'Gülen ile de ilgili soruşturma neyi gerektiriyorsa yargı gereğini yapacaktır'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ÇAD Başbakanı Kalzeube Payimi Deubet ile ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakanlık'ta gerçekleştirilen basın toplantısında Davutoğlu, 14 Aralık operasyonu kapsamında Fethullah Gülen hakkında kırmızı bülten hazırlığı olup olmadığı sorusu için, "Fethullah Gülen ile de ilgili soruşturma neyi gerektiriyorsa mutlaka yargı onun gereğini yapacak" dedi.

'Gülen ile de ilgili soruşturma neyi gerektiriyorsa yargı gereğini yapacaktır'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.12.2014 - 19:17

Başbakan Davutoğlu, "Fethullah Gülen'le ilgili de soruşturma neyi gerektiriyorsa mutlaka yargı onun gereğini yapacak. Bizim, buradan şu veya bu yorumda bulunmamız doğru değil ancak yargı süreci içinde bir talep söz konusu olursa kırmızı bülten ve diğerleri, herhangi bir suç söz konusu olduğunda hangi işlem yapılıyor ise hiçbir ayrım gözetmeden eşit durumdaki bir vatandaşa ne uygulama yapılırsa o yapılır. Bu konuda da kararlılığımız kesindir" dedi.

 

"PAKİSTAN İLE DAYANIŞMAMIZI İFADE ETMEK ÜZERE MİLLİ YAS İLAN ETME KARARI ALDIK"
Konuşmasının başında Pakistan'da meydana gelen okul baskınında hayatlarını kaybeden öğrenci ve öğretmenler için yarın Türkiye'de milli yas ilan edileceğini açıklayan Davutoğlu, "Dost ve kardeş Pakistan'da terör saldırısında hayatlarını kaybeden öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz için bir kez daha taziyelerimizi iletmek istiyorum. Türkiye ve Pakistan hangi konuda olursa olsun hangi felaket veya saldırı ile karşı karşıya kalırsa kalsın her zaman omuz omuza olmuştur. Her zaman dayanışmanın en güzel örneklerini sergilemiştir. Ben bütün milletimiz adına dost ve kardeş Pakistan halkına bir kez daha taziyelerimi sunuyorum. Bu saldırıyı gerçekleştiren barbarca saldırıyı gerçekleştirenleri bir kez daha en şiddetli şekilde kınıyorum. Yarından geçerli olmak üzere Pakistan ile dayanışmamızı ifade etmek üzere bir günlük milli yas ilan etme kararı aldık. Bu oradaki hayatlarını kaybeden o küçük öğrencilerimiz, değerli misyon ifade eden öğretmenlerimiz için hissiyatımızı paylaşmak için yapılabileceklerin en asgarisidir. Bugün Navaz Şerif ile de görüşmeyi planlıyorum. Ne gerekiyorsa ne çalışma yapmak gerekiyorsa Türkiye Pakistan ile dayanışmasını sürdürecektir" diye konuştu.
 
"SAYILARI ZAMANLA KADEMELİ OLARAK ARTTIRIRIZ"
Türkiye'nin ÇAD'lı öğrencilere verileceği belirtilen bursa yönelik çalışmaların ne aşamada olduğu sorulan Davutoğlu, "Şu anda 198 ÇAD'lı öğrenci eğitim görüyor. Yılda da 38 öğrenci alıyoruz lisans ve yüksek lisans. Bu sayının önce 50 diye konuşmuştuk ama önümüzdeki yıldan itibaren 100'e çıkması için gerekli talimatları verdim. Onların öğrencileri bizim de öğrencilerimizdir. Sayıları zamanla kademeli olarak arttırırız. Geçen sene ocak ayında verdiğimiz söz zaten bir artış getirdi. Bunu daha da arttıracağız" ifadelerini kullandı.
 
"DAHA YÜRÜYEN BİRÇOK SORUŞTURMA VAR, ZAMANI GELDİĞİNDE YARGIYA İNTİKAL EDECEK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, sınav sorularının çaldığına yönelik açıklamaları ile 14 Aralık operasyonu kapsamında dosyada Fethullah Gülen'in isminin geçtiği iddiaları sorulan Davutoğlu, "Tamamıyla yargısal bir süreç olarak yürütülen bu çalışmalar yargı sürecidir. Hukuk devleti içinde nasıl olması gerekiyorsa o şekilde yürümektedir. Çok değişik içeride ve dışarıda spekülasyonlar son derece haksız yorumlar yapılıyor. Bu konularda herhangi bir yargı süreci işlediğinde hemen sürecin özünden daha çok bunun siyaset konusu edilerek istismarı yönünde çabalar görülüyor. Mağdur olan bir grup adına bir vatandaşın yaptığı şikayetle başlayan bir süreç. Daha birçok yürüyen soruşturma var. Kamu alanıyla ilgili yürütülen soruşturmalar var. Onlarla ilgili çalışmalar zamanı geldiğinde yargıya intikal edecek. Dün başlayan yargı süreci hükümetimizle değil Türkiye'de insan hakları ihlali bakımından bir dönüm noktası olabilecek bir davadan bahsediyoruz. Bundan 4 sene önce bir grup vatandaşımız haksız ve tamamıyla temelsiz deliller üretilmek suretiyle kendilerince bir çalışma içerisindeyken silahlı terör örgütü olarak gösterilip 17 ay haksız yere hapishanede kalıyorlar. Bir de terör örgütü suçlamasıyla karşılaşıyorlar. Bu şikayet yargıya intikal ettiğinde yargı süreci bu şikayetle ilgili çalışma yürütüyor. Dünkü çalışma bunun geldiği aşamada yargısal anlamda yapılması gereken bir çalışmadır. Siyasi direktifle ya da tamamıyla siyasi mahiyette basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir faaliyet değildir. Yürütülen süreç basın özgürlüğü ile alakalı değildir. Suçlamalar basında yapılan bir faaliyetle ilgili değildir" şeklinde konuştu.
 
"OPERASYON YÜRÜRKEN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ANLAMINDA KISITLAMA GÖRDÜNÜZ MÜ?"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 14 Aralık operasyonu ile ilgili sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Özellikle bu vatandaşlarımızın insan hakları ihlali bağlamında mağdur edilen vatandaşlarımızın şikayetlerine dönük olarak yapılan bir soruşturma neticesinde atılan adımlar bu suçlamaların ve bu mağduriyetin üstünün örtülmesi için basın özgürlüğü alanına çekilmeye çalışılmaktadır. Yargıda bu çalışmayı yürüten bütün yetkililere hitaben şunu söylemek isterim. Bu tamamıyla hukuki bir süreçtir ve yapılması gereken ne ise yapılacaktır. Özellikle AB'den gelen bu açıklamalar bu anlamda olayın daha mahiyeti ortaya konmadan soruşturmanın kendisi yürütülürken yapılan açıklamalarda hukuk devleti mantığıyla uzlaşabilir açıklamalar değildir. Hepimiz takip edeceğiz. Yargı sürecine herkes saygı gösterecek. Sonuçta savcı iddianamesini hazırlar. Oradaki iddialar görülür. Yapılacak yorumlar ondan sonra yapılır. Kimse hukuk devletine layüsel değildir. Yani hesap verilmez konumda değildir. Suç işleyen birinin gazeteci olması siyasetçi olması ya da başka bir mesleği icra ediyor olması o suçun gereğinin yapılmamasını gerektirmez. Kim herhangi bir suça iştirak etmişse mesleğinden bağımsız olarak o suçla ilgili hukuki işlem yürütülür. Basın özgürlüğünü kısıtlayan bir çalışma varsa ona karşı da tavır alırız. Türkiye'de bir taraftan bu operasyon yürürken bir taraftan da basın özgürlüğü anlamında herhangi bir kısıtlama gördünüz mü? Herhangi bir yorum kısıtlandı mı? En ağır ifadelerle hükümete dönük olarak ki hükümet bu işin bir parça değil. Hükümete dönük en ağır ithamlarda bulunuldu. Hakaretlerde bulunuldu dün ve bugün. Herhangi bir basına kısıtlama mı getirildi? Hayır. Çünkü burada mesele basın özgürlüğü değil. Bir grup vatandaşımızın mağduriyeti ile başlayan bir süreç. Kimse işlediği eylemlerin getirdiği sorumluluktan kaçamaz"
 
"HERHANGİ BİR SUÇ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA KIRMIZI BÜLTEN VEYA DİĞERLERİ NE UYGULAMA YAPILIRSA O YAPILIR"
Fethullah Gülen hakkında kırmızı bülten hazırlığının söz konusu olup olmadığı sorusuna Davutoğlu, "Fethullah Gülen ile de ilgili soruşturma neyi gerektiriyorsa mutlaka yargı onun gereğini yapacak. Bizim buradan şu veya bu yorumda bulunmamız doğru değil ancak yargı süreci içinde bir talep söz konusu olursa kırmızı bülten veya diğerleri, herhangi bir suç söz konusu olduğunda hangi işlem yapılıyor ise hiçbir ayrım gözetmeden eşit durumdaki bir vatandaşa ne uygulama yapılırsa o yapılır. Bu konuda da kararlılığımız kesindir. Bahsettiğin diğer konularda da soruşturmalar ve yapılan çalışmalar sürüyor. Kamuya intikal etmesi gereken hususlar olursa bunu hukuk devleti kuralları içinde gerekli açıklamalar yapılır" diye yanıt verdi.
 
"MÜLTECİLERİN İHTİYAÇLARI AFAD'IN ÇALIŞMALARIYLA YÜRÜTÜLÜYOR"
Türkiye'nin Suriyeli mültecileri ağırlarken sorunlar ile nasıl baş ettiği sorulan Davutoğlu, "Bir seferde insanlık tarihinin belki de en fazla mülteci akınına uğrayan ülkelerinden biriyiz. Daha önce yaşadığımız tecrübeler dolayısıyla oluşturduğumuz bir kurum var AFAD diye adlandırdığımız. İhtiyaçları karşılamak üzere son derece profesyonel, kurumsallaşmış bir yapıdır. Bu yapı da mülteciler gelir gelmez kamplarda en iyi şartlarda ağırlanıyor. Kamplar dışında mülteciler söz konusu olduğunda da onların da şehirlerde kalan mültecilerin de sağlık, eğitim ihtiyaçları yine AFAD ve ilgili bakanlıklarımızın çalışmalarıyla yürütülüyor. Bu konuda ÇAD'a her türlü desteği vermeye hazırız. Bu çalışmaların nasıl yürütüleceği hususunda bilgi ve tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız. Biz bunu insanı bir görev olarak yapıyoruz" açıklamasında bulundu.
 
"NE YAPILACAKSA SADECE CUMHURBAŞKANIMIZI VE BENİ İLGİLENDİRİR"
Ak Parti Milletvekili Binali Yıldırım'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'na 5 Ocak'ta başkanlık edeceği yönündeki açıklamaları ile kabine toplantılarının iki aylık periyotlar halinde yapılacağı yorumları hatırlatılarak periyodik tablonun kendisini rahatsız edip etmeyeceği sorulan Davutoğlu, "Geçen hafta Meclis görüşmeleri esnasında Kılıçdaroğlu'nun bir ifadesi üzerine de söylediğim gibi cumhurbaşkanımız ile bizim ilişkilerimiz siyasetle başlamadı. Siyasetle de sürecek ve bitecek ilişkiler değildir. Doğası gereği tamamıyla ortak bir dava arkadaşlığına ve ortak bir ideale dayanan ilişkilerdir. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı ve başbakanı olarak da devlet geleneği ve anayasal çerçeve içinde ilişkilerimizi tanzim etme konusunda şu ana kadar örnek bir tavır sergiledik. Sergilemeye devam edeceğiz. Hiçkimse bu ilişkilere nüfuz edemez. Ne cumhurbaşkanımız ne ben bu ilişkilerin herhangi bir şekilde kamuoyu önünde basın önünde ilişkilerin doğası ile ilgili müdahil olunmasına izin vermeyiz. Ne yapılacaksa ne konuşulacaksa sadece cumhurbaşkanımızı ve beni ilgilendirir. Hangi adımlar ne zaman atılacaksa birlikte istişare içinde karar veririz. Bunu da gerektiğinde kamuoyuyla paylaşırız.  Bunun dışında yapılacak yorumların bir anlamı yoktur" dedi.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler