Murakami’den yazarlık öğütleri

Bugün Japon edebiyatı dendiğinde akla ilk gelen isimlerden Haruki Murakami’nin Koşmasaydım Yazamazdım’ın ardından okurla buluşan ikinci deneme kitabı Mesleğim Yazarlık, tüm yazma heveslileri için esin verecek saptamalarla yüklü.

Yayınlanma: 07.06.2021 - 00:04
Abone Ol google-news

Bugün Japon edebiyatı dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biri şüphesiz Haruki Murakami. Sadece Japonya’da değil, tüm dünyada oldukça popüler olan Murakami kitapları yayınlanır yayınlanmaz en çok satanlar listesinin en üst sıralarına yerleşiyor.

En büyük sıçramasını Sahilde Kafka ile yapan yazarın İmkansızın Şarkısı, Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu, Yaban Koyununun İzinde, Zemberek Kuşu’nun Güncesi, 1Q84 ve en son yayınlanan çok uzun romanı Kumandanı Öldürmek gibi yeri doldurulamaz onlarca romanı bulunuyor.

Sadece romanları değil, denemeleri ile de kişisel yazma deneyimini ve dolaylı yoldan öz yaşam öyküsünü okurları ile paylaşan Murakami’nin Koşmasaydım Yazamazdım’ın ardından okurla buluşan ikinci deneme kitabı Mesleğim Yazarlık, tüm yazma heveslileri için esin verecek saptamalarla yüklü.

12 bölümden oluşan kitap, Murakami’nin edebiyatla kurduğu ilişkiden, kişisel yazma macerasına, yazarlık mesleğine dair düşüncelerinden, kişisel yaşantısının kendini nasıl beslediğine dair pek çok şeyden bahsediyor.

NASIL ÖZGÜN OLUNUR?

Kitabın sayfalarında ilerlerken Murakami’nin roman yazarı olduğu ilk zamanlara doğru da bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Ne yazacağı, neyi nasıl yazacağı konusunda bocalasa da roman yazma deneyimini yaralı bir güvercinin sıcaklığını avuçlarında hissetmeye benzeten Murakami, o sıcaklık duygusunu kaybetmemiş.

Özgünlük söz konusu olduğunda Murakami’nin hayal gücü ile baş etmek çok da kolay değil. Sonuçta onun kitaplarını okurken gökten balık yağsa bile buna şaşırmamak gerekiyor.

Murakami’nin “özgünlük”ten bahsederken sıraladığı üç ölçüt dikkate değer: Başkalarından farklı eşsiz bir tarz, bu tarzın zaman içinde sürekli geliştirilmesi ve zaman içinde bir referans haline gelmesi. Zira bir yazarın bir anda parlayıp sönmesi onun söz konusu özgünlükten yoksun olduğunun en açık göstergesi Murakami’ye göre.

‘PEKİ, AMA NE HAKKINDA YAZMALIYIM?’

Her yazı meraklısının en büyük sorusu olan “Peki ama ne hakkında yazmalıyım?” kitabın en önemli başlıklarından. Madde bir, roman yazarı olmak için en önemli şey kesinlikle çok kitap okumaktır. Murakami bunun üzerinde uzunca duruyor. Çünkü roman yazmak için roman denilen şeyin yapısını iyi anlamak gerekir ki bu da ancak okumakla mümkündür.

Bütünü olduğu haliyle hafızada tutmak zor olduğundan her daim ayrıntılara odaklanan Murakami’nin en büyük silahı ise gözlemlemek. Çünkü “dünya gözünüze sıkıcı görünebilir ancak aslında büyüleyici, gizemli cevherlerle doludur” diyor.

Kitabın son kısmına geldiğinizde Murakami tamamıyla kendiliğinden ortaya çıkmış bu metin için halihazırda “otobiyografik” kabul edilecek olması durumuna hazırlıklı olsa da aslında öyle bir bilinçle yazılmadığının bilinmesini istediğini tekrar ediyor.

Aynı zamanda roman yazmak isteyenler için bir rehber misyonu da üstlenmeyen bu kitap, yine de bu açıdan esin verici olmaya kayıtsız değil. Gerek yazma tekniği gerek üslubu gerekse kurgu gücü ile 21. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olduğu tartışma götürmeyen bir yazarın açık yüreklilikle kaleme aldığı bu metin kesinlikle okumaya değer.

Mesleğim Yazarlık / Haruki Murakami / Doğan Kitap / 208 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler