Öğretmeni kim yetiştirecek?
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in “öğretmenimizi kendimiz yetiştirelim’’ sözünün ardından amacı öğretmen yetiştirmek olan eğitim fakültelerinin işlevinin ne olacağı sorusu yanıtlanmış değil.
Öğretmen yetiştirilmesi konusunda kafalar biraz karışık! Öğretmenleri kim yetiştirecek? Eğitim fakülteleri mi? Milli Eğitim Bakanlığı mı? Eğitim fakülteleri, öğretmen yetiştirme konusunda YÖK’ün inisiyatifi fakültelere bırakmasını istiyor.
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, geçen günlerde, “Öğretmenlere çocuklarımızı emanet edeceğiz. O zaman öğretmenlerin yetiştirilmesi ile ilgili olarak yeni şeyler yapmak lazım, biz şu noktaya geldik; üniversitelerimiz alanlarında uzman gençler yetiştirsin, öğretmen demiyorum, gençler. Biz de bunlardan ihtiyaç duyduklarımızı alalım ve öğretmenimizi kendimiz yetiştirelim. Yine hükümetin reform paketindeki Öğretmen Akademisi böyle bir ihtiyacın sonucu. Bunu üniversitelerle yapacağız” dedi.
Farklı tahminler
Eğitim fakültelerinin hocaları bu sözleri nasıl yorumlayacakları bilemiyorlar. Kimisi fakültelerin kapatılmasından söz ediyor, kimisi “bazı bölümler kapatılabilir, bazıları birleştirilebilir” tahmininde bulunuyor.
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği ve Balçova Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen “Nasıl Bir Eğitim Reformu?” başlıklı sempozyumda “Türkiye’de Öğretmen Eğitimi Sorunları ve Bazı Öneriler’’ başlıklı bir bildiri sunan Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nilay T. Bümen, eğitim fakültelerinin temel sorumluluklarından birinin ilköğretime ve ortaöğretime öğretmen yetiştirmek olduğunu söyledi.
Öğretmen eğitimine yönelik farklı bakış açılarının olması, ilgili programları ve bu programların nasıl yürütüleceği konusunu etkilediğini vurgulayan Bümen, “Ülkemizde öncelikle, eğitim fakültelerinde yaygın olarak benimsenen öğretmen eğitimi yaklaşımya da yaklaşımları sorgulanmalı ve ileriye dönük yaklaşım tercihleri yapılmalıdır.
Bu yaklaşım(lar) izlenerek öğretmen eğitimi daha bilimsel bir temelde gerçekleştirilebilir’’ dedi.
Acil reform gerekli
YÖK tarafından yazılan şablon programdan vazgeçilmesi, eğitim fakültelerine inisiyatif verilmesi gerektiğini belirten Bümen’in önerileri şöyle:
“Teori ve pratik birbirinden çok uzak bu ikisini buluşturmamız lazım. Öğretmen adaylarının okul deneyimi olması lazım. Uygulama 3 ya da 4. sınıfta başlıyor ve bu çok geç. Okul deneyiminin 1. sınıfta başlaması gerek. Öğretmen adaylarının mesleğe yatkın olup olmadıklarının da belirlenmesi önemli.
Eğitim fakültelerinin çağa ve Türkiye’nin gereksinimlerine uygun hizmet verebilmesi için acilen sistematik reformlara ihtiyacı bulunmaktadır.
Sistematik reformlar yapabilmek için önce farklı tezler tartışılmalı, ardından bu tezler pilot çalışmalarla test edilmelidir. Pilot çalışmalar sonunda başarısı verilerle kanıtlanmış modelin yaygınlaştırılması yoluna gidilmelidir.’’
Eğitim fakültelerine yeni düzenleme
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, eğitim fakültelerinde uygulanacak başarı sıralaması şartının, adaylarda oluşabilecek kafa karışıklığının önüne geçilmesi için gelecek yıldan itibaren başlatılacağını söyledi. Prof. Saraç, “’bu uygulama girdi esaslı bir iyileştirmedir. Aynı zamanda süreç ve çıktı esaslı bir iyileştirme de yapmak istiyoruz. Bu kapsamda, eğitim fakültelerinde programların yeterlilikleri konusunda da çalışıyoruz” dedi.
Eğitim kalitesini artırmak ve gereksinimlere daha iyi cevap verebilmek yeni düzenlemelere gittiklerini anlatan belirten Saraç düzenlemeyle öğretmenlerin de uzmanlaşma imkanı yakalayacağını söyledi.
Bu öğretmen mucize yarattı
Birleştirilmiş sınıflı bir köy okulunda Köy Enstitüsü ve Waldorf sistemini birleştirerek okulu bölgenin gözdesi haline getiren sınıf öğretmeni Fatma Ayan, Sabancı Vakfı’nın “Fark Yaratanı’’ oldu.
Alanya’nın Mahmutlar beldesindeki Kılıçarslan İlköğretim Okulu öğretmeni Ayan, Erzurum’dan bu okula atandığında harap bir okul ve ihtiyaç sahibi öğrencilerle karşılaştı. Fatma Ayan ve gönüllüler, okulda kütüphane kurmak için bir video çekip internetten çağrı yaptıktan sonra birçok yerden kitap yardımı gelmeye başladı.
Açık kütüphane
Bir şirketin gönüllülerinin kütüphane için konteyner göndermek istemesi üzerine dünyadaki açık kütüphaneleri incelediler ve Tel Aviv’deki örneğe benzer şekilde konteyner ve raf sistemlerini oluşturup açık kütüphane kurdular. Yaptığı çalışmalarla Alanya’nın ‘Modern Köy Enstitüsü’nü yaratan Fatma Ayan, çocuğun yaratıcılığını, öğrenme yeteneğini, düş gücünü, iradesini ve iyimserliğini destekleyen Waldorf eğitim sistemini müfredatla bütünleştiriyor.
Okulda sabah derslerinin ardından öğleden sonraları öğrencilerle dikiş, tadilat, alet kullanma, kaybolan geleneksel oyunlar atölyeleri yapılıyor.
Köyün bir ninesi her gün öğrencilere kilim dokuma dersleri vererek bölgedeki yörük kültürünün devamlılığına katkı sağlıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı