Kemal Türkler'i Anarken

Kemal Türkler'i Anarken
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.07.2009 - 05:54

Bundan 29 yıl önce, 22 Temmuz 1980 günü sabah evinden çıkarken karanlık odakların silahlı saldırısına uğrayarak yaşama veda eden Kemal Türkler’in özellikle sendikal alanda bıraktığı boşluk bugün bile doldurulabilmiş değil. Destansı bir yaşamı olan Türkler’in savaşım geleneğinden bugün de alınacak sayısız dersler olduğu gerçeği anımsanırsa bundan şöyle bir sonuç çıkarmak olası: Türk solu artık geçmişiyle, hatta kendisiyle barışmalıdır. Ancak böylece geçmişin zengin deney ve birikimleri gelecek kuşaklara aktarılabilir.

Sendikal yaşama maden işkolunda başlayan ve adı bu işkoluyla adeta özdeşleşen Türkler, 1926 yılında Denizli’de doğdu. 1947 yılında İstanbul’a giderek hukuk öğrenimine başladığı yıla varana değin ne gibi bir sendikal etkinlik içinde yer aldığı bilinmemekle birlikte, örgütçü bir yapının doğasında bulunan bir özellik olduğu kesindir. Değilse, sendikal yaşama ayak bastığı 1940’lı yılların ikinci yarısından sonra yükseköğrenimini yarıda bırakarak yaşamının sonuna değin sendikal kulvarda yürümüş olması ve yine bu uğurda karanlık odakların kurşunlarıyla yaşamının noktalanmış olması başka nasıl açıklanabilir?..

Gelin Kemal Türkler’i gerek sendikal gerekse siyasal özgeçmişinden anekdotlar aktararak daha yakından tanımaya çalışalım. 16 Eylül 1954 gününde Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanlığı’na seçilen Kemal Türkler, ölene değin bu sendikanın değişmez önderi olarak yaşadı. Aynı zamanda, bu işkolunun tüm Türkiye ölçeğinde örgütlenmesinde son derece büyük bir başarıya imza atmış ve böylece sayısız özelliklerinin içine iyi bir örgütlenme ustası olarak da adını kazımıştı.

1961 yılında 12 sendikacı tarafından kurulan ve ileriki yıllarda adı Türkiye sol siyaset alanında parlamentoya değin taşınacak olan Türkiye İşçi Partisi (TİP) içinde hem kurucu ve hem de kurucu başkan yardımcısı olarak yer alacak olan Kemal Türkler’i böylece siyasal yanıyla da tanımış olacağız. Asıl kişiliğine damgasını vuracak olan da onun bu yanı olacaktır. Örneğin kuru bir sendikacı olmaktan çok işçilerin ekonomik, demokratik hak ve özgürlükler savaşımını siyasal savaşımla birleştirmede önemli bir rol oynayacaktır. Kavel direnişinde, 15-16 Haziran işçi eylemlerinde, işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ların yığınsal ve görkemli bir biçimde kutlanmasında, DGM direnişlerinde, MESS grevlerinde bir önder olarak onun savaşkan ve dövüşken bir yanına daha tanık olunacaktır.

Kemal Türkler’i, verili düzenin uzlaşmacı sendikal anlayışının dar kalıplarının yıkılarak sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışına sıçrayışın bizde en önemli ve büyük adımı olan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) kuruluşuna da önderlik etmiş ve bunun ilk genel başkanı olarak 1967 yılından 1977 yılına değin 10 yıllık bir süre boyunca değişmez genel başkanı olarak işçi sınıfı mücadelesini yerellikten evrenselliğe taşımış, diğer bir deyişle Türk sendikal devinmesini uluslararası işçi sınıfı hareketinin saflarına katmıştır. Kemal Türkler’i anlatırken onun bu uluslararası özelliğine de vurgu yapılması gereklidir.

Sonuç olarak yaşamını işçi sınıfının sendikal ve siyasal mücadelesine adamış Kemal Türkler’i tanımaya çalışırken onun niteliklerini; 1) Büyük bir örgütleme ustası. 2) Siyasal derinliği bulunan bir işçi önderi. 3) Savaşkan ve dövüşken bir işçi özyapısı. 4) Sorumluluğunu yüklendiği bir mücadeleyi daha ileriye taşımada yürekli, kararlı ve tutarlı bir tavır adamı. 5) Aydın ve uluslararası bir yaşama tarzı, ana başlıklarıyla özetlemek olasıdır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler