HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen'den AKP ve MHP'ye çağrı: 330'u bulursanız...

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "330'u bulur bu paketi Meclis'ten geçirip halka giderseniz açık çağrıda bulunuyoruz, cezaevindeki vekillerimizi bırakın; siz yüzde 65'siniz, biz yüzde 13'üz bakalım kim kimi yeniyor, halk kimin arkasında duruyor?" dedi.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen'den AKP ve MHP'ye çağrı: 330'u bulursanız...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.01.2017 - 13:08

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen TBMM'de partisinin grup toğllantısında konuştu. AKP ve MHP'ye çağrıda bulunarak "330'u bulur bu paketi Meclis'ten geçirip halka giderseniz açık çağrıda bulunuyoruz, cezaevindeki vekillerimizi bırakın; siz yüzde 65'siniz, biz yüzde 13'üz bakalım kim kimi yeniyor, halk kimin arkasında duruyor?" dedi.

Bilgen, Sur'da yaşanan çatışmalarda aralarında çocuklarında olduğu sivillerin tahliyesi sırasında ortaya çıkan görüntüler için de, "JÖH-PÖH kim kameraya aldıysa, kim talimat vermiş bilmiyoruz. O çocukların maruz kaldıkları muameleyi gören herkesin insanlığından utanması lazım. Kürt olmak Alevi olmak... Bütün bunlar insan olmakla ifade eder" dedi.

Meclis'in tarihin en zor günlerinden birini yaşadığı belirten Bilgen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Bu parlamento bu içtüzükle yürümez" sözlerini hatırlattı. Bilgen, şunları söyledi: "Eğer gerçekten anayasa değişikliği güçler ayrılığı ilkesini taşısaydı bir cumhurbaşkanı yasama ve denetim işlevi gören halk adına bu görevi yapan organı kendisi için tehlikeli, rahatsız edici görmezdi. Cumhurbaşkanı parlamentonun neyinden rahatsız? Yasama faaliyetlerinden mi denetim faaliyetinden mi?

"2008'den buyana en kötü rakamlar"

Bilgen, Türkiye'nin çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi ve ekonomik krizi gündemine aldı. TÜİK'in açıkladığı işsizlik verilerini dikkat çeken Bilgen, "2008'den bu yana en kötü rakamlar. Son bir yıl içinde 500 bin kişi işsiz kalmış durumda. İstihdam açığı neredeyse her yıl 900 bin kişiye iş imkanı oluşturulması sorumluluğu yüklüyor. Ülkeyi yönetenler her yıl 900 bin kişiye iş bulmak zorunda. Ama işsizlikle ilgili bu acı tabloyu parlamento kendine dert etmiyor" dedi.

"TL değer kaybediyor"

Bilgen, TL'nin değer kaybına da işaret etti ve "TL değer kaybediyor. Yükselen dolar olsaydı bütün dünyada bu yönlü bir seyir yaşanırdı. Değer kaybeden TL'nin bir biçimde özellikle satın alma gücü için emekçiye ödetilen yükü yaşıyoruz... Türkiye buğday ithal eden bir ülke haline geldi. İster simit ister emek ister hamburger hesabı yapın. Sonuç olarak ekonomi kötü durumdadır. Bunun bedelini küçük esnaf emekçi öder. Bu koşullar altında bu kadar ağır bir ekonomik tablo altında bu parlamento geçen haftayı bir kişi için yeni bir anayasa yapma çalışmasıyla geçerdi" diye konuştu.

"Köpek giremez" polemiği

Anayasa görüşmelerinde "Köpekler giremez" şeklinde yazılı kağıt tutan AKP'li vekiller için de Bilgen, ünlü bir fablla şöyle cevap verdi: "Köpekler tarih boyunca insanlığın yol arkadaşıdır ve sadakati temsil ederler. İbretlik fabllar vardır. Tavşan ile tazının hikayesi. Tavşan avcının hedefidir. Tazı tavşanı kovalar, nefesi yetmez. Tavşan da durur tazıyı izler. Tavşana seslenir tazı, 'Ey tavşan kardeş benim bacaklarım senden uzun, senden daha güçlüyüm ama sana yetişemiyorum.' Tavşan ibretlik bir cevap verir: 'Sen iki kemik için koşuyorsun bense yaşamak için koşuyorum.' Siyaseti hangi değerler için yapıyorsanız gücünüz o kadar olur. Sadece parti başkanı için siyaset yapıyorsanız nefesiniz yetmez."

"Soykırım ve Kürdistan" tartışmaları

Bilgen, HDP’li vekil Garo Paylan'ın "soykırım" ifadesi üzerinden ceza alması ve ceza verilmesi konusunda AKP, CHP ve MHP'nin anlaşmasına dair de şunları söyledi: "Bu çatı altında her türlü seviyesiz hakaret ve küfre ceza verilmezken arkadaşımız kullandığı kavramdan 3 birleşim ceza verildi. Bu kavram siyasidir, hukukidir. Kullanmak isterseniz kullanırsanız. Kullananı bu çatı altında görmeye cesaretiniz yoksa bu bir tahammülsüzlüğün ifadesidir. 'Kürdistan' tartışmasında partiler arası ittifak gerçekleşti. Tarihin 10 yılında kullanılmış bir ifade olduğu dillendiriliyor. Bunu söyleyenin de hiçbir önemi olmuyor. Hep birlikte alkışlıyorlar. Ulus'taki bina hala ayakta. Zahmet edip 2 kilometre ileriye gitseler. Şimdi müze olan Meclis’in duvarlarında yazılan isimlerin yanındaki sıfatlara baksalar. İsimlerinin altında Kürdistan ve Laziztan mebusu yazdığı görülür. Ama hiçbir şeyi anlamayı, öğrenmeye niyetleri de yok cesaretleri de yok."

Bilgen'in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

Zaten soru önergelerine neredeyse dostlar alışverişte görsün gibi bakanlıkların tanıtım broşürlerini gönderiyorlar. Cumhurbaşkanı sadece parlamentodan mı rahatsız yoksa siyasi partilerden mi rahatsız merak ediyoruz. Grup toplantılarının da yapılması Cumhurbaşkanı’nı rahatsız ederse grup toplantıları da iptal edilebilir mi? Soru önergelerini kaldıranlar grup toplantılarını kaldırma inisiyatifi de verebilir. Dört parti fazla geliyor 2 olsun diyor. Paket onun istediği gibi geçerse 2 parti de fazla tek olsun diyecek. O zaman söylenecek söz ve zemin kalmayacak."

Son bir yıl içinde 500 bin kişi işsiz kalmış durumda. Ama Meclis’in gündemi bu değil.

Milletvekilleri kızgınlıklarını hayvanlar üzerinden ifade ediyorlar. Köpekler insanoğlunun yol arkadaşıdır.

Garo arkadaşımız "ben kılıç artığıyım" diyor. Duyunca yüzünüz kızarmıyorsa, o çatı altında onu görmeye tahammülünüz yok demektir. Başka ülke parlamentolarında soykırımı reddetmenin çeşitli cezaları var. Siz kalkıp oralarda reddedenleri nasıl eleştireceksiniz?

"Kürdistan kelimesinin tarihi gerçekliği yoktur" diyorlar. Meclis kurulduğunda vekil adlarının altında "Kürdistan mebusu"yazıyordu.  Ulus'taki bina hala ayakta. Zahmet edip 2 kilometre ileriye gitseler. Şimdi müze olan Meclis’in duvarlarında yazılan isimlerin yanındaki sıfatlara baksalar. İsimlerin altında Kürdistan ve Laziztan mebusu yazdığı görülür"

Sur’da güya siviller tahliye ediliyorken 9-10 yaşında çocukların maruz oldukları muameleyi görenlerin insanlığında utanması lazım.

Kürt, Sünni, Alevi, Türk olmak, insan olmak şartıyla anlam ifade eder. İnsanlığınızı yitirmişseniz kim olduğunuzun anlamı yoktur.

Nazım Hikmet diyor ki, “Dövüşebilirim. Haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey için” Biz de haklı bulduğumuz şeyler için dövüşeceğiz.

12 Eylül’de 30 bin kişi işten çıkarıldı, bugün 135 bin kişi. 12 Eylül’de 120 akademisyen ihraç edildi, bugün 7 bin akademisyen.

Nazilerin sloganı “Tek millet, tek devlet, tek lider”. En çok övündükleri şey de “geniş otobanlar”. Tanıdık geliyor değil mi?

330'u bulur bu paketi Meclis'ten geçirip halka giderseniz açık çağrıda bulunuyoruz, cezaevindeki vekillerimizi bırakın; siz yüzde 65'siniz, biz yüzde 13'üz bakalım kim kimi yeniyor, halk kimin arkasında duruyor?



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler