Jeopolitik megalomani riski

Deutche Welle, "Türkiye batının vazgeçilmez ortağı olmayı sürdürürken Erdoğan'ın gücü ve ihtirasları kaygı yaratıyor" iddiasında bulunurken, DW'e konuşan emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, Türkiye'de "jeopolitik megolomani" nin sinyallerinin alınmaya başladığını ve giderek artan biçimde Türkiye'nin küresel bir oyuncu olarak, yeni girişimlere ihtiyacından söz edildiğini belirterek, "Bunlar gerçeklerden uzak ve bu eğilim Türkiye'yi risk altına sokabilir" şeklinde konuştu.

Alman yayın kuruluşu Deutche Welle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen aylardaki seçim zaferinin Erdoğan ve hükümetini hiç olmadığı kadar güçlendiğini belirterek, "Türkiye batının vazgeçilmez ortağı olmaya sürdürürken Erdoğan'ın gücü ve ihtirasları kaygı yaratıyor" iddiasında bulundu.

DW, orduya yapılan üst düzey atamaların sivillerin ordunun üzerindeki kontrolünü güçlendirdiği gibi göründüğünü ve bununda ülke için "tarihi bir gelişme" olduğu yorumunu yaparak, AKP'nin Türkiye'yi daha çok demokratikleştirmekle birlikte son gelişmelerin Türkiye'deki hassas kontrol ve dengelerin geleceğine ilişkin soru işaretleri de yarattığını öne sürdü.

Radyoya konuşan emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, "Oyunun henüz bitmediğini ve laik ordu ve siyasi İslam arasındaki güç mücadelesinin devam edeceğini" söyledi. Türk ordusunun demokratikleşmeyi ve günlük siyasete müdahale etmekten kaçınmayı sürdüreceği tahmininde bulunan Eslen, siyasi muhalefetin ve demokratik kurumların demokrasiyi ve rejimin laik karakterini savunmada daha güçlü bir sorumluluk alacağı beklentisi içinde olduğunu dile getirdi.

Deutche Welle şöyle dedi: "Eslen'e göre, AKP'nin gücünün sağlamlaşması ve ordunun gücünün azalmasını getiren gelişmelerin sadece Erdoğan'ın kişisel karizmasından ve siyasi ustalığından kaynaklanmıyor. Aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin pozisyonu, işlevi ve kimliğinin yeniden tanımlanmasını zorlayan jeopolitik gelişmelerle ve transatlantik dinamiklerle ilgili."

"Türkiye'nin jeopolitik ekseni kayıyor"

Soğuk savaş süresince Batının özellikle ABD'nin Sovyet yayılmasına karşı Türkiye'de laik ulus devlete ve güçlü bir orduya tam destek verdiğine dikkat çeken Eslen, ancak ABD ve Batı dünyasının bu coğrafik alandaki çıkarlarının tanımının son yıllarda önemli bir biçimde değiştiğini belirterek, "Türkiye'nin jeopolitik ekseni Orta Doğu ve Müslüman ülkelere doğru kaydı" dedi. Eslen şöyle devam etti:

"Bu genellikle ılımlı bir İslam modeli ve daha geniş Orta Doğu için bir demokrasi modeli olarak tanımlanan yeni bir Türkiye sunuyor. Türkiye ve onun siyasi kimliği böyle bir modele dönüştürülürken, Türk Silahlı Kuvvetleri ve pozisyonu, işlevi ve kimliği de hedef alındı. Bu amaca yönelik siyasi bir araç haline geliyor."
Eslen'e göre, Türkiye'nin Orta Doğu'daki yumuşak gücü batı için hayatiyken, Erdoğan ve AKP'nin Orta Doğu'da "Türkiye'nin kendi jeopolitik yörüngesini yaratma girişimlerinde" bulunması endişe kaynağı oldu.

Türk hükümetinin transatlantik ilişkilere bağlılığını sürdürdüğü sürece "Türkiye'nin ekseninin kaymasından" ABD'nin rahatsız olmadığını savunan Eslen, "Şimdiye kadar dış politikada ABD ve AKP hükümeti arasında devam eden her hangi büyük bir çatışma görmedim" şeklinde konuştu.
Nejat Eslen, Erdoğan hükümetinin zaman zaman Suriye ve İran politikalarından transatlantik sorumluluklarını yerine getirmede zorlandığını öne sürdükten sonra, bu bağlamda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, "Neo Osmanlıcılık görüşlerinin ve jeopolitik girimlerinin Türkiye ve batı arasında çok yakın bir gelecekte bir gerginlik kaynağı haline gelebileceğini" iddia etti.
Türkiye'de "jeopolitik megolomani" nin sinyallerinin alınmaya başladığını öne süren Eslen, giderek artan biçimde Türkiye'nin küresel bir oyuncu olarak, yeni girişimlere ihtiyacından söz edildiğini belirterek, "Bunlar gerçeklerden uzak ve bu eğilim Türkiye'yi risk altına sokabilir" sözlerine ekledi.