Masal kent: Palmira
Suriye'deki tarihi Palmira kenti (diğer adıyla "Tedmur"), binlerce yıllık tarihi, pagan inanışlarından itibaren bütün dinlere ait izleri taşıması, hala ayakta duran Roma dönemi şehir kalıntıları, efsaneleri ve bütün bunlarla iç içe yaşayan Bedevileriyle dikkatleri çekiyor.
Babil tabletlerine göre Palmira'nın tarihi MÖ 19. yüzyıla kadar uzanıyor ve MS 1. yüzyıldan itibaren Roma İmparatorluğu kayıtlarında da kentin adından söz ediliyor.
Bazı rivayetlere göre, Hz. Süleyman tarafından kurulan çöl şehrinin adı olan Tedmur, Süryanicede mucize anlamına geliyor.
Tarihi boyunca Süryanilere, Aramilere, Fenikelilere, Romalılara, Perslere ve daha birçok millet ve kültüre ev sahipliği yapan kente Bedeviler "Çöl Gelini" diyor.
Kervanların güzergahı üzerindeki kentin ticari merkez olmasının yanı sıra dini merkez olarak da kabul edilmesi nedeniyle, bugün kentte Pagan inanışlarından tek tanrılı dinlere kadar bütün izleri görmek mümkün.
Kentte kurulmuş Palmira Krallığının resmi dininin Paganlık olduğu göz önüne alındığında, MÖ 2000'li yıllarda inşa edildiği tahmin edilen Beel Tapınağının kentin tarihindeki önemi ortaya çıkıyor.
Tanrıça Beel için inşa edilen ve bugün önemli bir kısmı hala ayakta duran tapınağın, Pagan inanışına sahip kişilerin tanrıçadan af dileyip kurbanlar adadıkları hac yeri olarak uzun süre kullanıldığı biliniyor. Tanrıça figürleriyle süslü tapınağın tavanındaki gül desenleri ve motifler, daha sonra kente hakim olan tek tanrılı din anlayışlarına rağmen varlığını koruyor.
MS 3. yüzyılda Romalıların denetimine geçen kent, ticari ve dini merkez olma özelliğini yitirerek, lojistik avantajı nedeniyle askeri üs olarak kullanılmaya başlamış. Ancak Romalılar döneminde inşa edilen tören yolu, tiyatro, kütüphane ve mabetler varlığını bugüne kadar taşımış.
Halid Bin Velid tarafından 630'lu yıllarda fethedilen kentin, Müslüman hakimiyeti döneminde de askeri üs olarak kullanılmaya devam ettiği biliniyor.
Bu dönemde İslam motifli dikkat çekici yapılar inşa edilmediğinden, özellikle antik kent Roma dönemi izleri taşıyor.
Mezarlıklar vadisi
Antik kent ve Roma kalıntılarının yanı sıra Palmira'nın en dikkat çekici yerlerinden biri de kule mezarların bulunduğu mezarlıklar vadisi.
Araştırmalara göre Pagan inancına sahip Palmiralıların ve ardından kentte varlık gösteren Romalıların ölümden sonraki hayata olan inançlarının bir ürünü olan kule mezarların her biri bir aileye ait.
Birkaç kattan oluşan kulelerin her birinde duvarlar, mermer tabutlar içinde ölülerin yerleştirilmesine uygun inşa edilmiş. Kuleye yerleştirilen her tabutun önüne ölen kişinin büstünün konulduğu kulelerin önemli bir kısmı bugün yıkılmış durumda. Ancak ayakta duran kule mezarların dış cephe ve tavan süslemeleri dikkat çekiyor.
1001 gece masalları
1980 yılında UNESCO'nun Dünya Mirası Listesine alınan Palmira'yı ziyaret eden yabancılar, kenti "1001 gece masallarının yaşandığı yer" diye tarif ediyor.
Antik kent ve binlerce yıllık kalıntıların yanı sıra kentte bu kültür mirasıyla iç içe yaşayan Bedeviler ilk bakışta tezat oluşturuyor.
Kalıntıların içinde develeriyle gezen Bedeviler veya kalıntılardan 50 metre ötede çadırda kendi kültürlerine göre yaşayan insanlar, özellikle Avrupalı turistler tarafından yadırganıyor. Ancak kentin üst üste birikerek bugüne ulaşmış kültürü göz önüne alındığında Pagan inanışlarını veya Roma kültürünü Müslüman ve Arap Bedevilerden dinlemek, kentin kimliğini biraz da farklılaştırıyor.
Kentte gündoğumu, gün ve gece
Palmira'yı turistler kadar dünyanın farklı ülkelerinden fotoğrafçılar da sık sık ziyaret ediyor. Palmiye ağaçlarının arkasından antik kenti aydınlatmaya başlayan güneşin doğuşu, kentin fotoğrafını çekmek isteyenlerin kaçırmak istemediği bir görüntü oluşturuyor.
Bütün gün gezilmesine rağmen bitirilemeyen kentteki kalıntıları gezen turistlere, yabancılarla konuşarak birkaç dil öğrenmiş Bedeviler eşlik ediyor.
Turistler, kentin tarihi yönü kadar deve gezintileri, Bedevi çadırı, sürekli taze olan mırra, dalında hurma ve yerel çalgılarla yapılan çöl anonim müziğine de yoğun ilgi gösteriyor. Bedeviler ise kültürlerinin ve günlük yaşamlarının birer parçası olan bu unsurlarla geçimlerini sağlıyor.
Gün boyu kenti gezen ziyaretçiler, akşam yorgunluğunu Bedevi çadırlarında yerel yemekler ve yerel müzikle atıyor.
Karanlığın çökmesiyle birlikte antik kentteki ışıklandırmalar, çöl ve rüzgarın sesi, kente masalsı bir hava veriyor. Antik kentte bulunan Roma tiyatrosunda düzenlenen dans ve müzik gösterileri ise yabancıların Arap kültürüne dair örnekler görmesini de sağlıyor.
Toprak yapısının ince kumdan oluşması nedeniyle arkeolojik kazılara çok fazla müsait olmayan kentte zaman zaman yapılan kazılarda ortaya çıkarılan heykel, günlük kullanım eşyaları, takılar gibi birçok kalıntının önemli bir kısmının yurtdışına kaçırıldığı tahmin ediliyor.
Palmira müzesinde sergilenen kalıntılar bile, kentin tarihi boyunca dini inançlardan heykelciliğe, ticaretten dokumacılığa kadar birçok alanda ne kadar gelişmiş olduğunu ortaya koyuyor.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza