"İktidar mahkemesinde yargılanan bir muhalif milletvekili"
2 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese 2. Ergenekon davasının 131. oturumunu açtığında el kaldırarak söz istedi. Ancak Başkan Özese söz vermeyeceğini ifade etti.
Mustafa Balbay, duruşmada yapamadığı konuşmayı yazılı olarak basın mensuplarına gönderdi.
2. Ergenekon davasıda 2 yıldır tutuklu yargılanan CHP İzmir Milletvekili, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın duruşmada yapamadığı konuşma metni şöyle:
Sayın Başkan, Sayın Mahkeme heyeti,
131. duruşmaya başlarken birkaç konuya ana hatlarıyla değinmek isityorum.
1 Ekim'de TBMM 24. dönemi resmen çalışmaya başlayacak. Meclisin 550 üyesinden biri olarak o gün ben oylarıyla TBMM'ye gönderen halkı temsil etmek ve sorumlulukların yerine getirmek için göreve başlamak istiyorum.
Hapisteyken milletvekil seçilme durumu geçmişte üç kez yaşanmıştır. 1950'de Mümtaz Faik Fenik, 1957'de Osman Bölükbaşı, 2007'de Sebahat Tuncel seçimi kazanmalarının ardından yargılandıkları mahkemece serbest bırakılmıştır.
Yarım asrı aşan bu siyasi ve yargısal gelenek ilk kez sizin heyetinizin 23 Haziran 2011 günü veridği kararla bozulmuş, demokrasi ve özgürlük kaybetmiştir.
Milletvekili seçilmiş olmama karşın tutukluluğumun devamına karar vremekle bana fiilen “siyasi haklardan men” cezası vermiş durumdasınız.
Kanımca bu ceza özgrlüğün kısıtlanmasından sonraki en önemli yaptırımdır. Uygulamakta olduğunuz yasalar TBMM'ce yapılmaktadır. Yasalardan öte yeni bir anayasa yapmak iddiasında olan Meclis'te yerine göre 1-2 oyun büyük önemi vardır. Tutukluluğa devam kararınız bu yanıyla yasama işlevini sakatlamaktadır. Dolaylı olarak yasamaya müdahale etmiş durumdasınız.
Habur yargılamasını iki yıldır bu davanın sanıkları da dile getirdiler; Silivri-Habur karşılaştırması yaptılar. Bu uçurumda hükümetin payını sorguladılar. Son haftalarda yaşananların ardından Başbakan “Habur anlayışı bitmiştir” dedi.
Bu durumda ben kendimi şöyle mi tarif etmeliyim:
“İktidar mahkemesinde yargılanan bir muhalif milletvekili”
İki gün önce Menderes'in idamının 50. yıldönümüydü. Ülkelerin tarihinde en zor kapanan yaraların siyasi yaralar olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Bizim yargılanmamız üçüncü yılına girerken Yassıada davaarı toplam 9 ay 20 gün sürmüştü. Bu zaman dilimi içinde 1036 saat yargılama yapıldı. 2. Ergenekon davasında ise üç ana aşamadan birincisinin üçte biri tamamlandı; kaba bir hesapla 1300 saat sürdü!
İdam, dönüşü olmayan bir karardır, bu yanıyla ceza da değil; taammüden adam öldürmektir.
Ancak uzayan tutukluluk da dönüşü olmayan ağır sonuçlar doğurmaktadır. Bir kişiyi tutukladınğınızda tüm ailesiyle birlikte tutuklamış oluyorsunuz. Doğan Yurdakul'un yaşadığı acı bunun son örneğidir.
Evrensel hukukun gereği, adil, hızlı, tutuksuz yargılamadır.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt