Kırmızı şemsiyeler sokakları dolduracak
Seks işçileri örgütleniyor. Kırmızı Şemsiye Sendikası, biyolojik kadın, travesti, transseksüel, erkek seks işçilerinin sorunlarını gözler önüne sermeyi, haklarını korumalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Sadece devlet baskısıyla değil, toplumsal baskılarla da karşı karşıyalar.
Yağmurun yağıp yağmaması fark etmez, 3 Mart’ta İstanbul ve Ankara sokaklarını kırmızı şemsiyeli kadınlar, transseksüeller, travestiler ve erkekler dolduracak. Onları, bu tarihte sokağa döken 3 Mart’ın Dünya Seks İşçileri Günü olması. Bu yürüyüş aynı zamanda seks işçilerinin Kırmızı Şemsiye Sendikası kurulması için attıkları bir adım da. Bu kapsamda 2 Mart’ta konuyla ilgili seminer de düzenlenecek. Kaos GL, Lambdaİstanbul, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının desteklediği Seks İşçileri Çalışma Grubu’ndan Baran Sofuoğlu’yla seks işçilerinin sorunları ve sendika girişimi üzerine konuştuk...
İstedikleri basit; bir sendikaları olması, ancak bunun hayata geçmesinin hiç de kolay olmadığını biliyorlar. Uğraşmaları gereken sadece devletin baskıları değil, toplumsal şiddet, dışlanma, aşağılanmayla da karşı karşıyalar. Biyolojik kadınlar için sorunlar daha da büyük, çünkü travesti ve transseksüel seks işçilerinden ayrı olarak onlar insan tacirlerinin şiddetine de maruz kalıyorlar. Evlere hapsediliyor, zorla çalıştırılıyor, senet imzalattırılıyorlar...
Sofuoğlu, biyolojik kadın, travesti, transseksüel ya da erkek seks işçilerinin sorunlarını anlamak için kapı kapı dolandıklarını söylüyor, “Travesti ve transseksüeller devlet ya da müşteri tarafından şiddete uğruyor. Biyolojik seks işçileriyse bunların yanında bir de mafyayla uğraşıyor. Devlet gözetiminde çalışanların sigortaları yatırılmıyor. Bir sosyal hak verilmiyor, verilse de lütfedilmiş, bununla yetinmeleri gerekirmiş gibi davranılıyor. Sanki 15-17 yaşından itibaren zorla çalıştırılmamışlar gibi” diyor.
Amacımız teşvik etmek değil
Seks işçilerinin durumunu, uğradıkları şiddeti, sorunları ortaya koymak için raporlar hazırlıyorlar. Amaçları zorla seks yaptırılanları değil ama seks yapmayı bir tercih olarak seçmiş kişilerin haklarının korunmasını, durumlarının iyileştirilmesini sağlamak. “Amacımız seks yapan insanları teşvik etmek değil. Buna başta herkes kolay para diye bakıyordu, ancak hiç kolay para değil, devletle, polisle uğraşıyorsun, zaman içerisinde çete oluşturmak, organize suç oluşturmak, fuhşa yardım ve yataklık etmek gibi suçlardan ceza alabiliyorsunuz. Hukuk bir yere kadar savunuyor. Hukuka gelmeden önce örgütlenmeniz gereken yerler var. İşin içinde örgütsüz bir emek olduğu için de sendika kurmaya karar verdik. Yurtdışında bunun örnekleri var. Türkiye’de neden olmasın?” diyor. Kolay olmadığının farkında, hele de sadece sendikalı oldukları için işçilerin işten atıldığı düşünülürse... Tek sorun bu değil, seks işçilerinin yaşam koşullarının zorluğu, zamanla duygusuzlaşmaları, insanlara güvenmemeleri de örgütlenme önündeki engeller arasında. En zoru da erkek seks işçilerini örgütlemek, çünkü öncelikle onlara seks işçisi olduklarını kabul ettirmeleri gerekiyor. Sofuoğlu kapı kapı gezerek seks işçilerine sendika hakkında bilgi verdiklerini söylüyor. Aldıkları tepki mi? “Herkesin bir güvensizliği var. Sordukları ilk şey, sigorta mı yapacaksınız oluyor. Bu en büyük eksikliği de gösteriyor. Sigortanın dışında sağlık haklarıyla da, hukuksal sorunlarınızla da ilgileneceğiz dediğimizde kafalarında pek bir şey canlanmıyor. Çünkü daha önce böyle bir şey olduğuna dair bir bilgileri yok”.
“Türkiye’de fuhuş suç değil, ancak” diyor, “fuhşa aracılık etmek suç. Türkiye’de çok fazla seks işçisi var, resmi rakam 15 bin, ancak kayıtsız çalışan pek çok kişi olduğunu biliyoruz. Bizim sadece İstanbul’da tespit edip, görüştüğümüz 15 bin kişi var. Buna jigolo, travesti, transseksüeller, biyolojik kadın seks işçileri de dahil”.
Devletin çeşitli illerde yer sağladığı genelevler var, ancak travestiler oralarda çalışamıyorlar. Bu nedenle valilikten zorunluluktan değil de seks işçiliğini seçerek yapan travestiler için çalışacakları bir alan istemişler, ancak aldıkları yanıt olumsuz olmuş. Seks işçileri hele de travesti seks işçileri sosyal hizmetler tarafından sığınma evlerine de alınmıyorlar. Polisin travestilere keyfince kestiği cezalar da cabası.
Sendika kurulduğunda bu sorunların hemen bitmeyeceğini biliyorlar, üstelik yeni sorunlarla karşılaşacaklarının da farkındalar. “Mesela” diyor Sofuoğlu, “Genç-Sen’in davasına gittiğimizde diğer sendikaların bizi nasıl karşılayacağını merak ediyoruz. Geçen seçimlerde eski bir seks işçisi milletvekili adayı olacağım dediğinde kıyamet koptu. Bundan ürken yüzlerce insan var, yüzleşmek istemiyorlar. Çünkü yüzleşirlerse genel ahlak kurallarının tamamen dışında kalacaklar ve bundan korkuyorlar, ama artık bunun zamanı geldi”.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza