Gülmek direnmektir
GÜLŞAH ELİKBANK
Hayat, insanın cesaretine göre küçülür ya da büyür, diyor çok sevdiğim bir yazar. Elbette insanın korktuğu vakitler, her şeyin ve herkesin üzerine geldiğini hissettiği zorlu zamanlar oluyor. O dar vakitlerde yapılan seçimler belirliyor yaşamın yönünü. Karanlık sadece cesurların yolunu aydınlatır, derim hep. Çünkü cesaret insana gereken ışığı ve ilhamı verir. Gönül gözü çok keskin bir görüşe sahiptir, bakması için izin verirsek… İzmir’de, kendimi en mutlu hissettiğim kentin yeni uyandığı saatlerde bunları düşünüyorum. Kadın bir okurumdan gelen bir mesaj çınlıyor zihnimde: Ben de sizin gibi kızını yalnız büyütmeyi seçmiş bir anneyim ama kendimi sizin kadar başarılı bulmak bir hayal gibi geliyor, yazmış bana. Nasıl böylesi zor bir ülkede ayakta kalabildiğimi soruyor. Sorusu kalbimi acıttı doğrusu. Belki de yaptığımız en büyük hata, karşımızdaki insanın gülen yüzüne aldanıp, derdi tasası olmadığını düşünmemiz. Oysa hayata gülerek direnmek de mümkün. Kimsenin benden gülüşümü çalmasına izin veremem. Bu benim hayata tutunma yöntemim. Attığım her kahkaha hayatın suratına çarptığım afili bir tokat belki de. Direnmenin bildiğim, öğrendiğim en etkili yöntemi.
Sesle sarılmak mümkün
Biliyorum elbette, herkesin dayanma gücü, yaşamdan beklentisi, üzüntüleri, kederleri farklı. Bu nedenle zamanla geçer, sözü en işe yaramaz öğüttür. Zaman geçebilir ama acı kalır, mühimi o acı ile başa çıkmayı öğrenebilmektir. Dostlar en iyi ilaçtır böylesi zamanlarda, mesafe fark etmeksizin. Bir insan size sesiyle de sarılabilir. Yakınlık mesafelerle ölçülmez ki. Kurtuluş tek başına gerçekleşmeyecek derken tam da bunu kast ediyorum aslında. Çünkü insan ancak bir başkasının yarasını sardığında kendisi iyileşebiliyor. Üstelik bu şehrin sokaklarından geçmiş şairin dediği gibi, bazı yaralar yararlıdır buna inan, bazı yaraların ortasından küçük bir el, sanki geçmişine çiçek uzatır. Bazı yaralardan sızan kanla tüm geleceğin yıkanır. Bizi oluşturan yapıtaşları düne ve bugüne ait. Gelecekte olacağımız insan bugünlerde başımıza gelenlere verdiğimiz tepkilerle, aldığımız kararlarla, gülüp geçtiklerimizle şekilleniyor. Gelecek, dünle bugün arasında bir yerde, onu yakalamak ve gözlerinin içine cesurca bakmak zorundayız. Sevmek birçok şeyi göze almaktır, derken şair belki de bunu söylüyordu bize. İnsan kendisini severse, kendine inanırsa bulanık zamanlarda dimdik durabilir.
Kadın kendini doğurur
En sevdiğim romanlardan biridir: Sana Gül Bahçesi Vaat Etmedim. Şizofren bir genç kızın büyürken yaşama karışma sancısını, hayatı anlamlandırmasını, zihninin içinden gerçekliğe uzanan zorlu macerayı anlatır. Tedavi bitip de kahramanımız hayata döndüğünde, kalbinin acıdığından yakınır. İşte o zaman doktoru ona şunu hatırlatır: Hayat tam da böyle bir şey. Hayattaysan, uyanık bir zihnin varsa, acı çekeceksin. Sana gül bahçesi vaat etmedim, yaşama karışmayı vaat ettim. Burada keder, hüzün, karanlık, kötülük, gözyaşı da var, mutluluk, neşe, coşku, dostluk ve aşk da… Büyürken, olgun bir insana dönüşürken, bu duyguların dengesini öğrenmek asıl mesele. Hayat en iyi öğretmendir, onu duymayı bilmek gerek. Tıpkı insanın iyilikle kötülük arasındaki ince çizgide aynı bir ip cambazı gibi yürüdüğünü anlamak gerektiği gibi. Cehennem acı çektiğiniz yer değildir, acı çektiğinizi kimsenin duymadığı yerdir, diyen Hallacı Mansur’u hatırlayalım ve birbirimizi duymayı öğrenelim, kimsenin acısına sağır kesilmeyelim. Her kadının, her yaşta, yaşamını yıkıp yeniden inşa edebileceğine inancım sonsuz. Yeter ki içindeki atalarının gücünü hatırlasın. Kadın yaşam doğurandır, kendisini de yeniden doğurabilir isterse.
CUMHURİYET Pazar
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Akaryakıt tankeri patladı!
- Kızılcık Şerbeti'nin 'Nilay'ı senaryoyu ifşa etti!
- 'Daha sert adımlar atacağız'
- İşte 500 bin liranın aylık getirisi!