'Lüks olan zaman'

Kırmızı topukların sahibi Christian Louboutin bu kez kozmetikte iddialı.

Yayınlanma: 19.09.2014 - 09:29
Abone Ol google-news

Moda endüstrisinin yarattığı en büyük arzu nesnelerinden olan kırmızı tabanların yabancısı değiliz. Christian Louboutin’in kırmızı tabanlı ayakkabıları bundan yedi yıl önce Hayrünnisa Gül’ün ayağında görülmüştü. Kırmızı tabanlar Türkiye’nin gündemine oturmuş, o dönem Cumhurbaşkanı eşi olan Gül’ün fiyatları 1500 TL’den başlayan harcamaları konuşulmuştu. Gündemin soğumaması üzerine Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada kırmızı tabanlı bu ayakkabıların Christian Louboutin’e değil başka bir markaya ait olduğu belirtilmiş, ayakkabının 270 liralık fişinin basına servis edilmesinin üzerine ortam sakinleşmişti.

Christian Louboutin, ülkemizde de satışa çıkaracağı kozmetik ürünlerinin global tanıtımı için İstanbul’da. Kendi adını taşıyan kozmetik departmanının ilk üyesi olan oje koleksiyonunun tanıtımı için Türkiye’de olan tasarımcıyla ojelerinin İstanbul’a olan benzerliğini, Türkiye’nin kırmızı taban gündemini ve daha fazlasını konuştuk. İşte yıllık cirosunun yüzde 30’unu Ortadoğu’da yapan Louboutin markasının Türkiye’deki 6 milyar dolarlık ‘sahte piyasası’nda yükselme hikâyesi:

- Ojeleriniz için ‘Sıradan bir ürün değil’ diyorsunuz. Nedir farkınız?

C. LOUBOUTIN - Kozmetiğe girerken benim aklımda şişelerden ütopik bir şehir inşa etmek vardı. Ojeyle başlayan serinin şişelerinin yükseltiler ve alçaltılarla mimari bir bütünlük yaratmasını istiyordum. Çıkış noktamda İstanbul da vardı. Bu fikrimle, hayatını kaybettiği için projeyi bitiremeyen Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer’in kapısını çaldım. Giderken ona bir İstanbul resmi götürdüm.

- Şişesinin fırçası çok uzun olduğu için ojenizi sürmek çok uzun sürüyormuş. Topuklarınız gibi ojeleriniz de kadınlara rahatlık sunmuyor değil mi?

LOUBOUTIN - Gerekli özeni gösterir, onları yavaş kullanırsanız aslında ürünlerim rahat. Bence lüksün bugünkü tanımı kendinize ayırdığınız zaman ve aileniz için kurduğunuz alanı kapsıyor. Evet ojelerimi sürmek de, ayakkabılarımla yürümek de zaman alıyor, ama tam da bunlar lüks. Spor ayakkabı giyenler koşabiliyor ama etraflarında olan bitenden haberleri yok. Herkes aynı yere, mezara doğru koşuyor. En azından benim ayakkabılarımla yoldaki güzellikleri görüyor, ojelerimi sürerken ellerinde tuttuklarının keyfini çıkarıyorlar.

- Ayakkabılarınızın Ortadoğu’da bu kadar popüler olmasını neye bağlıyorsunuz?

LOUBOUTIN - Ortadoğulu kadınlar ayakkabılarımı giyiyor ama kapalı kadınlara baktığımda seksi ayakkabılar değil, gözler görüyorum. Bence kapalı kadınlarda kadınlık ve feminenlik vurgusu gözler üzerinden yapılıyor. İnsan vücudunda feminenliği göstermek için bu kadar küçük bir alan varken, feminenliği ayakkabılar değil, bol makyajlı gözler anlatıyor.

 

'Düzlerim de topuklularım kadar seksi'

- Kariyeriniz seksi ayakkabılar üzerine kurulu. Ama artık kadınlar düz giyiyor. Seksi kadın, yüksek topuk yorumunuz değişti mi?

LOUBOUTIN - Ben her zaman hem yüksek topuklu hem de düz ayakkabılar yaptım, ama beni hep yüksek topuklarla andılar. Kariyerimde yaptığım ilk ayakkabı olan ‘Love’ (Aşk) düz olmasına rağmen insanlar yaptığın işler arasında en seks kokana odaklanıyor. Ben yüksek topuğu düze tercih ederim, ama düz ayakkabıların insanı daha az seksi yaptığını kabul etmiyorum. Her zaman babetlerle gezen Brigitte Bardot boşuna dünyanın en seksi kadınlarından biri olmadı. Düz ayakkabı özgürlüğü seksapelle birleştiriyor. Bence benim düz ayakkabılarım topuklularım kadar seksi.

 

'Bilse giymezdi'

- Yves Saint Laurent’in kırmızı tabanlı ayakkabılarına karşı açtığınız hukuk savaşını kazanmıştınız. Hayrünnisa Gül’ün kırmızı topuklarla fotoğraflanması ve Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan ‘Ayakkabı Nursace markadır’ açıklamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

LOUBOUTIN - Bunu ilk defa duyuyorum. Marka haklarıyla ben ilgilenmiyorum, eminim hukuk departmanımızın konuyla ilgili girişimleri olmuştur. Ama inanıyorum ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın eşi ayakkabının sahte olduğunu bilse giymezdi, bu ancak samimi bir hata olabilir.

 

'Yüksek' benzerlik

- Ojelerinizin şişesi aynı zamanda sizin efsane topuklarınıza da benziyor. Formlarla oynadığınızı serinin ilerleyen ürünlerinde göreceğiz sanırım?

LOUBOUTIN - Evet serinin geri kalanında piramitlerden esinlenen üçgenler, gökdelenleri çağrıştıran ince yükseltiler, kubbe formları da olacak. Ama kurguladığım şehir gerçekçi değil, bu yüzden dini formlara, belirgin yapılara burada yer yok. 32 renkten oluşacak ojeler Türkiye’de 120 TL’ye satılacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon