Fotoğraf tartışması

‘TAMAMEN YANLIŞ DİYEMİYORUM’

TURGAY OLCAYTO (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı)

Etik açıdan baktığım zaman bu tarz kötü olayları, facia durumlarını açık görsellerle yayımlanmasını doğru bulmuyorum. Türkiye ilginç ve zor zamanlardan geçiyor. Yollarda karşımıza çıkan çocukların perişan halleri vicdani açıdan rahatsız edici. Daha kötü durumda olanları savaştan kaçıp, başka yere gitme yolunda can veriyor. Olayın vehametine dikkat çekmek amaçlı kullanılacak rahatsız edici fotoğrafları bu anlamda, koşullar açısından değerlendirdiğimizde ise tamamen yanlıştır diyemiyoruz.

‘3 MAYMUNU OYNADIKLARININ KANITI’

PINAR TÜRENÇ (Basın Konseyi Başkanı)

Dünya basınını ikiye bölen, mülteci çocuk A.K’nin cansız bedeninin yayımlandığı fotoğraf, her ne kadar kamuoyunu rahatsız etse de, gerçeklerin gün yüzüne çıkması bakımından yayımlanması gerekmekteydi.

Bu fotoğraf aslında, normalleştirilen hukuksuzluğun, haksızlığın ve gelişmiş toplumların insanlık onurunu sadece kendi toplumlarına hak olarak görüp, zulme uğrayan insanlara karşı, 3 maymunu oynadıklarının da kanıtıdır.

Medya, olağandışı etkili fotoğrafı kullanamayacaksa ne kullanacaktı? Üstelik bu sorun sadece sınırımızdan Türkiye’ye uzanmıyor. Bu sorun tüm Avrupa’nın insanlık utancı, dramıdır.

Türk ve duyarlı dünya medyası, bu fotoğrafı kullanarak, krizin insanlık boyutunu, trajediyi, yüzyılın dramını, unutulmaz şekilde vicdanlara, akıllara kazıdı. Sorunu tam görünür kıldı. İşte medyanın gücü de budur.

‘GAZETECİLİKTE VİCDAN ÖNEMLİ’

RAGIP DURAN (Gazeteci, akademisyen)

Sözkonusu fotograf yürek burkuyor, savaştan, mülteci dramından bir nebze haberi/bilgisi olan herhangi bir insanın kaldıramayacağı kadar ağır bir fotograf. Sahile vurmuş bu çocuk cesedi, duyguları ayaklandıracak, isyanı tetikleyebilecek bir fotoğraf. Devletlerin, kurumların belki de kendisine gelmesini sağlayabilecek bir resim. Ama aynı zamanda okurları fiziken, ruhen çökertebilecek bir resim.

Bir fotoğrafın yayımlanması için önemli koşul ve gerekçelerden biri de, yazıyla anlatılamayacak gerçeklerin aktarılması. Ama yayımlamayan medya organları da hem ilkeli tutumlarını sergilemiş oluyor, hem de gazetecilikte ‘vicdan’ın önemini.

‘SEYİRLİK OYUN DEĞİL’

YASEMİN İNCEOĞLU (G.Ü İletişim Fak. Dekanı)

Avrupa’daki mülteci sorununu küçük bir çocuğun ölü bedeni üzerinden özellikle de birinci sayfadan ve buzlamadan vermek gerek çocuk odaklı hak haberciliği ile ilgili uluslararası gazetecilik ilkelerine gerekse de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gazetecinin hak ve sorumlulukları bildirgesinin etik ilkelerine aykırıdır.

Mülteci dramının seyirlik bir oyun haline indirgenmesi kadar tehlikeli bir şey olamaz. Mülteci sorununun cesetler ile seyirselleştirildiği, ölümün medyatikleştirildiği bir gösteri toplumunda yaşıyoruz.

OMBUDSMANLAR NE DİYOR?

BELMA AKÇURA (Milliyet gazetesi)

Ben fotoğrafın yayımlanması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle başında askerin beklediği, hareketsiz olan hali, dünyanın mültecilerle ilgili politikasının resmini ortaya koyuyor. Dolayısıyla burada çocuk haklarını ve insan hakları gibi konuları aşan, olayı dramatize etmemizi engelleyen bir durum var. Avrupa ve dünya ülkelerinin mülteciler konusunda izlediği politikanın yanlışlığının fotografıdır. Dünyada 50 milyon mülteci var ve bu fotoğraf bunun özetidir. Normalde, çocukların şiddet görmesi ve çocuk tacizi gibi konular akla gelince, bu tür fotoğrafların yayımlanmasına karşıyım. Ama bu fotoğraf söz konusu olduğunda iş değişiyo

GÜRAY ÖZ (Cumhuriyet gazetesi)

Bu fotoğraf günümüzün en büyük dramlarından birisini gözümüzün içine sokuyor. Kendimizi görmemenin, duymamanın konforundan kurtarmak istiyorsak bu yürek yakan fotoğrafa iyi bakmalıyız ve herkesin bakmasını da sağlamalıyız. Fotoğrafın yayımlanması değil, yayımlanmaması büyük bir yanlış olurdu. Yayımlanmalı mı tartışmasını da doğrusu abes buluyorum.