Liderlerin röportajcısı Leyla Umar’ı kaybettik
Türkiy e’de gazeteciliğin en kıdemli imzalarından, röportaj ustası Leyla Umar dün 87 yaşında hayatını kaybetti.
Türkiye’de gazeteciliğin en kıdemli imzalarından Leyla Umar dün 87 yaşında hayatını kaybetti. Ankara’da 6 Temmuz 1928’de dünyaya gelen Umar, son dönemde Suadiye Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi’nde kalıyordu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı ve 2006 Burhan Felek Basın Hizmet ödülü sahibi Umar, yarın Teşvikiye Camisi’nde öğleyin kılınacak cenaze namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek.
Cumhuriyet’te yazdı
1960-70 döneminde Cumhuriyet’te de köşe yazıları ile haberleri basılan Umar, kariyeri boyunca yaptığı Fidel Castro, Nelson Mandela, Carlos Menem, Yaser Arafat, Ayetullah Humeyni, Desmond Tutu, Raissa Gorbaçov, İdi Amin ve Felipe Gonzales gibi siyasal ve aktüel isimlerin yanı sıra, Julio Iglesias, Elizabeth Taylor, Robert De Niro Kirk Douglas, Diana Ross, Prenses Diana, Maria Callas, Placido Domingo ve Liza Minnelli gibi meşhur sanatçılarla yaptığı söyleşileriyle de arşivlerde ölümsüzleşti.
Okulu yarıda bıraktı
GAMMA ve SIPA ajansları vasıtasıyla dünya çapında ismini duyuran Leyla Umar, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesiydi. Haberleri dünyada 42 ayrı ülkeye ulaşan, Türkiye’deki röportaj skalası Cemil İpekçi’den Kenan Evren’e dek uzanan Leyla Umar, Sokak Çocukları Derneği Başkanı Yusuf Kulca ile yaptığı çalışmalarla da adını duyurdu ve bütün mal varlığını sokak çocuklarına bağışladı.
Selanik kökenli İhsan Umar ve Atatürk’ün dostu, Kudüs’ün son mutasarrıfı Mithat Alam’ın kızı Ayşe Mihriban Alam’ın çocuğu Leyla Umar, yaşamı boyunca Samsun, Zonguldak ve İstanbul’da yaşadı. Üsküdar’daki Amerikan Kız Koleji’ne devam etti. Burada yedi yıl yatılı okudu. Arnavutköy Kız Koleji’ne geçti. Daha sonra okulu bıraktı ve bir daktilo kursuna gitti. Umar gençliğinde 1950-55 arasında Amerikan Konsolosluğu’ndaki görevli Amerikalılara, tam beş yıl Türkçe dersi verdi. İlk eşinden boşandığı 1955 yılında, Milliyet Gazetesinde, gazeteci olarak işe başlamasına sebep olacak “İngilizce bilen muhabir aranıyor” ilanına rastladı. Böylece, kurumdaki tek kadın gazeteci olarak, yıllarca Milliyet gazetesinde ‘Cemiyet haberleri’ adı altında yazılar yazdı. Umar, bu arada Şevket Rado‘nun Hayat, Metin Toker‘in ünlü Akis, Yusuf Ziya Ortaç‘ın Akbaba dergilerinde de imzasını bıraktı.
Umar, daha sonra Londra’da BBC‘de çalışmaya başladı ve İngiltere ile ABD’de yaşadı. Ancak, Milliyet ile de bağını kesmedi. 1977’de Türkiye’ye döndü ve aynı yıl, ikinci eşi Refik Erduran‘dan ayrıldı. Ardından, 10 yılı ABD temsilciliği olmak üzere, 22 yıl çalıştığı Milliyet gazetesinden de emekli oldu. Bağımsız gazetecilik yapmaya başladı.
NE DEDİLER?
‘Gazeteciliği ciddiye alırdı’
Ayşenur Arslan: “Yaptığı her işin ve elbette gazeteciliğin çok ciddiye alırdı. İlk aklıma gelen Birand ile birbirlerini atlatmak için girdikleri o tatlı rekabet oldu. Önce Birand’ı, şiimdi de sevgili Leyla’yı kaybetmekten çok üzüntü duyuyorum. O kadar çok şey paylaştık ki... Ama benim açımdan en unutulmazı bir grup gazeteciyi Küba’da Castro’yla buşuşturmasıydı. Onu çok özleyeceğim.”
‘Katkısı büyük’
Orhan Erinç: “Leyla Umar Türk basınının en kıdemli kadın yazarlarından biriydi. Özellikle 1960’la 1970 yılları arasında Cumhuriyet’te hem köşe yazılarıyla hem röportaj ve haberleriyle önemli katkılarda bulundu. Hem toplum olaylarını, hem kültür olaylarını ve bu olayların yapıcı ve düzenleyicilerini, ayrıca sanat ve kültürdeki gelişmeleri de yansıtrmak için büyük çaba harcamıştı. Vefatını öğrendiğimde Cumhuriyet’teki çalışmalarımız gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Leyla Abla da artık anılarımızda yaşamayı sürdürecek.”
‘Başarılarıyla örnek oldu’
Fikret Bila: “Leyla Umar Türk basınının öncü isimlerinden biriydi. Ayrıca bir Cumhuriyet kadını olarak gazetecilikte hem kadın gazeteciler hem de bütün meslektaşları için uluslararası çapta başarılara imza atarak örnek oldu. Özellikle kıdemli bir gazeteci olduktan sonra yaptığı Fidel Castro ve Nelson Mandela röportajları Türk ve dünya basınında büyük yankı buldu. Bu nadide özellikleriyle Türk basınında her zaman ayrı bir yere sahip olacak, sevgi ve saygıyla anılacaktır.”
‘Hepimizin Leyla Abla’sı’
Can Dündar:“Anıları yayınlandığında onu anlatan yazıma ‘Genç bir kadın’ başlığını koymuştum. Hepimizden gençti. Kuşağına özgü gazeteci damarı, hepimize örnek olacak bir heyecanla atardı. Ortaköy’de dostlarını buluşturduğu ünlü sofrasında birbirinden önemli röportajlarını keyifle anlatır, araya Bâb-ı Âli’de atlattığı gazetecilere dair tatlı sırları sıkıştırırdı. Hepimizin, ama en çok da sokak çocuklarının ‘Leyla Abla’sıydı. Nur içinde yatsın.”
‘Çılgın gazeteci’
Füsun Özbilgen: Leyla Umar başarılı, çalışkan, yaşamayı sevven, renkli, cıvıl cıvıl bir gazeteciydi. En zor ve yapılamayacak işlere cesaretle girişirdi. Küba Devlet Başkanı Castro röportajı böyle bir çabanın sonucuydu. Bir Bangkok gezisinde çok tehlikeli bir röportaj için uğraş verirken kendisine eşlik etmesi için baskı yaptığı ünlü bir fotoğraf ustası ile avaz avaz kavga edişi dün gibi hatırımda. Çılgın Leyla’nın ölümüne çok üzüldüm. Umarım öbür dünyada ruhu şad olsun
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama