Memleket Popunun ‘Atom Karınca’sı
Son gününe kadar çalışan, baştaki heyecanını asla kaybetmeyen bir insandı Erol Büyükburç. Memleket popunun “atom karınca”sı. Onu karşılaştırabileceğimiz tek isim Zeki Müren. Büyükburç, yaptığı devrimler itibarıyla onun “pop” versiyonu. Bütün zamanların belki de en büyük “yıldız”ı.
Erol Büyükburç’u ilk gördüğümde çocuktum, üzerinde parlak bir pelerin, göz alıcı bir tahtta şarkı söylüyordu. Karşımdaki“şey” bana şahane gelmişti! Meğer gördüğüm, ününü ufaktan kaybetmeye başlamış, ne yapacağını bilemeyen bir “yıldız”mış. 60’lı yıllarda arabası (kendisi değil evet, arabası) omuzlarda taşınırken 70’lerde tepetaklak düştü, 80’li yıllardan itibaren, onu hızla bugüne getiren adımlarını attı.
Megalomanisi bir yana, yaptığı ve yaptığını iddia ettiği işlerle bile bambaşkaydı Erol Büyükburç. Son yıllarda memleket popunun tam ortasında bir “error” gibi duruyordu, algısı öyleydi ama aslında bu müziğin bizzat kurucusu. 1961’de piyasaya çıkarttığı kendi bestesi “Little Lucy”, memleketteki ilk “hit”lerden biri. Hayatındaki tek ilk bu değil. Rasyonel “ilk”ler, müzikle alakalı: İlk türkü düzenlemelerini yapan, ilk Türkçe besteleri üreten, yabancı şarkılara söz yazmayı ilk akıl eden şarkıcılardan… Bu da, kendisine haklı bir ün getiriyor elbette. Sonrasında, bu ünü yitirmeye başladığı andan itibaren hızlı değişim başlıyor. 70’lerin başında çevirdiği filmlerle bir süre daha gündemdeki yerini koruyor ama yeni yeni akımların ve şarkıcıların ortaya çıkmasıyla Erol Büyükburç bir anda demode kalıyor.
1982’de Arıtan Yayınevi tarafından basılan bir kitabı var: “Müzikte Ekolleşmeye Doğru / Şiirler ve Besteler”. Yayınevinin “sunuş”unda, Erol Büyükburç’un “ilkleri”ne vurgu yapılıyor. Ancak yukarıda sözünü ettiğimiz rasyonel ilkler değil bunlar, tuhaf “ilkler”. En mühim “ilk” şu: Bugün pop ve rock aleminde duyduğumuz her şeyi ilk deneyen, Erol Büyükburç. Demirhan Baylan, ölümünün ardından şu cümleyi kurdu: “Çok kapılar açtı”. Öyleydi. Tangoları, swing’leri, baladları, “disco”ları, türkü düzenlemeleri, masal besteleri, çocuk şarkıları ve hatta operetleri birbiri ardına karşımıza çıktı. Bu kadar çok türde beste yapmış olması şaşırtıcı geliyor ama değil: Son gününe kadar çalışan, baştaki heyecanını asla kaybetmeyen bir insandı Erol Büyükburç. Memleket popunun “atom karınca”sı.
Onu karşılaştırabileceğimiz tek isim Zeki Müren. Büyükburç, yaptığı devrimler itibariyle, onun “pop” versiyonu. Bütün zamanların belki de en büyük “yıldız”ı. Şahsına özel bir postacısı olduğunu söylerler: Her gün evine balya balya hayran mektubu taşınırmış. Bu bir efsane değil. Mektupların küçük bir bölümünü gördüm, sahiden aşkla yazılmış satırlar var içinde. Bir insanın bunca yükseğe çıkıp aklıselim kalması beklenemez elbette: Giderek “delirmesi” bundan sebep. Bu memlekette onca “ilk”i başarmak için de ancak onun kadar “deli” olmalı. Kaybı, büyük eksiklik; bunu ilerleyen zamanda daha iyi anlayacağız. İyisi mi, son sözü ona bırakalım: “Beni Erol Büyükburç olarak bugün bile iyi kötü ayakta tutan bir neden var: Hızlı devrim yapıyorum.”
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'