Melez matador!

Belki, Alman annesiyle Jamaikalı babası ona bir Volkswagen karavan hediye etmese, o bugün Wimbledon’da büyük bir sürprize imza atıp, ‘toprak ağası’ Rafael Nadal’ı eleyemeyecekti kariyerinde çizgi bulunan Dustin Brown. Ama tenis böyle bir spor, dünya sıralamasının bilmem kaçıncı sırasında yer alan biri çıkıp, tenis kortlarının en önemli isimlerinden birini evine yollayabiliyor. Jamaika asıllı Alman raket Dustin Brown da böyle bir zafere imza attı. Londra’da eşleşmenin ağırlığına bakmadan korta çıkıp, ıslıklara karşın sert oyun anlayışıyla Kastilyalı rakibi Nadal’ı yıldırdı ve tarih yazdı.

İkinci zaferi

Aslında tenisi biraz takip edenler Dustin’in Nadal karşısında 2. kez maç kazandığını da anımsarlar ama dünya 80.’liğiyle 102.’liği arasında dolaşan bir raketin, Nadal’ı hem de böyle hedef bir turnuvada devirmesi, öyle kolay kolay görülecek bir durum değildi. İşin kötüsü, rakibine boyun eğen Nadal, bu yenilginin ardından, artık eski günlerine dönemeyeceğinin sinyallerini de, “Doğrusu benim de eskisi gibi oynamam zor, o formu bir daha yakalayabileceğimi sanmıyorum” cümlesiyle verdi.

Kim bu Brown?

Peki, ‘İspanyol Boğası’nı şişleyen melez matador Dustin Brown kim? 1984 Hannover doğumlu bir melez. Küçücük yaşta futbol, judo, hentbol derken okul sporları sırasında gönül verdiği tenis topu ve raketin ardından baba toprağı Jamaika’ya gitmiş, 10 yıl sonra sonra tekrar Almanya’ya dönmüş. Otoritelere göre, ‘orta karar’ bir tenisçi. Zaman zaman iyi işler yapıyor, hatta para kazanıyor. Ama bir türlü ilk 50’lere giremiyor. Ama inatçı, ailesinin hediye ettiği Volkswagen karavanla, Avrupa’da katılmadığı turnuva bırakmamış. Nadallar, Federerler, Djokovicler özel jetlerle gezerken o, kimi zaman benzinlikte, kimi zaman ‘Camping’de uyumuş. Antrenmanından da sağlığından da ödün vermemiş. Hatta antrenörü de olmadığı için, kortlarda kimi yakalarsa idman yapmış. Belki de tek elle attığı ‘backhand’lerin, file önü varyetelerinin sırrı, ‘çoluk çocukla’ antrenman yapmakta gizli.

19 yıldır kesilmeyen saç

Elbette Brown’ı medyatik kılan bir özelliği de 19 yııldır kesmediği saçları. ‘Rasta’ stiliyle moda ikonlarını kıskandıran bu siyahi tenisçi için Sport Bild gazetesi, ‘Sansasyonel’ başlığını atmış. Yine tenis çevreleri onu, yarı Alman, yarı Jamaikalı matador olarak gösteriyor. O ise suskun. Fazla konuşmuyor. Ama, rakibinin fiziksel sıkıntısından yararlandığını vurguluyor. Ayrıca, yeni nesil tenisçilerin pek sevmediği servis oyununu da en iyi oynayanlardan. Galiba, Rafael Nadal zaferinin sırrı da burada saklı.