"MİT, PKK ile görüşmeli"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Milli İstihbarat Teşkilatları, PKK ile eylemlerinin sona erdirilmesi konusunda görüşmeler yapmalıdır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Brüksel Medya Buluşması'' toplantısının ardından, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.
MİT ile PKK arasında geçtiği iddia edilen görüşmelere değinen Arınç, şunları söyledi:
''Son günlerde Türkiye'de bir görüşme kaydı yayınlandı. Bu ne kadar doğrudur diye açıklamalar yapıldı. Farklı zamanlardaki konuşmalar makaslanarak, sonradan bir araya getirildiği, yanlış anlaşmalara yol açacak biçimde farklı cümlelerin içine monte edildiği konuşuluyor. Ben MİT mensubu değilim, ama bu toplantıya MİT adına katılan bir bayan var, daha sonra MİT müsteşarlığına getirilecek bir Başbakanlık müsteşar yardımcısı var ve terör örgütünün Avrupa'daki uzantılarının birkaç temsilcisi var.
Şu bir gerçektir, sadece silahlı güçle sadece başka tedbirlerle eğer bu örgütle mücadele tamamlanamıyorsa dünyanın her yerinde istihbarat örgütleri amacını iyi tespit etmek suretiyle bu örgütle görüşebilirler, konuşabilirler, belli olumlu sonuçlar almak için bunu yaparlar. Anlaşılıyor ki Türkiye'deki MİT de bu konuda örgütün temsilcileriyle zaman zaman görüşmeler yapmış.
Türkiye şu olgunluğa erişti. Bunu zararlı bulan, vatana ihanetle eş tutan bir açıklamayla rastlamadık. Sadece birkaç sorumsuz siyasetçinin konuşmasında bunu görebilirsiniz. Ana anamuhalefet partisi de muhalefet partileri de bu konudaki görüşmelerin olağan olduğunu, elbette yapılması gerektiğini ifade ettiler. Bunun niçin bir şekilde dışarıya ifşa edilmiş olduğunu, elbette analistler ortaya koyacaklardır. Bizce böyle gizli kalması gereken bir konuşmanın bir şekilde tespit edilerek, belli amaçlarla servis edilmesi olumsuzluktur.''
''Her türlü ihtimali düşünebiliriz''
''Bu durumda yabancı gizli servis parmağı olabilir mi'' sorusunu da Arınç, ''Her türlü ihtimali düşünebiliriz, bir gizli servisler mücadelesinden de bahsedebiliriz. Bu toplantıyı tertipleyen her tarafıyla bunu kayda aldığından ve belli amaçlarla muhafaza etmesi gerektiğinden bahsedebiliriz. Hatta oradaki tarafların dışında, başka merkezlerin de bunu önemli bulup bir an evvel buna ulaşmak istediklerini düşünebiliriz. Şu yayınlamıştır veya şu devletle ilgisi vardır demek ilk planda kolay ve mümkün olmayabilir. Ama herkes kendi aklıyla olaya baktığı zaman bunun herkes tarafından, yani hem görüşmede bulunan ve bulunmayanlar açısından, çok önemli olduğunu düşünmüş olabilir'' diye yanıtladı.
Ses kaydı yayınlandığı andan itibaren belki de öncesinden görüşmelerin kesintiye uğramış olabileceğine dikkati çeken Arınç, ''Ancak ben yine inanıyorum ki milli istihbarat teşkilatları ya da onlara yardımcı kurumlar bu örgütle, örgütün eylemlerinin sona erdirilmesi konusunda, eylemlerin sonuçsuz kalması noktasında, en azından örgütün silahlı eylem yapamaz hale gelmesi noktasında görüşmeler yapmalıdır, yapabilir. Bunların geçici bir süreyle intıkaya uğramış olması bundan sonra yapılmayacağı anlamına gelmez'' dedi.
Basın mensuplarının, ''Bir daha bu tür görüşmelerin yapılmayacağı yönünde bazı açıklamalarınız oldu'' sözleri üzerine Arınç, ''O konuşmadaki tarafları hemen hemen bildiniz. Birisi Zübeyr Aydar'dır, birisi Sabri Ok'tur, birisi Mustafa Karasu'dur. Elbette onlarla bundan sonra bir görüşme yapılır mı yapılmaz mı konusunda, ben onlarla bundan sonra bir görüşmenin başarılı sonuç vermeyeceğini söylemek istedim'' dedi.
''Başka isimler olabilir mi'' sorunu da Arınç, ''Elbette örgütün beyin takımı veya örgütün ileri gelenleri, örgütle bağlantısında bu kişi önemlidir, bunu yönlendirmek veya bundan sonuç almak mümkündür diye düşünülenler... Kimse onlar ben bilmem devletin istihbarat organları bilir. Bu görüşmelerin bir şekilde faydalı sonuçlar verecek bir biçimde yapılması veya yapılıyor olması mümkündür'' şeklinde yanıtladı.
Suriye
Arınç, Türkiye'nin Suriye'ye silah ambargosu uygulayıp uygulamadığının sorulması üzerine "Suriye ile ilgili olarak Sayın Başbakanımızın hem konuşmalarında hem de görüşmelerinde ortaya koyduğu konu özellikle Suriye'ye silah sevkine karşı bir ambargo uygulanacağıdır. Bu doğrudur'' dedi.
Bülent Arınç, ''Kaldı ki Türkiye üzerinden (Suriye'ye) sevkıyat yapmak isteyen birkaç teşebbüse, Türkiye istihbarat noktasında bilgisi olunca el koymuştu. Bunlar basına aksetmiştir veya aksetmemiştir. Ama bundan böyle ABD'nin de Suriye'ye karşı bazı ekonomik yaptırımlar veya silah nakillerine karşı aldığı tedbirlere Türkiye de faydalı olacağını düşünerek bundan sonra uyacağını ifade etmiştir. Çünkü Suriye'de silahların susması lazım. İnsana karşı yapılan toplu tüfekli hatta şehirlerin bazılarının bombalanması keyfiyetine karşı, masum insanların haklı taleplerini dile getirirken öldürülmeleri hiçbir zaman anlayışla karşılanamaz'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Suriye'ye su vermeye devam edeceğini belirten Arınç, ''Bunu insani buluyoruz. Suyu hiçbir zaman silah olarak kullanmıyoruz ve kullanmayacağız. Ama buradaki silah gücüne destek anlamına gelebilecek dışarıdan yeniden silahlandırılması insani değildir, Türkiye bunu önlemek için elbette görevini yapacaktır'' şeklinde konuştu.
İran'la işbirliği
Bülent Arınç, terörle mücadelede İran'la işbirliği yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine şunları söyledi:
''Bu var zaten. Yani PKK'nın bir kolu olan veya başka bir isimle faaliyet gösteren PEJAK'a karşı İran'ın eylemlerini uygun bulmaktayız. Çünkü ismi ne kadar farklı olursa olsun, İran'da bir eylem yapmasalar bile İran üzerinden Türkiye'de bir eylem organizasyonunda veya beraberliğinde bulunmaktalar.''
Başbakan Yardımcısı Arınç, terörle mücadelede sadece İran'la değil, tüm dünyayla ortak hareket etmek istediklerini vurgulayarak şöyle konuştu:
''Hiçbir ülke terörle mücadelede tek başına başarılı olamaz. Mutlaka iyi bir işbirliğine, ortak bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Esasen komşularımızla sıfır sorun politikasında bizim amaçlarımızdan birisi de o ülkelerle terörle mücadeleyi ortak yapmaktı. Şimdi bazı ülkelerle belki konjonktürel olarak sorunlarımız olabilir. Ama Türkiye bu mücadeleyi, ister Pakistan'da olsun, ister ABD'de, ister Avrupa'da olsun, terör bir insanlık suçu olduğuna göre, terörün ırkı, rengi, milliyeti olmayacağına göre, insana yönelmiş alçakça bir fiil olduğuna göre, herkesle her konuda teröre karşı işbirliği yapabiliriz.''
En Çok Okunan Haberler
- Semih Çelik’in arkasındaki gizemli kişi ortaya çıktı
- Ünlü köfte zincirinde 'domuz eti' skandalı
- Atatürk Anıtı'na balyozla saldırı!
- Adana halinin cuma günü kapatılmasına karar verildi
- DNA sonucuna Rezan Epözdemir'den ilk yanıt
- Diyarbakır’da ‘cihat’ çağrısı
- 'Alnınızı karışlamazsam namerdim!'
- Mezardaki DNA Cem Garipoğlu'na ait çıktı
- 'İyi hal' kalkacak mı?
- Oturum kapalı... Plan açık!