame düzenletti. Bizim için içtihattır arkadaş o. O içtihadı oku, öğren. Orada, içi ağzına kadar silah dolu TIR’ları arama talebinde bulunan o savcı için, ‘kanundaki şartlar oluşmadığından arama talep etmek suretiyle görevi kötüye kullanmıştır’ diyor. Sen Sulh Ceza Hakimi, kanundaki tutuklama şartlarının bir tanesi bile oluşmadan meslektaşımı tutuklamışsın. Bu içtihad senin içindir. Bu içtihadı sana uygulatırız.ö
TAHLİYESİNİ BEKLİYORUZ
Feyzioğlu, hakim cübbesi giyen, savcı cübbesi giyen herkesi, devletin hakimi, cumhuriyetin savcısı olmaya davet ettiklerini de vurgulayarak, “Bu işin peşini bırakmayacağız. And olsun bırakmayacağız. Dünyadaki bütün meslek örgütlerine bu durum bildirilmiştir. Avrupa konseyine bildirilmiştir. Milyonlarca dünya avukatını temsil eden tüm örgütlere durumu bildirdik. Meslektaşımızın tahliyesini bekliyoruz. Memleketimizin binlerce görevini yapan hakimine savcısına güveniyoruz. Türkiye adaletini bulacaktır" dedi.
Feyzioğlu, bir gazetecinin, “Sosyal medya paylaşımları yüzünden insanlar tutuklanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?ö şeklindeki sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi:
“Siyasi iktidar sadece kendini alkışlama özgürlüğünü kabul ediyor. Onun ötesinde özgürlük kabul etmiyor. Burada siyasi particilik yapmıyoruz. Bu siyasi iktidar gider başkası gelir. Aynısını yaparsa yine aynı şeyleri söyleriz. Olay herkes için hukuk herkes için adalettir. Farklı siyasi partiler ve dünya görüşlerinden gelebiliriz. Farklı mezhep ve dinlerden olabiliriz. İnanırız, inanmayız. Ama biz milletiz. Biz 77 milyon eşit vatandaşız. Türkiye Cumhriyeti’nde vatandaşlıktan daha büyük bir makam olmadığını, bütün siyasiler ve özellikle Türkiye’yi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar anlayacaktır. Anlamayana anlatmak da bizim görevimizdir.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev