İftiralar tek tek yanıt buluyor
"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan gazetemiz yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra başladı. 12'si tutuklu 19 kişinin yargılandığı davanın üçüncü gün oturumunda iddialara dayanak olan parkeci, pideci, tamirciden sonra turizmci irtibatı da yalanlandı.
Cumhuriyetçilerin yargılandığı davanın ikinci gününde Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu, gazetemiz hakkındaki iftiralara cevap verdi. Davanın gazetecilere gözdağı vermek için açıldığını söyleyen Sabuncu, “Hangi bedel ödetilmeye çalışılırsa çalışılsın, Mumcu, Selçuk, Dink, Anter ve Göktepe’nin yolundan dönmedik, dönmeyeceğiz” dedi.
ÖRGÜT ÇIKARAMAZSINIZ
Gazetemizin avukatlarından Bülent Utku, son dönemde yaşanan hukuk ihlallerinden örnekler vererek “Zamanın ruhunun bizleri getirdiği nokta budur. Bu koşullara ve ruha karşı çıkıyorum. İnsanların cesaret hakkı vardır. Ben bu hakkımı sonuna kadar kullanacağım” diye konuştu. Bülent Utku, “Cumhuriyet’ten örgüt çıkaramazsınız” dedi.
Murat Başol'un çizgileriyle Cumhuriyet Davası
ARADIĞI KİŞİ PİDECİ!
Cumhuriyet Gazetesi Ombudsmanı Güray Öz, FETÖ şüphelisi bir kişiyle iletişim kurduğu suçlamasına çarpıcı bir yanıt verdi. Güray Öz, “İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin, hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki” diye sordu.
ELE GEÇİRME DEĞİL SEÇİM
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Önder Çelik, vakıf seçimi nedeniyle ceza davası açılmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak “Vakıfta ele geçirme yok, seçilme var” dedi. 6 yıl önce oto tamir parası olarak 345 TL gönderdiği hesap sahibinin, 8 yıl önce çalıştığı şirket hakkında işlem yapıldığı için kendisinin şüpheli sayıldığını anlatan Çelik “Bu kadar olmaz” dedi.
Ahmet Şık duruşmalar nedeniyle bu hafta olan açık görüş haklarınn verilmeyeceğni bu sorunu mahkeme heyetinin çözebileceğini söyledi
Önder Çelik'in savunması bittikten sonra Ahmet Şık söz istedi. Şık, 'Cezaevinde bir hak kısıtlamasıyla karşı karşıyayız. Bu hafta ailelerimizle birlikte görüşeceğiz. Bizlere, 'Eğer mahkemeye gitmeyip burada kalırsanız görüş hakkınızı kullanabilirseniz' dediler. Yani ya benimsin ya 27'nci Ağır'ın demek istiyorlar Dolayısıyla bu sorunu siz çözersiniz' dedi.
SAVCI ADETA REHİN
Gazetemizin avukatlarından Mustafa Kemal Güngör, savcı Murat İnam hakkında ağırlaştırılmış müebbet istendiğine işaret ederek “adeta rehin bir savcının” açtığı soruşturmada tutuklu olduklarını vurguladı. Savcılığın, geçerli olmayan bir hükümle kendilerini suçladığını söyleyen Güngör “Toplu cezalandırma anlayışı engizisyon döneminde bile yok” diye konuştu.
Hepsini istiyoruz
Gazetemiz yazar, çizer, muhabir ve yöneticilerinin yargılandığı davayı takip eden, “Cumhuriyet Davası Koordinasyonu”, “Bu dava Türkiye’de demokrasinin varlığı ya da yokluğunun test edildiği, başta basın ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm dünyada kabul görmüş evrensel düzlemdeki hak ve özgürlüklerin kullanılıp kullanılmadığının sınandığı bir dava” dedi.
Cumhuriyet Davası Koordinasyonu, davayı takip eden avukatlar ve Dışarıdaki Gazeteciler, gazetemizin davasının ikinci gününde Çağlayan Adliyesi’nde buluştu. “Hepsini istiyoruz, bu Cumhuriyet davası” pankartı açan grup, “Adalet, hakikat, özgürlük” dövizleri ve tutuklu Cumhuriyetçilerin fotoğraflarını taşıdı. Açıklamada ilk sözü alan avukat Kemal Aytaç, duruşmanın tüm dünyanın gündeminde olduğunu belirterek, “İki gündür duruşma sürüyor. Şu ana kadar dört arkadaşımız savunmasını ve ifadesini verdi. Aslında arkadaşlarımız ifade vermiyorlar, sorguluyorlar. Buradaki arkadaşlarımızla birlikte adaletin özgürlüğün peşindeyiz” dedi. Koordinasyon adına açıklamayı okuyan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, bu davanın sonucunun çok önemli olduğunu belirterek Türkiye’de 150’nin üzerinde gazetecinin tutuklu olduğunu söyledi. OHAL şartlarında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle yüzlerce kişinin işsiz kaldığını dile getiren Mavioğlu, “Binlerce gazeteci bu süreçte işsiz kaldı. İktidar medya kuruluşlarını ya ele geçirdi ya da boyun eğdirdi. Geriye kalan az sayıdaki muhalif medya ise ceza davalarının, para cezalarının kıskacı altında yok edilmeye çalışıyor. Sansürün kaldırılışının 109. yıldönümünde başlayan Cumhuriyet davası, tüm bu mesnetsiz, yalan ve düzmece iddialarla sürdürülürken, ilk iki günde yapılan savunmalar bile davayı tümden boşa çıkarmaya yetti” diye konuştu. Mavioğlu, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını talep etti.
ETS TURİZM
Gazetemiz yazarı Hakan Kara'nın FETÖ ile irtibatına delil gösterilen ETS turizm ilişkisi de çöken iddialardan. Kara savunmasında bu iddiaya şöyle cevap verdi:
"Kayıtların hiçbirini kabul etmiyorum. Bu kişileri tanımıyorum. Benim listemde son olarak ETS turizm var. Meğer ETS turizm şirketiyle ilgili bir FETÖ soruşturması sürdürülüyormuş. Hem de 2014'ten bu yana. ETS şirketi Türkiye'nin bilinen turizm şirketlerinden biridir. Cezaevinde yattığım 9 aylık süre boyunca neredeyse her akşam televizyondan ETS turizm şirketinin reklamlarını izledim.
Neredeyse her hafta okuduğumuz gazetelerde tam sayfa ETS şirketinin reklamları yayınlandı.
Birkaç tanesini ayırdım. Bunları mahkemeye kanıt olarak sunmak istiyorum.
ETS turizm şirketiyle telefon görüşmesi yaptığım doğrudur. 2015 yılında bebeğimizle rahat edelim diye 'bebek dostu' ucuz bir otel aradık. ETS turizmin web sayfasında bulduk. Sonra Kanyon AVM'ye gidip rezervasyon yaptırdık. Bu arada da havaalanından tesise yapılacak transferin saatini belirlemek için birkaç kez şirket yetkilileriyle telefonda konuştuk. Şimdi bu suç mudur?
Eğer bu şirket üzerinden rezervasyon yapmak, telefonla görüşmek suçsa, nasıl oluyor da gazetelerde sayfa sayfa reklamları yayınlanıyor? Bu şirketi hemen kapatmak gerekmez mi?
Bu şirketin her yıl 600 bin kişiyle bağlantı kurduğu belirtiliyor. Şirket hakkında 2014 yılında bir soruşturmanın başlatıldığı söyleniyor. Her yıl 600bin kişi şirketle bağlantı kurduğuna göre 2014 dahil 2017'ye kadar 4 yıl geçti. Demek ki bugüne kadar 2.4 milyon kişi şirketi aramış. Demek ki 2.4 milyon kişi potansiyel suçlu durumunda. Böyle bir suçlama olabilir mi? Bu mantığa sığar mı" dedi.
Canlı Blog
22.30 - Duruşma yarın 13.30'da devam edecek.
22.24 - Mustafa Kemal Güngör'ün savunması sona erdi.
22. 07 - M. Kemal Güngör: Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticileri için önce terör örgütlerine yardım suçu nedeniyle ceza verilmesi isteniyordu. Daha sonra, kamuoyunda daha farklı bir algı yaratmak ve bizleri itibarsızlaştırmak maksadıyla iddianameye aslında Asliye Ceza Mahkemesinin görev alanına giren bu suçlama da ilave edildi.
21.53 - M. Kemal Güngör: Bizde gazetecilik ticari faaliyet değil,demokratik bir toplum yolunda olmazsa olmaz bir kamu hizmetidir
21.51 - M. Kemal Güngör: Cumhuriyet Gazetesinde editoryal bağımsızlık vardır. İlkesel olarak yayın yönetmeni ve yazı işleri yönetiminin editoryal tercihlerine müdahale edilmez. Vakıf ve Gazete Yönetim Kurulu üyeleri yayına karışmazlar. Bizim yayın işleriyle ilgili yetkimiz yoktur. Böyle bir sorumluluk anlayışı olamaz. Bu türden toplu cezalandırma anlayışı Ortaçağ’daki Engizisyon döneminde bile olmamıştır. Kolektif sorumluluk faşizm dönemlerinde uygulanmıştır Çağdaş hukukta böyle bir sorumluluk anlayışının yeri yoktur.
21.47 - M. Kemal Güngör: Savcımıza sormak isterim: Bir savcı PKK'li olsa, siz de PKK'ye yardımla suçlansanız ne hissederdiniz?
21.46 - M. Kemal Güngör: FETÖ'nün kitabını yazan H.Çetinkaya'yla birlikte şimdi FETÖ'den yargılanıyoruz. Bu,dava değil, operasyon
21.42 - M. Kemal Güngör: Bu salonların yabancısı değilim.32 yıllık avukatım. Biz Cumhuriyet'le büyüdük
21.39 M. Kemal Güngör savunmasına başladı
21.27 - Önder Çelik'in savunması tamamlandı.
21.26 - Önder Çelik: Hoşa gitmeyen yazı ve haberlerle “örgüte yardım” gibi niyetler okuyarak suç çıkartılamaz
21.24 - Önder Çelik: Cumhuriyet muhasebe çalışanı Emre İper ile irtibatım tespit edilmiş 14 defa ben aramışım 8 defa beni aramış. Cumhuriyet gazetesi muhasebe finans sorumlusu olan Emre İper ile irtibatlı olmak kadar doğal bir şey olamaz. Üsletik Emre İper, telefonunda Bylock bulunmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olduğu halde Nisan 2017'de tutuklanmıştır.
21. 20 - Önder Çelik: 01 Aralık 2011'de Yasemin Mutlu'ya 345 TL para göndermişim. Para gönderdim çünkü bu para oto tamir bedeli karşılığıdır. 4 Levent İstanbul Oto Sanayi Sitesi'nde iş yeri (tamirci) olan Kadir Mutlu'nun bildirdiği hesaptır ve arabamın tamiri karşılığı istediği bedeldir. Bana verdiği hesap nosu büyük olasılıkla soyadı benzerliği dikkate alındığında yakını veya iş yeri sahibi adına açılmış bir hesap olmalıdır. Şüpheli hareketin kaynağı olarak gösterilen 2011 yılında oto tamir ücereti olarak gönderdiğim 'oto tamir bedeli; hesap sahibinin bu işlem tarihinden 2 yıl önce çalıştığı işyerinin soruşturma geçirdiği için ve benim de tarmirciye gönderdiğim tamir bedeli 345 TL'lik işlem bu nedenle şüpheli görünüyor ve ben de şüpheli para hareketin var suçlamasıyla karşılaşıyorum.
Bu örenlerden birisidir. Gülünç iddialar beni şüpheli yapmaz ve suçlama konsu olmaz
21.13 - Önder Çelik: Vakıftan değişik zamanlarda Yenigün Haber Ajansı A.Ş.’ye verilen borçlar, Vakfın değişik toplantılarında görüşülmüştür. Cumhuriyet gazetesi yayınının kesintiye uğramaması için gerekli olduğu anlaşıldığından Yönetim Kurulunun mutabakatı ile gerçekleştirilmiştir ve yasal mevzuata uygun olduğu kanaatindeyiz.
21.10 - Önder Çelik: Gazeteciliğin asıl amacının kamu yararı olduğunu tekrarlamama gerek yoktur. Amaç azami kâr elde etmek hissedarlara kâr payı ödemek olmadığı gibi diğer ticari tüm yapılardan farklı olarak kamu yararına çalışmayı sürdürebilmektir Bu amaç; Cumhuriyet Gazetesi gibi nitelikli bir misyon üstlenmiş gazete olarak çok daha anlamlıdır. Kuşkusuz Dünyada ve ülkemizde yaşanan finans ve döviz krizinden Şirketimiz de etkilenmiştir. Sektörde bir çok gazete yayın hayatına son vermiştir. Kapanan birçok gazeteye karşın Cumhuriyet ağır ve zor koşulları atlatmış ve ayakta kalmayı başarmıştır.
21.00 - Önder Çelik: Cumhuriyet bir ticari kuruluş olmanın ötesinde adını Mustafa Kemal'in verdiği bir gazetedir.
20.58 - Önder Çelik: İddianamedeki bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır. Gazete satışlarında 2013 yılından sonra düşüş yaşandığı imajı kasıtlı olarak yaratılmak istenmiştir. Liste üzerindeki bilgilerle oynanmış ve gerçek bilgiyi yansıtmayan miktarlar gösterilmiştir.
20.40 - Önder Çelik: Gazeteyi yayınlandıktan sonra görürüm. Okuyucu olarak ilgimi çekerse okurum. Suç ve cezanın şahsiliği ilkesi gereğince bana yöneltilebilecek bir tek suçlama yoktur. Zaten, gazetecilik suç değildir ve çalışma arkadaşlarım için yayından kaynaklanan iddia soyuttur ve savcılık yorumundan ibarettir.
20.38 - Önder Çelik: Muhalif bir gazetede çalışmak ve yönetici olmak suç değildir. Ama bunun siyasal iktidarlar gözünde bir “risk” olduğunun bilincindeyim. Laik, demokratik hukuk devletinden, özgürlükten ve adaletten yana olmak benim için vazgeçilmez bir dünya görüşüdür. Bu nedenle, iddiaların tümünü ve suçlamayı reddediyorum.
20. 36 - Önder Çelik: Cumhuriyet gazetesinin FETÖ'nün gerçek yüzünü anlatmak için yıllarca yürüttüğü habercilik anlayışı sonucu sadece gazetecilik yaparak halkı bilgilendirdiği, Devleti uyardığı gerçeğinin aksini kimse iddia edemez. Ama bu gün mahkemeniz önünde gerçeklere aykırı bir iddianamenin FETÖ/PDY terör örgütüne yardım ve yataklık suçlamalarına yanıt vermek zorunda kalıyorum.
20.33 - Önder Çelik: “Tehlikenin Farkında mısınız?” derken ne kadar haklı olduğumuz şimdi anlaşıldı ama bizler tutukluyuz.
20.32 - Önder Çelik: İddia makamı kendince seçtiği haber ve yazıları kendine göre yorumlamış, terör suçlamasına delil saymıştır.
20.30 - Önder Çelik - Hukuki bir seçimde “hukuka aykırılık” bulunduğu iddialarının “ele geçirme” gibi kriminal bir süslemeyle suçlamaya dönüştürülmesini, bu yolla yaratılmaya çalışılan “algı”ve bu yöndeki suçlamaları şiddetle reddediyorum.
20.25 - Önder Çelik - Cumhuriyet Vakfı'nın kuruluşundan beri danışma kurulu üyesiyim, İlhan Selçuk'un 2002'deki önerisiyle vakıf yönetim kurulu üyeliği yaptım. Cumhuriyet Vakfı kimsenin tapulu malı değildir. Asıl sorumluluk, Cumhuriyet gazetesinin Vakıf senedi ve yayın ilkeleri ışığında Cumhuriyet için görev almaktır. Görev ve sorumluluklarım hiç kimse tarafından suçmuş gibi ileri sürülemez.
20.18 - Önder Çelik - Hakkımdaki tüm suçlamaları reddediyorum. Rejim ne zaman temel değerlerinden uzaklaşmışsa Cumhuriyet hep suçlanmış, baskılarla karşılaşmıştır.
20.15 - Önder Çelik, savunmasına başladı
20.00 - Akın Atalay - Vakıf üyeleri 2 senede bir yenilenir. Savcının sorusu resmi senedin dışında başka kişilere de değişmezlik, anlamına gelir. Benim de görev sürem 2 yıl. Bütün yönetim kurulu üyeleri değişecektir. Balbay'ı niye seçmediniz sorusu biraz tuhaf bir soru. Bu eşyanın tabiatına aykırı.
19.56 - Güray Öz - Mustafa Balbay CHP'de aktif görev aldı ve başkan adayı oldu. Ergenekon'da tutuklu olması nedeniyle görevine son verilmedi. Herhangi bir siyasi partide görev alan kişilerin yönetici fonksiyonunun olması doğru olmaz. Yeterli oy alamadı ve seçilemedi.
19.55 - Savcı Hasan Bölükbaşı - 18.02.2014'te yönetim kurulu toplantısında Mustafa Balbay yerine Eser Sevinç'in seçilmesi Mustafa Balbay'ın isteği miydi?
19.51 - Güray Öz - Hayır hiç gelmedi. İlk bahsettiğiniz Ayşe Yıldırım'ın yazısı. Köşe yazarlarının yazılarına müdahale edilmez.
19.50 - Üye Hakim - “Sigara izmaritlerini yere atmıyorlar” röportajı, “Fakirhaneme Malikane Diyorlar” manşetine tepkisi geldi mi?
19.45 - Güray Öz - Okurlar eleştirilerini iletebilirler. Okurlar yazarlarla aynı fikirde olmayabilir. Eğer öyle olsaydı bir yazarı kopyalayıp bir tek onunla devam ederdik. Türkiye'de siyasi tansiyonun yükseldiği zamanlarda Cumhuriyet'in tirajı artar. Kılı kırk yarar Cumhuriyet okuru. Bir kelimenin yanlış yazılmasını bile eleştirir. Pazartesi günleri gazetede eleştiri fırtınası eser, önce onlar okunur, hangi muhabir yanlış yapmış onlar okunur. Manşetten delil olur mu? Haberden delil olur mu? Neye bakacaksınız haberde? Karşıt görüşler var mı? Cumhuriyet'in yaptığı budur. Pek çok gazeteden farklıdır.
19.44 - Mahkeme başkanı Güray Öz'e "Cumhuriyet gerçekten FETÖ'cü oldu mu? Okur ne diyor?" sorusunu yöneltti.
19.35 - Güraz Öz - Anlaşılan artık okur temsilcisinin görevini nasıl yapması gerektiğine savcılar karar veriyor, gazeteciliği yargıladıklarını açık açık yazmakta sakınca görmüyorlar. Tekrar ediyorum, savcılar artık gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiğine kendileri karar veriyor ve yargılıyorlar. Ama gazetecilik yargılanamaz, mahkum edilemez, insanların özgürlüğüne ket vurulamaz, Bugün başarılı olsa bile yarına kalmaz.
19.30 - Güray Öz - Pideciye ettiğim telefon dosyaya giriyor. Pideci FETÖ'den bile soruşturulmamış.Ama ikincisi daha komiktir. İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya'da pidecidir, ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki... Arada bir, en son da doğum günümde bir pide ısmarlamışız. Yine son edindiğim bilgi ise söz konusu kişinin FETÖ'den değil başka bir olay nedeniyle soruşturulduğunu ve olay hakkında takipsizlik kararı verildiğini gösteriyor. Demek ki savcının iddialarının en başına yazdığı bu iddia da boş çıkmış durumdadır. Peki savcılar, mahkemelere sundukları iddianamelerde hiç araştırmadan bu türden iddialara nasıl yer verebiliyorlar?
19.28 - Güray Öz - Hazırlanan belge Yayın Kurulu üyelerinin (Ali Sirmen, Prof. Dr. Emre Kongar, Şükran Soner) onayına sunulmuş, daha sonra Vakıf Yönetim kurulunca kabul edilip yayımlanmıştır.
19.26 - Güray Öz - Bu belge dört kişilik bir komisyon tarafından hazırlandı. Komisyonun üyeleri Güray Öz, Hakan Kara, Tora Pekin ve bu davada savcıların kimi sözleri kanıt gibi gösterilmeye çalışılan kendisinin böyle bir tanıklığı reddettiğini söyleyen Mustafa Balbay’dır.
19.24 - Güray Öz - Cumhuriyet gazetesi baştan beri izlediği yayın çizgisini tam da yayın politikasının değiştiğinin iddia edildiği tarihlerde yayın ilkelerini yayımlayarak, anı belgeleyerek ortaya koymuştur.
19.21 - Güray Öz - Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının sürekliliğinin dayandığı temel, uyguladığı vakıf modelidir.Bu model yurtdışında da ilgiyle izleniyor. Özelliği sermaye sahipliğine dayanmaması, kar amacı gütmemesi, demokratik işleyişi ve en önemlisi redaksiyonla, editoryal alanla sahipliği birbirinden kesin çizgilerle ayırmasıdır.
19.20 - Güray Öz - Yayın politikalarını dengelere göre ayarlayanlar Fetullah cemaatini yere göğe koyamaz hale geldiler. Cumhuriyet gazetesinin ise bu konuda alnı aktır. Öncesinde de sonrasında da gazete bir meczubun peşinden gidenleri uyarmış, takiyeye dikkat çekmiş, yayın politikasındaki tutarlılığı korumuştur.
19.17- Güray Öz - Gazeteler yayın politikalarını değiştirebilirler. Bunun TCK ile cezalandırılması gereken bir suç olarak görülemeyeceği kanısındayım.
19.13 - Güray Öz -Kanunu'nun 91. maddesinde bu konunun altı çizilmektedir. Savcıların bir yayın politikası değişikliğinden söz etmeleri, bu davanın konusunun yazı, haber, makale kısaca gazetecilik olduğunun somut kanıtıdır. Zaten konu gazetecilik olduğu için de savcılar delil diye yalnızca haberden manşetten söz ediyor. Bir Cumhuriyet yazarı ve gazetenin ombudsmanı- okur temsilcisi olarak kendimi gazetelerin yayın politikaları le Cumhuriyet’in yayın politikası konusunda bilgi sahibi sayarım.
19.09 - Güray Öz - Savcının suçlamaları hukuki temelden yoksundur. Hemen söylemem gerekir ki suçlamalarda, yasaların suçlamaların şilerle bağlantısının kurulması ilkesi ihlal edilmiş, suçlamaların birtakım emarelere değil somut kanıtlara delillere dayanması gerektiği ilkesi göz ardı edilmiştir. Oysa somut delil zorunluluğu daha gözaltı aşamasında şart koşulmakta.
19.02 - Güray Öz - Laik, demokratik bir Cumhuriyet için çaba gösteren gazetecilik ilkelerine ömrü boyunca sadık kalmış bir gazeteci olarak şeriatçı, darbeci terör yöntemlerini benimseyen örgütleri desteklediğim, “üye olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek... Yardım ettiğim” iddiasını şiddetle reddediyorum.Soruşturmayi yürüten savcının FETÖ'den yargılanmasını da iddianamenin mesnetsizliğinin işareti sayıyorum!
19.00 - Güray Öz savunmasına başladı.
18.00 - Duruşmaya saat 18.30 a kadar ara verildi.
17.45- Avukat Ayhan Erdogan savcıya cevap veriyor: Soruşturma başlarken 'yeterli şüphe' deyip 10 gün sonra tutuklamada 'kuvvetli şüpheye' dönüşen soruşturma önceden hazırlanmıştır. Recep Tayyip Erdoğan'ın yaveri FETÖ'cü çıktı. Kimbilir kaç kez konuştular. Bylock yüklü kişiyle telefonla konuşmak nasıl delil olabilir? Bu iddianame kastla hazırlanmıştır. Kimin kastıyla sonra konuşuruz. Ben şimdi hukuki olarak konuşmak istiyorum.
17.40 - Bulent Utku'ya Vakfın Genel Yayın Yönetmeni seçimine etkisi soruldu. Bülent Utku, 'dosyayla ilgisiz soru' dedi: Bu sorunuz, basın yasasını, ceza usul yasasını Anayasayı ihlal eden sorulardır.
Savcı: "Sürekli hakim savcıları suçladınız, esasa ilişkin birşey göremedim. Savcıları yargılıyorsunuz"
Avukat Ayhan Erdogan'dan duruşma savcısına: Sizin şahsınıza yönelik degil. Savcı: Ben de kişiselleştirip davayı başka yere çekmek istemiyorum.
Bülent Utku: Duruşmada centilmen bir savcıyla karşılaştık ama savcının esasa iliskin savunma yapmadığımız görüşüne katılmamız mümkün degil.
17.35: Avukat Bülent Utku, savunmasını bitirdi. Soruları cevaplıyor
17.30 Av. Bülent Utku - Bunların hepsinden daha önemlisi, TCK’nın 77. Maddesi. TCK 77. madde “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” fiilinin siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak yapılmasını insanlığa karşı suç sayıyor. Bu suçu işleyenlerin kurtuluş umudu yok. Çünkü TCK 77/4. maddeye göre bu suçta zaman aşımı işlemez. Tabii bunlar benim tespit ettiklerim. Buna rağmen suçlanacaksam, lütfen bana ilk taşı günahsız olan atsın. Tercih sizin, takdir sizin, karar sizin.
17.25 - Av. Bülent Utku - 12 Eylül darbecilerine karşı ilk çıkış olan Aziz Nesin’in öncülüğünde hazırlanan Aydınlar Dilekçesi’ne bakarsanız imzamı görürsünüz. Bundan yıllar sonra, 27 Nisan Muhtırası’na karşı düzenlenen bildiriye baktığınızda da öyle. Yaşamım darbeye,darbecilere karşı mücadele ile doludur. Gerek avukat olarak gerek kişi olarak bu böyledir. Bundan sonra da böyle olacaktır. Darbecilik kimden gelirse, kime karşı olursa olsun değişmez. Çünkü önemli ve gerekli olan demokrasidir, hukuk devletidir, insan haklarıdır.
17.20 - Av. Bülent Utku: Kanun Hükmünde Kararname ile Hakan Şükür'ün attığı bütün goller de iptal edilsin. Ben cezaevine girmeden önce Hakan Şükür'ün attığı gollerin iptali ile ilgili KHK çıkacaktı, takip edemedim. Davada 700 TL ceza verildi, ödedik.KHK ile geri verilsin, bizi uğraştırmasınlar. Arcayürek ve Cumhuriyet'ten özür dilesinler
17.10 - Av. Bülent Utku: Savcı ifademi alırken hangi ülkelere gittiğimi sordu. Amerika’ya gidip gitmediğimi merak ediyordu sanırım.Savcı bana, Fethullah Gülen’in kitaplarını okuyup okumadığımı, haberlerini takip edip etmediğimi sordu. Kitaplarını okumadım. Okusaydım da beni kandıramazdı kimileri gibi. Çünkü genelde kanmak isteyen, kanmaya açık olanlar kandırılır. Fethullah Gülen’in kitaplarını okumadım ama Cumhuriyet'e, Cumhuriyet yazarlarına açtığı çok sayıda davasının, şikâyetinin dilekçelerini okudum. Savcı,Gülen’i takip edip etmediğimi sordu. Sosyal medyada, TV'de, ne dediği anlaşılamayan, salya sümük ağlayan hallerini gördüm.
17.05 - Av. Bülent Utku: İddianameye göre FETÖ'nün terör örgütü olduğu kararı 16.06.2016 iken "Hikmet Çetinkaya 2015'te neden terör örgütü demedi" diye sormaktalar. İddianamedeki iki bölüm, suçlamada zirve yapan savcıların suç yaratma yeteneksizliklerinin, kasıtlarının en çarpıcı görüldüğü yerlerdir. Görüldüğü gibi zihinler, örgüt adına suç işlemek, örgüt adına faaliyette bulunmak, örgüte yardım etmek arasında gidip gelmektedir.
17.00- Av. Bülent Utku: Bana avukatlık ücreti ödeyen müvekkilim yıllar sonra il değiştirmiş ve 3 ay çalıştığı hastane 2016'da kapatılmış. Bunu öngörmem lazımdı değil mi? Asliye cezalık bir suç neden heyetinizin önüne getirilmiş? İş olsun, dosya dolsun diye. Bu yaklaşımları delil,ekonomik bağlantı olarak ileri sürebilenlerin hukukla hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle sadece insaf diyebiliyorum.
16.50 - Av. Bülent Utku: Bazı telefonlardan aranmış olmakla suçlanıyorum. Ne malum ki bu arayanlar bana küfür etmemiş olsunlar.
Çiğköfte için aradığım esnafı, manavı, balıkçıyı sık aradım diye FETÖ şüphelisi olma korkusu yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
İyi ki gazetenin arabasıyla trafik kazası yapmamışım;bu mantıkla trafik suçu da mahkemenize getirilecekti!
16.40 - Av. Bülent Utku: Can Dündar’ın genel yayın yönetmenliğine atanmasına ilişkin vakıf kararında Mustafa Balbay’ın imzası var. Bizi suçlayan da o.
Mustafa Balbay, 2 Haziran 2017'de Silivri'ye beni ziyarete geldi, kendisine 'seninle görüşmeyeceğim' diyerek geri döndüm.
Balbay’ın “Cumhuriyet'te FETÖ’cülükten Kürtçülüğe kadar her şey serbest, CHP milletvekilinin yazı yazması yasak” tweeti delil.
16.35 - Av. Bülent Utku: Gözaltındayken arkamızdan yazı yazan fırsatçı ve kafatasçı Hikmet Çiçek ve Oktay Yildırım ile mesleki faaliyetlerimi tartışacak değilim.
Gazetenin yayın politikasının değişip değişmemesi savcıları değil, okuyucuları ilgilendiren bir husustur.
16.30 - Av. Bülent Utku: İddianamenin “Yayın Politikası Değişimi” başlıklı bölümüne verilecek tek cevabın, “Sana Ne!” olduğunu düşünüyorum.
16.25 - Av. Bülent Utku: Savcılıktan, bilirkişi isimlerinin tarafıma bildirilmesini istedim. Kısıtlılık nedeniyle reddedildi. İtirazim da kabul edilmedi.
16,21 - Av. Bületn Utku: Sonuç olarak heyetinizin kabul ettiği iddianame daha sanıkların görevlerinin ne olduğunu dahi doğru yazamamış bir iddianamedir.
Bilirkişilerden ikisinin sadece adı ve soyadı belli. Resmi bilirkişi olup olmadıkları ve uzmanlıklarının ne olduğu belli değil.
Avukatlar EFT'lere sebebini yazarlar. EFT’leri kuşkulu saymak ancak marazi bir yaklaşımın ürünü olabilir ya da suç yükleme kastının ürünü. CMK 69'a göre, bilirkişilerin adlarının ve soyadlarının, engel sebepler olmadıkça ret hakkına sahip olanlara bildirilmesi gerekir.
16.20 - Aranın ardından Bülent Utku savunmasına devam ediyor.
16.05 - SEGBİS kaydı için duruşmaya beş dakika ara verildi.
16.03 - Av. Bülent Utku: Savcı Özgür Metin kendisine yazılan müzekkerelere cevap vermiyor. Amacı yargılamayı uzatmak ve tutukluluğun devamını sağlamak .
16.02 - Mahkeme Başkanı müdahale edince Av. Bülent Utku: Birazdan size geleceğim, Allah'ın sopası diye bölümde F.Gülen'i nasıl koruduğunuzu anlatacağım, sabredin.
16.00 - Av. Bülent Utku: Gazetenin manipülasyon ile insanları etkilediği iddia edilmişse de bu yolu seçenin operasyon yapanların olduğunu dosya ele vermektedir. Gazetenin FETÖ ile ilişkilendirilmesine kimse inanmaz. Buna pratiklerimiz engeldir. Bu nedenle dosyaya PKK, giderek DHKP/C de eklenmiştir.
DHKP/C ile ilgili suçlama, vakıftakilere karşı ileri sürülmüşse, yönetici olmayanlara karşı da ileri sürülmesinin nedeni nedir?
Peki, Gazetede o tarihte çalışmaya başlamamış olan kişi için DHKP/C suçlaması getirilmesinin mantığını kim, nasıl izah edebilir?
FETÖ’ye, PKK’ye destek için girişilen çaba beyhude demektir. Üstelik bu, hukuksal-yasal-mantıksal unsurlardan yoksun bir çabadır.
TEM’in gönderdiği yazıda rapor yok tespit var denmiştir. Hal böyle iken, iddianamede RAPOR denilebilmektedir.
Cezaevinde örgütü sordular FETÖ ve PKK dedim. “olmaz!”dediler. Tutanakta FETÖ/PDY,PKK/KCK yazılıydı FETÖ’yü seçtiler Sorun çözüldü!
15.45 - Av. Bülent Utku: Recep Tayyip Erdoğan Can Dündar'ın tahliye kararına "Öyle bırakmam onu" der.
Başka bırakmayanlar da vardır. Hem bizi hem Can Dündar’ı...
Soruşturma FETÖ PKK'den yürütülürken DHKP-C sonradan eklenmiştir. Ahmet Şık'ın tutuklanması FETÖ PKK'den iken neden iddianamede DHKP-C suçlaması bunların yerini almıştır?
15.35 - Av. Bülent Utku: Görevin bu operasyon için atanan Murat İnam’a verilmesinin nedeni, müebbetle yargılanması nedeniyle iradesinin ipotek altında olmasıdır. Cumhuriyet soruşturmasının başlangıcı 18.08.2016 olsa da operasyon fikri 29 Mayıs 2015 tarihli MİT TIR'ları haberine dayanıyor.
15.30 - Av. Bülent Utku: Matbaa, bastığı gazetenin her nüshasını savcılığa teslim eder, basın savcısı bakar, suç varsa dava açar. Böyle açılan hiçbir dava yoktur. Daha önce suçlama konusu yapılmayan haber ve yazılar daha sonra suçlama konusu olunca sormalı, “şimdiye kadar neden dava açmadın?"
15.25 - Av. Bülent Utku: Dosyadaki 8 yazının PKK ile ilgili olmadığı görünüyor. Savcının FETÖ+PKK için operasyona başlama nedeni toplumda yaratılmak istenen algı. Cumhuriyet Gazetesinin FETÖ ile ilintili olduğu algısının yalnız başına yaratılması yeterli bulunmamış, buna PKK da eklenmiştir.
15.17 - Av. Bülent Utku: Cumhuriyet “cesur olma hakkını” kullanan gazetelerdendir. Çekinmeden sözünü söyler. Objektif, bağımsızdır. Çok bedeller ödemiştir. Cumhuriyet operasyonu 18/08/2016 tarihli “RESEN SORUŞTURMA BAŞLATMA TUTANAĞI” ile Savcı Murat İnam tarafından başlatılmıştır. Tutanakta soruşturmaya resen başlandığı yazılı ise de kimse buna inanmasın. Savcı Murat İnam, herkesi kandırmaya kalkıyor. Savcı Murat İnam operasyon başlatmak için Aydın Engin'in yazısı dışında başka bir haber ve yazıyı gerekçe olarak göstermemektedir.
15.15 - Av. Bülent Utku: Erdoğan "cezaevindeki 177 kişiden sadece 2'si sarı basın kartı sahibidir" diyor. Sadece bu dosyadaki 9 kişinin sarı basın kartı vardır.
NuriyeGülmen ve SemihÖzakça cezaevine konuldular. Açlık grevi günlerce sürerken tutuklanmayı haklı-makul görecek hiçbr mazeret yoktur. İnsanların “cesaret hakkı" vardır. Ben bu hakkımı sonuna kadar kullanacağım. Ama bazı kişiler için bu “HAK” bir “GÖREV”dir. Bu görevleri yerine getireceklerin başında da hukukçular ve gazeteciler gelir. Davetim onlaradır. “Cesaret hakkını” kullanmaktan çekinmesinler.
15.10 - Kısaca iddianameye inanmayın, beraatimi istiyorum diyebilirdim. Öyle yapmayacağım. Ancak düzenlediğiniz tensip zaptı, heyetinizin iddianameye inandığını gösteriyor. Erdoğan, "Hapisteki gazetecilere ilişkin "144'ü terör, 4'ü adi suçlardan içerde” dedi. Dosyamıza göz atılması herşeyi anlatıyor. Bülent Utku savunmasına devam ederken mahkeme başkanı, "Size yönelik suçlamalarla ne ilgisi var" dedi. Utku: Sizin istediğiniz gibi yapayım?
15.08 - Av. Bülent Utku: 33 yıllık meslek yaşantımda, düzenlediğiniz tensip zaptı gibi bir metinle, sıkıyönetim mahkemeleri dışında pek az rastladım. Zamanın koşullarını, ruhunu sadece 15 Temmuz darbe girişimi ve bu darbe girişimine karşı alınan önlemlerle açıklamak yetersiz kalır.
15.05 - Bülent Utku 2002'de AKP'nin iktidar olma şansını hazırlıksız yakaladığını ve Gülen'le hareket ettiğini söyledi.
15.00 - Duruşma Murat Sabucu'nun ardından Av. Bülent Utku'nun sorgusuyla devam ediyor.
Savcı söz alarak "iddianameyi Murat İnam imzalamamıştır" dedi. Akın Atalay, "imzaladı demedik, soruşturmayı yürüten dedik" diye cevap verdi.
Heyetinizin adil, bağımsız, tarafsız yargılama yapamayacağını düşünüyorum.
13.14 - Yargılamaya saat 14.30'a kadar ara verildi. Davanın öğleden sonraki kısmında Bülent Utku savunma yapacak.
Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu'nun ifadesi
13.13-Murat Sabuncu: Ben Pensilvanya'ya hiç gitmedim. Gülen bana koku hediye etti, kalem hediye etti diyen gazeteci olmadım. Gülen'i öven tek yazım yok. Bizler namus ve şerefle gazetecilik yapmış; geçmişi belli gelecegi de belli olan kişileriz...
12.57-Murat Sabuncu: 1 Eylülden itibaren atılan her başlık, yayın sorumlusu olan benim sorumluluğumdur. Ben üstlenebilirim. Hiç sorun değil. Ben cevap verebilirim...İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Musa Anter, Hrant Dink, Metin Göktepe'nin yolundan dönmeyiz. Vakıf yönetim kurulunun belirlediği çerçeveye göre bütün şiddet eylemleri terör olarak tanımlanır. FETÖ, PKK veya başka örgüt olsun. Bu konuda devletin bilgisi olmalı. Recep Tayyip Erdoğan da Cemil Kırbayır'ın annesi Berfu Anne'yi kabul etti, onda da bilgi vardır.
12.56:Mahkeme Başkanı Murat Sabuncu'ya soruyor:Terör örgütleriyle araya mesafe koyma kriteriniz nedir? Ara dönemde kim sorumluydu? "Devlet tarafından kaybedilmiş kişiler için analar 644 haftadır nöbet tutuyor" dediniz. Devlet kaybetti bilgisi sizde var mı?
12.53-Murat Sabuncu: Gazetenin GYY odasının bir penceresinin mezarlığa digeri Adliye'ye bakıyor. "Cumhuriyet'in hayati bu arada geçti"
12.49-Murat Sabuncu: 15 Temmuz'dan 3 gün önce bizim başlığımız "YAŞ"ta gündem" Star'ın manşeti "Feto'nun İşi Yaş". Ne farkı var bizimkinden?
12.42-Murat Sabuncu: O gece 4 partinin vekilleri Meclis'teydi. O meydanda HDP de olmalıydı. Biz "Eksik Demokrasi" manşetimiz için suçlanıyoruz.
12.36- Murat Sabuncu: Cihangir İslam, İbrahim Kaboğlu cadı avı mağduru değil mi?120 bin kişinin ihraç edilmesi cadı avı değil mi?
12.30 - SEGBİS kaydı için duruşmaya on dakika ara verildi.
12.25 - Murat Sabuncu: 6 milyon oy alan bir partinin olmadığı mitinge 'Eksik Demokrasi' demek suç mu? Yenikapı'ya HDP çağrılmadı diye 'Eksik Demokrasi' dememizi nasıl eleştirebilirsiniz?
12.15 - Murat Sabuncu, mahkeme heyetine darbe girişimi sonrası (16 Temmuz) Cumhuriyet'i göstererek şunları söyledi: İddianameye girmeyen başyazıyı da göstereceğim. Darbe gecesi tüm çalışanlar biraradaydı. O gece 12.00'de uçaklar uçarken bizim başlığımız hazırdı. "Darbeye Karşıyız Çözüm Demokrasi". Darbeciler gazeteleri basarken bekledik. Gelirlerse iki laf etmek için. Darbe sabahı basılan manşetimizi savcı dosyaya eklemedi.
12.10 - Murat Sabuncu: Zaman zaman ailem ya da milletvekili arkadaşlar 'Süreçte sana en ağır gelen neydi' diye sordular. Evimin basılması mı? Terörle mücadelede bodrum katında bekletilmem mi? Çocuğu olan 47 yaşında bir adam olarak Silivri Cezaevi'nde pantolonumu çıkarmaya zorlanmam mı? Bir gazeteci olarak manşetlerin üstünden geçmem bana ağır geliyor. Burada yargılananlar 28 ile 60 yıl arasında gazetecilik yapmış kimseler. Cumhuriyet gibi laikliğin, demokrasinin savunulduğu gazetedeki insanlara FETÖ suçlaması yöneltilmesi bana zor geliyor.
12.05 - Murat Sabuncu: İktidar temsilcilerinin, o gruba en ağır hakaretler eden gazetecilerin o zaman konuştuklarını buraya getirmeyi kendime yakıştıramam. 17-25 Aralıkta paralar, ayakkabı kutuları ortaya yayıldı. Abdullah Gül ABD'ye aracı gönderdi. Bunları yazmayana gazeteci denir mi? 'Cumhuriyet 17 Aralık yayın yasağına uymayacak' tweetinden darbeye destekle suçlanıyorum. Böyle bir suçu nasıl görmezdik?
11.58 - Murat Sabuncu: Herkes Ahmet Şık'ın kitabı İmamın Ordusu'nun peşindeydi. Korkusuz 100 kişi tarafindan basıldı. O 100 yayıncıdan biri de benim. Eskiden gazeteciler haberin ve tarihin tanığıydı artık meslektaşlarının yargılandığı davada tanıklıklar. Bu da tarihe geçecek.
11.55 - Murat Sabuncu: Biz ağır tecritteyiz. "Görmek istersen denizi yukarıya çevir yüzü" derdi Sabahattin Ali. Biz tecritte yukarıyı da göremiyoruz. Bizim gökyüzümüz deniz gibi değil Sn. Başkan.
11.54 - Murat Sabuncu: Mehmet Ekinci ile konuştum. Odatv yargıcı idi. Ömürlerinden iki yıl çaldığınız, dokunanın yandığı arkadaşlarımızın görüşmecisi idim.
11.50 - Murat Sabuncu: Bir gazeteci herkesle temas eder ama mesafesini korur. 'Bylock' kullanan 18.000 kişi varken 13 kişiyle görüşmüşüm. Bir gazeteci olarak binde birine bile temas etmemişim. Az olmuş. Cumhuriyet Vakfı Türkiye'nin en saygın isimlerinden oluşan ve tek amacı Cumhuriyet'i yaşatmak olan bir vakıftır.
11.47 - Murat Sabuncu: Ben gazetede 2014 yılında çalışmaya başladım. Ama siz 2013 yılında vakıfta olanları bana soruyorsunuz. O tarihte vakıf çalışanlarını tanmıyordum. Çay içmişliğim yoktur.Tanımadığım insanlarla çalışmadığım gazetenin vakfını ele geçirmişim.
11.45 - Murat Sabuncu: 28 yıllık gazeteciyim. En son Cumhuriyet'te çalıştım. TGC ve IPI üyesiyim. Üyesi olduğum örgütler gazeteci örgütleridir.
11.44 - Murat Sabuncu: Utandım çok. 3 tanık Cumhuriyet Gazetesi'nden.
11.40 - Murat Sabuncu: Türkiye'de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanmak, cezaevine konmak ve savunma için 9 ay beklemek. Biz bunların hepsini yaşadık. Benim hiç MASAK raporum yok. Ama savcı 'zengin göstersin diye' iddianameye MASAK raporu da var diye eklemiş.
11.37 - 4 yılda bin 400 manşet atılır. Bilirkişi içinden cımbızla çekip rapor yapıyor. İddianameyi hazırlayan savcılar adetaları çok seviyor. Adetalarla dolu adeta bir iddianame sayın başkan. Siz gazetenin %10'u dışında tüm gazeteyi, ailelerimizi dokuz aydır mağdur ediyorsunuz. Arkadaşımızın 5 yaşındaki çocuğunun mal varlığı bile sorgulanmış.
11.35 - Murat Sabuncu: Bu davanın savcısı, bizi tutuklatan kişi FETÖ'den ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor ama tutuksuz. FETÖ şüphelisi savcı Murat İnam bize FETÖ iftirası atıyor. Müebbetle yargılanırken tutuksuz, biz dokuz aydır tutukluyuz.
11.30 - Murat Sabuncu: Davanın başladığı gün gazetecilerin bayramıdır. Bizler bayram günü yargılanmaya başlanan gazetecileriz. Dün basın bayramıydı biz gazeteciliği, haberleri savunmak durumunda kaldık. Biz bugünü otosansürün yıkılması olarak kutlayacağız.
11.26 - Duruşma 1 saat gecikmeyle Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu'nun savunmasıyla başladı. Avukatlar jandarmanın Murat Sabuncu'nun yanında ayakta durmasına itiraz etti. Mahkeme Başkanı itirazı kabul etti.
11.25 - Bugünkü duruşmaya ayakta kimse alınmıyor.
11.00 - Arkadaşlarımız duruşma salonuna alınmaya başlandı. Avukat, gazeteciler ve izleyiciler duruşma salonuna alındı.
10.30 - Davanın ikinci duruşması Çağlaya Adliyesi Ç Blok zemin kat büyük salonda birazdan başlayacak.
Hukuk dersi... Cumhuriyet iddianamesi ilk duruşmada çürütüldü
Cumhuriyet davası neden çok saçma? Akın Atalay tek bir örnekle anlattı: Parkecinin oğlunun yemek yediği restoran...
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi