Jinekolog koltuğundaki şiddet

Kadınların maruz kaldığı şiddet türlerinden bir tanesi de jinekolojik. Başına gelenin etik olmadığını bilse bile kadınlar bunu ancak kendi hemcinsleriyle yaptıkları mahrem sohbetlerde dile getirebiliyor.

Jinekolog koltuğundaki şiddet
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.09.2012 - 10:44

Şimdi kadınların seslerini duyurmaları için açılmış bir platform var. Bâkire olmadığını öğrenince muayene aletlerini şiddetle kullanan doktorlara karşı parmağına alyans takıp giden kadınlar yaşadıklarını paylaşıyor...

Kadınlar için jinekoloğa gitmek hiçbir zaman sıradan bir olay değil, malum. Cinsel hayatı algılamaya ve hatta deşmeye yaklaşan sorular, imalı konuşmalar, kınayan bakışlar, pek çok kadının başına gelmiştir. Tabii ki evli kadınlar için çok da geçerli değil belki ancak bekâr ve cinsel açıdan aktif her kadın için, her yeni jinekolog korku ve şüphe demek. Geçen aylarda açılan jinekolojiksiddet.wordpress.com adresinde, jinekolojik şiddete uğrayan kadınlar, başlarına gelenleri anonim olarak anlatıyor. Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi araştırma görevlileri Burcu Ertuna ve Ezgi Emre tarafından kurulan dayanışma platformu ile ilgili, Ezgi Emre ile konuştuk.

- Sizi bu platformu açmaya ne itti?


- Bizim ekip olmamızdan başlayayım önce. Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi’nde bitirme tezimi Burcu Hoca ile yazmıştım, danışmanımdı. Toplumsal cinsiyet çalışmaları bağlantılı idi tezim. O zamandan beri konuşuruz bu konular üzerine. Bir gün çevremizden duyduğumuz jinekolog hikâyelerini konuşurken baktık ki bu alanda neredeyse hiçbir şey yapılmamış. Daha doğrusu kadın perspektifinden, toplumsal cinsiyet eksenli bir çalışma bulamadık. Benim kendi çevremde de bizzat duyduğum, falancanın başına şu gelmiş gibi de kulaktan kulağa yayılan bir sürü hikâye var. Harekete geçme kısmı ise kadın hikâyelerini aktarma fikrinden ortaya çıktı. İnternet de artık malumunuz hele sosyal medya etkili kullanıldığında sesimizi duyurmak için muazzam bir araç.

- Amacınız neydi? Hikâyeler geldikçe şekilleniyor mu ya da?..

- Amaç ilk etapta yaşanılanları görünür kılmak. Bunu da kadınların kendi hikâyelerini kendileri anlatması yoluyla yapmaya çalışıyoruz. Bize hikâyeler gönderiliyor, biz de aralıklarla blogumuzda yayınlıyoruz. Bir dayanışma platformu gibi düşünülebilir. Bize gelen tepkilerden anladığımız kadarıyla, “Yalnız değilmişiz” diyen çok kadın var. İkinci etapta bizim hâlâ araştırmasını sürdürdüğümüz akademik bir makalemiz var konu üzerine. Gittikçe kendi içinde dönüşmesini istiyoruz elbette, ancak projenin bir de aktivizm boyutu var. Sadece makalemizi yazıp kenara çekilmek gibi bir amacımız yok. Ortada somut bir problem var, sonuçları görülebiliyor. Birçok genç kadın jinekolog muayenesine gitmekten çekiniyor.

- Somut anlamda bir değişime neden olmak gibi bir hedefiniz var mıdır? Ya da bu konuda neler/nasıl yaptırımlar uygulanabilir?


- Elbette istiyoruz. Mikro bir sorun gibi görülebilir jinekolojik şiddet, ancak eşelediğimiz zaman görüyoruz ki çok boyutlu bir sorun. Sağlık sistemi, tıp etiği, muhafazakârlık… Bu kavramları aynı sorunun etrafında toplamak gerekiyor. Biz bu konuda tıp öğrenimi boyunca neler görülüyor bakmaya çalışıyoruz. Tıp etiği başta olmak üzere hasta doktor ilişkisi ne kadar toplumsal cinsiyet duyarlı? Doktorlara toplumsal cinsiyet eğitimi verilmesi üzerine düşünüyoruz. Dediğimiz gibi başladık ve devam ederken dönüşecek ve şekillenecek.

- Jinekolojik şiddetin en çok bekâr kadınların başına geldiğini biliyoruz. Jinekologlarda huzurla muayene olmak için evli mi olmak gerekiyor?

- Bekâr kadınların cinselliğinin yok sayıldığı ya da kınandığı malum. Biz bu araştırmada görüyoruz ki evli kadınlar da huzurla muayene olamayabiliyor. Yani genelleyemiyoruz. Ama bana bu araştırma dışında sorsanız evli kadınların daha rahat olduğunu söyleyebilirim. Muayeneye gitmeden önce parmağına yüzük alıp takanlar dahi var.

- O muayene koltuğu başlı başına bir şiddet simgesi gibi değil mi sizce de?

- Anatomik olarak muayene için uygun olanın o koltuk olduğunu savunanlar var. Ancak tabii ki koltuğun kullanımı, doktorun tavır ve hareketleri de önemli. Gerçi bana sorarsanız koltuk dizayn edilirken kadının kendini rahat hissetmesi kimsenin aklına gelmiş midir, bilemiyorum.

- Şehirli kadının da kırsaldaki kadının da derdi aynı mı olmuş oluyor jinekologlarda? Jinekologlar her kadının eşitlendiği bir yer; maddi durum, eğitim farkı gibi özellikler çok da fazla bir şeyi değiştirmiyor sanırım?

- Buna bu araştırmanın dışından cevap verebilirim. Görüştüğüm bir hemşire, doktorların hastaları odalarına girdiği andan itibaren değerlendirdiklerini söylemişti. Kılık kıyafet, konuşma şekli vs. Daha önemlisi birçoğunun hastalarına yaptıkları açıklamaları buna göre yaptığını anlatmıştı. Bence yine de eşitlenmiyor. Yani evet üst-orta sınıf mensubu kadın da sembolik şiddeti yaşıyor ama alt sınıflarda daha farklı hikâyeler vardır.

- Kaç kişi hikâye gönderdi?

- Aşağı yukarı 50 kişi. Daha fazla olduğunu biliyoruz ancak kadınlar çekiniyor…

- Hikâyelerin diğer tarafı, yani doktorlardan hiç geri bildirim alıyor musunuz? Doktorlarla görüştünüz mü?

- Evet. Görüştüğümüz doktorlar, hemşireler oldu. Bize çok katkıları da oldu. Örneğin hastanın muhafazakârlığı da çok önemli. Doktordan çekinen, “cinsel aktif misin” sorusunu hakaret gibi algılayan kadınlar da var.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon