Laik İtiraf!

Laik İtiraf!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.05.2010 - 05:56

Türkiye bugün yangın yerine dönmüştür. Rakamsal göstergelerle yaşamsal göstergeler taban tabana zıttır. Toplum topyekûn cinnet getirmektedir. Toplu cinayetler, intiharlar kol gezmekte, sapıklık ve sapkınlıklar şiddetle birleşerek her yaştan, her meslekten insanı etkisi altına almaktadır.

Psikanalizin temel kavramlarından biri, laik itiraf(katharsis) kavramıdır. Laik itiraf, bilinçaltına bastırılmış duyguları açığa vurmaya bağlı boşalmanın sağladığı bir arınmadır. Kavram Aristodan alınmıştır. Türkiye şimdi siyasal bir katharsisi yaşamaktadır. Cumhuriyete, kurucularına, kuruluş felsefesine karşı olup koşullar elvermediği için dışavurulamamış, bilinçaltına bastırılmış ne kadar duygu, düşünce varsa bir bir açığa vurulmakta, siyasal iktidarın bilinçaltıve bilinç dışıalanları yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaktadır.

Ulusal devletin 1923te atılmış temellerini siyasal İslamanlayışı ile yeniden şekillendirmek isteyen bir iktidar, koşulların olgunlaştığı kanısına varmış olmalı ki, tarihin çok gerilerinden beslenip gelen bir kinle, Cumhuriyete, kurucularına, kuruluş felsefesine saldırmakta, psişizminin görünmeyen derinliklerinde yüzen niyetve hedeflerinin ipuçlarını vermektedir. Siyaset adamıdeğil devlet adamıolan, tarihi yazan (!)değil, bizzat yapanİsmet İnönü, Cumhuriyete daha başından itirazı olan hilafet artıklarının boş durmayacağını, fırsatını bulur bulmaz dinleşmiş kinlerini kusacaklarını önceden gören dehası ile devrim daha oturmamıştır, çok partili sisteme geçmeyelimdiyenlere, alaşağı edilmeye karşın geçeceğim. Elli yıl sonra bile geçsek, erken denilecektir. İyisi mi, gelecekteki bozgun ve inkârlar devri üzerimde yaşansındiyerek kendini çarmıha germiş, Atatürke sorulamayıp kendisinden istenen hesabı, onurla vermiştir.

Ancak şurası kesindir ki, koşulların biraz daha olgunlaştığı, kurumların ve toplumun biraz daha sindiği görülür görülmez iktidardan yayılan bu laik itirafdalgası Atatürke karşı beslenen fakat şimdilik bilinçaltı çöplüğünün kuytu köşelerinde buruşmuş halde duran duygulara da ulaşacak, Mecliste mareşal üniformalı Atatürk resmine bile katlanamadığını söyleyenler, hiç merak etmesinler, bu duyguları açığa vurmaya bağlı bir boşalmanın hazzını yaşayacaklardır. Bunun da ipucu verilmiştir.

Bilinen davanın iddianamesinde, Atatürkün dahi Ergenekonun tarikatvari yapısı içinde olduğu, ancak henüz açıklamanın zamanı gelmediğisavlarına yer verilmesi, Cumhuriyetin bir numaralı banisi fakat yakında bir numaralı sanığı haline getirilirse kimsenin şaşmaması gereken halk önderine yönelik inkârve bozgunun ayak sesleridir.

Amaç gündemi değiştirmek

Türkiyenin bugünkü sorunu ne İnönü, ne onun bıyıkları ne de 40lı yılların ekmek vesikalarıdır. O karneler, nasıl yoktan var olduğumuzun, aç kalıp onursuz bırakılmadığımızın ibret belgesi olarak tarihetespitve tesciledilmiş, ulusun ibret belleğindeki yerini almıştır. Sömürge zengini Çörçilin bile ulusuna kanve gözyaşından başka bir şey vaat edemediği o savaş yıllarında, 4 şeker fabrikası 3 çimento fabrikasından başka varlığı olmayan bir ülkede ulusa vaat edilecek olan herhalde iki anahtar (ev ve otomobil) değil, ancak gerçeklere yaldızsız, hayalsiz bakabilen, tumturaklı sözlerle ulusunu kandırmayan bir devlet adamının ulusuna yazabileceği acı reçete ölçüsünde dipsiz kile boş ambarolacaktır.

Savaş yıllarında belki Türkiye aç kalmış, fakat oğullar babasız, babalar oğulsuz kalmamıştır. Bunu bilmek için okumuş olmaya gerek yoktur. Ancak amaç başkadır. Amaç, gündemi saptırmak, yurttaşların çığlığını bastırmaktır.

Yangın yeri

Türkiye bugün yangın yerine dönmüştür. Rakamsal göstergelerle yaşamsal göstergeler taban tabana zıttır.

Toplum topyekûn cinnet getirmektedir.

Toplu cinayetler, intiharlar kol gezmekte, sapıklık ve sapkınlıklar şiddetle birleşerek her yaştan, her meslekten insanı etkisi altına almaktadır.

Nedeni ne İnönü ne de onun bıyıklarıdır. Nedeni, işsizlik, geçim sıkıntısı, yoksulluktur. CHPnin ekonomi kurmayı Sayın İlhan Kesicinin 27.3.2010da yaptığı ve Cumhuriyet gazetesinde de yer alan değerlendirmeye göre, Türkiyede 7 milyon işsiz var, kapanan fabrikalar var, organize sanayi bölgelerinin ve küçük sanayi sitelerinin hemen hemen tamamı, en çok yüzde 30la çalışıyor, geri kalanı iflas ediyor. Türkiye borç batağına batmış, kamunun 295 milyar dolar, özelin 177 milyar dolar borcu var. Kişilerin kredi kartı ve tüketici kredisi borcu 80 milyar dolara ulaşmış, herkes borç batağına batmış. Ama balyoz dediler 3-5 ay bu konuşuldu, imzadediler, kurusu 6 ay, ıslağı 6 ay konuşuldu, Bülent Arınça suikast dediler, 3-5 ay bu konuşuldu. Bütün bunlar ekonominin tartışılmasını engellemek için yapılmıştır.İşte ülkenin gerçek görüntüsü, işte memleketimden insan manzaralarıbudur. Gerisi lafügüzaftır. Çekiver kuyruğunu gitsin!

İbrahim Türkeş  Hukukçu, Felsefeci


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon